24.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Hazırlayan: MERT İNAN | KANSER YENİLMEZ DEĞİL (8)
Bahar Sunman, 14 yıl önce meme kanseri olduğunu öğrendi. Teşhis konulduğunda küçük kızı henüz 22 aylık olan Bahar Sunman(55), kanser tanısını aldığı gün arkadaşlarıyla olan programını iptal etmeyerek, kadınlar gününe katıldı. Ameliyat olduktan sonra kemoterapi, radyasyon ve ışın tedavisi gören Bahar Sunman, 4 yıl önce akciğerinde tümör olduğu ortaya çıkınca bir kez daha operasyon geçirdi. Şimdilerde sağlık durumu oldukça iyi olan Bahar Sunman, hastalara şu mesajı veriyor:
“Kanser hastaları, hastalıklarıyla barışık olur, sağlıklarına dikkat eder, sebze-meyve tüketir, sahilde uzun uzun yürüyüşler yapar. Kanser hastaları doktor kontrollerini aksatmaz, birçok şeyi stres yapmamayı öğrenir ve önce ben demeyi ilke edinir.”
‘Bırakın dağınık kalsın’
Sunman, kanserle mücadele eden kadınlara güçlü olmaları gerektiği mesajını da vererek, şöyle devam etti:
“Kadınlar, hayatınızda hoşlanmadığınız hiçbir şeyi yapmayın relaks yaşamayı öğrenin. Güç sizsiniz bunu hiç unutmayın. Eviniz dağınık ve toplamak istemiyorsanız, bırakın dağınık kalsın. Kadınların üzerine yıkılan ve vazife gibi algılanan işler, artık son bulmalı. Beyler kirletsin kadınlar toparlasın davranışı son bulmalıdır.”
Kanseri yenmiş veya yeni tanı almış hastaların sebze, meyve tüketiminde pazar kültürü geliştirmeleri gerektiğini ifade eden Sunman, kendisinin de uyguladığı bazı önerileri şöyle sıralada:
‘Stres biriktirmeyin’
“Günlük taze yemekler yapmalısınız. Zeytinyağlı yemekler iki üç gün dolapta durabilir. Her kadın kendisinin özel olduğunu düşünerek özel zamanlar ayırmalı. Artık stresi büyütmüyorum. Hoşlanmadığım yakınlarımdan ve insanlardan uzak duruyorum. Çok kırıldığınız insanları affediyorsunuz.
Ben öyle yaptım, içimden onları affettim. Tüm kadınlara sesleniyorum; içinizde sıkıntı ve stres biriktirmeyin. Tedavide düzenli doktor kontrolü çok önemli. Büyük kızım şuan 23 yaşında. Hastalığım sırasında 9 yaşındaydı. Her doktora gidişimde grip olduğumu sanıyordu. Yaşça küçük olduğundan hastalığımı söylemiyordum. Sahilde iyotu içinize çeke çeke yürüyün. Biliyorum kolay değil ancak acıyı, sıkıntıyı kendinize dert etmemeye çalışın.”
Rektum kanserini kötü beslenme tetikliyor
Medikal Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Sezer Sağlam, beslenme biçiminin kanser oluşumunu etkilediğini belirterek, kötü beslenmenin rektum kanserine yol açtığına dikkat çekti. Sağlam’a göre rektum kanserinin görülme sıklığı da önümüzde yıllarda 3’e katlanacak.
Medikal Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Sezer Sağlam, rektum kanserinin en önemli belirtisinin dışkılama şeklindeki değişiklik olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
“Biz buna tenesmus adını veriyoruz. Tenesmus tuvalete gidip rahatlayamamak anlamına geliyor. İkinci en sık görülen bulgu ise makattan gelen kırmızı taze kan. Bu ikisi dışında önemli bir belirti yok. Makat kanamaları maalesef Türk halkında iyiye yorumlanıyor. Vatandaş, durumu ‘Mayasıldır, hemoroittir’ diyerek geçiştiriyor. Hastalık erken evrede saptandığında ameliyat öncesi radyoterapiye ve kemoterapiye gerek duyulmuyor. Hastalığı erken evrede yakalamak 40 yaşından itibaren kolonoskopi ve gastroskopi öneriyoruz. Erken dönemde tespit iyileşmede yüzde 90 etkili. İyi huylu poliplerin, zamanla kanserleşmeden çıkarılması gerekiyor. Rektum kanseri tedavi edilmediği veya çok geciken durumlarda hastaların yüzde 85’inde karaciğer metaztazları görülüyor.”
Akdeniz diyeti önlüyor
“Nüfusumuzun yaşlandığı göz önüne alınırsa rektum kanserinin görülme olasılığı ilerleyen dönemde 3 katına çıkacak” tespitinde bulunan Sağlam, hastalığın neden arttığını da şöyle açıklıyor: “Hastalık çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenomatöz poliplerden ortaya çıkıyor. Hastaların yüzde 90’ından fazlası, 40 yaş üzerinde. Bu yaştan itibaren her on yılda risk yaklaşık iki katına çıkıyor. Ailesinde kalın bağırsak kanseri, kalın bağırsak polipi ve ülseratif kolit hastalığı olanlar da rektum kanser riski artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği beslenme biçimi dışındaki beslenme modellerinin rektum kanserine neden olduğu düşünülüyor. İkinci önemli risk faktörü de sigara kullanımı. Genetik yatkınlık da risk yaratıyor. Çiğ meyve ve sebzelerin tüketilmemesi hastalığa katkı veriyor. Fazla kırmızı et tüketimi de rektum kanserine doğrudan katkı yapıyor. Etin pişiriliş biçimi son derece önemli. Özellikle yanmış, kömürleşmiş etleri fazlaca tüketmek hastalığı tetikliyor. Zeytinyağlı Akdeniz diyeti önemli. Günlük 5 kilometre yürüyüş riski azaltıyor.”
KANSER RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN BUNLARA DİKKAT
- Tütün ürünleri kullanmayın.
- Hayvansal yağ ve proteinleri azaltın.
- Kilo almayın.
- Haftanın en az üç günü 30-60 dakika arası yürüyüş veya egzersiz yapın.
- Sebze ve meyveyi günde ortalama beş porsiyon olarak tüketin. Örneğin bir orta boy elma bir porsiyon kabul edilir.
- Alkol almayın, içiyorsanız azaltın.
- Karaciğer kanserinden korunmak için Hepatit B aşısı olun.
- Genç kızlar, rahim ağzı kanserinden korunmak için HPV aşısı olabilir.
- Midede helikobakter mikrobu varsa antibiyotiklerle bunu tedavi ettirin.
- Güneş ışınlarına karşı koruyucu kremler kullanın. Uzun süre direkt güneş ışınına maruz kalmayın.
- Solaryum yaptırmayın.
- Anilin boyaları, asbest ve benzen maddesinden uzak durun.
- İçinde ne olduğunu bilmediğiniz yapay katkılı yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.
- Kanserojen katkı maddesi içeren ürünleri tüketmeyin.
- Yanık ve işlenmiş yiyeceklerden kaçının. İçecekleri aşırı sıcak tüketmeyin.
- Kabuğu soyulabilen meyveleri iyice yıkadıktan sonra kabuklu tüketin.
- Sıvı yağları kızartmalarda tekrar, tekrar kullanmayın.
- Düşük radyasyon yayan cep telefonu kullanın. Cep telefonlarını kısa süreli ve kulağınızı değiştirerek kullanın. Kulaklık tercih edin.
- Doktorunuz önermedikçe ve eksikliği yoksa dışarıdan yapay vitamin desteği almayın
BİTTİ...