Rashomon
İnsanoğlunun zaafları üzerine kurulmuş bu psikolojik dramda, 12. yüzyıl Japonyasında karısıyla birlikte ormandan geçmekte olan bir samuray, bir haydutun saldırısına uğrar ve öldürülür, karısı ise tecavüze uğrar. Haydut yakalanır ancak onun ifadesi ile kadınınki taban tabana zıttır. Olayı çözmesi için devreye giren bir medyumun vasıtasıyla ölen samuray da yine tamamen tamamen farklı bir hikâye anlatır. Cesedi bulan oduncunun ifadesi ise hiçbirisininkine uymaz. Aynı suçun dört çelişkili ama bir o kadar da inandırıcı olarak anlatıldığı, yani herkesin 'gerçeği' nin farklı olduğu bu olayda kim doğruyu söylemektedir?
İlki Budist rahibe, ikincisi de 'yabancı'ya ait şu sözler filmin ana fikrini de özetler:
« İnsanoğlu zayıftır, o yüzden yalan söyler. Hatta kendine bile! »
« İnsanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da olsa iyi şeylere inanmak ister. Böylesi daha zahmetsizdir. »