Japon zeybekler

Türkiye’den 9 bin kilometre uzaklıktaki Kushimoto adlı küçük bir Japon kasabasında büyük bir Türkiye sevgisi hakim. Her geçen gün artan bu sevginin nedeni aslında 126 yıl önce yaşanan bir facia. II. Abdülhamit’in hediyelerini Japon İmparatoru Meiji’ye götürdükten sonra dönüş yolunda 16 Eylül 1890’da Kushimoto kıyılarındaki Şeytan Kayalıkları’nda batan Ertuğrul fırkateyni, Türk ve Japon halkları arasında güçlü bir bağ oluşmasına vesile oldu.
17 bin nüfuslu kasabanın kıyalarında batan Ertuğrul Fırkateyni’nde yaşamını yitiren 538 Türk denizcisinin anısına büyük önem veren Kushimoto halkı, o günden bugüne Türkiye ve Türklere özel bir ilgi gösteriyor. Ertuğrul’da şehit olanları büyük bir saygıyla özel mezarlıklara gömen, kurtulan 69 askeri iyileştirmek için çabalayan Kushimoto halkı, Türklerin fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını 126 yıldır kuşaktan kuşağa aktarıyor. Kushimoto’nun genç nesli de bu tarihi bağın etkisiyle Türk kültürüne oldukça meraklı. Türkçe öğrenen genç Kushimotolular, Türk halk oyunları ve yemeklerine de oldukça ilgililer.
Evlerde Türk kahvesi
Kasaba sakinleri yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte Türk kültürüne dair öğrendiklerini sergilemeye hazırlanıyor. Türkiye ilgisinin kasabadaki can damarı Aydınlı Ayşegül Arkan. Ankara Üniversitesi Japon Dili ve Edebiyatı mezunu 25 yaşındaki Arkan, Kushimoto belediyesinde memur. Kış boyunca gönüllü Kushimoto halkına Türkçe dersleri veren Arkan, isteyenlere Türk halk oyunları da öğretti. Yöresel zeybek oyununu Japonlara sevdiren Arkan, Türk kültürünün vazgeçilmezi kahveyi de misafir ağırlama geleneklerine soktu. Kushimoto’nun evlerinde artık Türk kahvesi en önemli ikramlar arasına girerken, sabah kahvaltılarda Türk çayı da demleniyor. Hatta kasabada sık sık Türk yemeklerinin yapılıp yenildiği Türk geceleri yapılıyor. Kasabada yaşayan yetişkinler ise zeybek ve kaşık oyunu dersleri alıyor. Yaz aylarında Türk halk oyunları gösterisi yapmaya hazırlanan Kushimotoluları gösteri heyecanı da sarmış durumda.
Çocuklar körebe oynuyor
Kushimoto’ya gelecek Türklerin kendilerini evinde hissedeceğini anlatan Ayşegül Arkan, “Kültürümüzü öylesine benimsediler ki okuldaki çocuklar körebe, köşe kapmaca, yakan top gibi oyunları oynuyor. Çocuklarla birlikte Türk anıtının temizliğini yapıyorum. Her fırsatta Türkçe ders veriyorum. Tarihe meraklı lise öğrencileriyle Osmanlı tarihi hatta İnkılap Tarihi ve Atatürk hakkında konuşuyoruz. Kushimoto’da herkes en azından ‘merhaba’ ve ‘hoşçakal’ diyecek kadar Türkçe öğrendi. Türkler burada yabancılık çekmez” diyor.
‘Madalya dedemden kaldı’
Belediye Başkanı Katsuemon Taşima ise, “Kasabamıza gelen Türklerin hoş zamanlar geçirmesi için çabalıyoruz. İki kültürün kaynaştığı etkinlikleri bu yıl müzenin yakınlarında yapacağız” diye konuşuyor. Ertuğrul askerleri için hala çok üzüldüklerini belirten Taşima, “Onlar aslında hiç ölmedi. Onlar sayesinde iki ülkenin dostluk ilişkileri devam ediyor. Şehitleriniz dostluk elçisi olarak görevlerini sürdürüyorlar. Dedem Katsuemon Taşima dedelerinizi gören ve kahramanlıklarını bile bir Japon. Ondan hatıra kalan bu madalya kahramanlıklarınızı unutturmayacak” diyor.

Sonsuz saygı 1890’da başladı

II.Abdülhamid, Japonya’ya bir gemi gönderilerek Japon İmparatoru’na mücevherli imtiyaz nişanı vermek istemişti. Donanmanın en güzel gemisi olan ama 10 yıldır hareket etmeyen Ertuğrul seyahate hazırlandı. Geminin seyahati tamamlayamayacağı yönündeki raporlara rağmen Ertuğrul, Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıktı. 7 Haziran 1890’da Japonya’nın Yokohama Limanı’na varan Ertuğrul büyük sevgi ile karşılandı. Japonların Pasifik’te tayfun olacağı uyarısına rağmen gemi, 15 Eylül 1890’da yola çıktı. Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan Ertuğrul, 16 Eylül 1890’da Fugano-Ra kayalıklarına çarptı. 607 mürettebattan sadece 69’u kurtarıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Ertuğrul’un 125. Yıldönümü nedeniyle Japonya’ya TCG Gediz fırkateynini göndererek şehitleri anmıştı.