Kadına şiddete karşı dev proje

Avrupa Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu, aile içi şiddet ve töre cinayetleri başta olmak üzere insan hakları bağlamında toplumsal cinsiyet eşitliği için 2,5 milyon euroluk proje hazırladı.
Bugün Cer Modern Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilecek, “İnsan Hakları Bağlamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” Konferansı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Szombati ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanı Hikmet Tülen’in katılımıyla gerçekleştirilecek. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, “İnsan Hakları Kurullarının Desteklenmesi ve Kadın Hakları Projesi” kapsamında gerçekleştirilecek konferansa, Türkiye çapında ilgili çalışmalarda bulunan kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, meslek odaları ve sendikalardan oluşan geniş bir kitle katılacak.

Hedef toplumsal farkındalık
Projenin hedefleri, “İnsan hakları ihlallerinin inceleme ve başvuru süreçlerine ilişkin standartlar geliştirmek, toplumda insan hakları konusunda farkındalığı artırmak, kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel hayata katılımlarını teşvik etmek, aile içi şiddet ve töre cinayetlerini önlemek için gerekli tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanmasına katkıda bulunmak.Maliyeti 2.5 milyon euro olarak planlanan proje 2 yıl sürecek.

Çizgi filmle anlatılacak
Çalışmalar kapsamında çalıştaylar, seminerler düzenlenecek, rehber yayınlar hazırlanacak. Ayrıca illerdeki İnsan Hakları Kurulları üyelerine, din görevlilerine ve kanaat önderlerine insan hakları ve kadın haklarına yönelik özel eğitimler verilecek. Kamuoyunun dikkatini çekmek için uzun ve kısa metraj filmler hazırlanacak, tematik alanlarda çeşitli yarışmalar düzenlenecek, çizgi filmler yayınlanacak ve geniş çaplı bir medya kampanyası düzenlenerek çalışmaların etkin olarak duyurulması sağlanacak.
Yerel sivil toplum kuruluşlarıyla da sıkı ilişkilerin geliştirilmesine çalışılacak proje kapsamında İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Mersin, Aydın, Yozgat, Elazığ, Erzurum, Batman ve Ankara olmak üzere 10 ilde kadın hakları konusunda toplantılar gerçekleştirilecek.

(ÖNDER YILMAZ / Ankara)

Diyarbakır’da Surp Giragos Ermeni Kilisesi bahçesinde bulunan ağaca asılmış bezden yapılmış çok sayıda çocuk gelini görenler şaşırıyor. 158 adet bezden çocuk gelin Erzurum Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimsel Enstitüsü’nde master yapan Şegra Aydoğan tarafından küçük yaşta zorla evlendirilen, bekaretlerini yitirdikleri için öldürülen kız çocuklarının durumuna dikkat çekmek için hazırlandı.
Erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının içinde bulundukları duruma dikkat çekmek amacıyla böyle bir çalışma yaptığını belirten Şegra Aydoğan şunları söyledi: “Evde ail bireyleri ile komşuların da yardımıyla 158 bezden küçük gelin hazırladık. Özellikle dini bir mekanda bunları sergilemek istedim. Camilerde figür yasağı bulunduğu için sağ olsun kilise bize kapılarını açtı. Şiddete maruz kalan, küçük yaşta zorla evlendirilen kızların içinde bulundukları duruma dikkat çekmek istedim. Küçük bir çocuktan nasıl bir anne olabilir ? Buna ’Dur’ demek istiyorum ve en güçlü silah olduğuna inandığım sanatla mesajımı vermek istedim. Diyarbakır’dan sonra İstanbul’da ve yurt dışında da bu çalışmayı yürütmek istiyorum. (DHA)

Erkekleri eğitmezsek şiddet devam edecek

25 yıldır siyasetin içinde olan Gülay Yedekçi, “6 yaşında çocuk evlenebilir’, ‘Hamile kadın gezemez’ diye fetva verilise şiddet devam eder” dedi.

CHP’nin İstanbul 2. bölge 6. sıradan milletvekili adayı olan Yard. Doç. Dr. Gülay Yedekçi Milliyet’in sorularını yanıtladı:

Akademik kadronuzdan istfa ederek siyasete geçmeye nasıl karar verdiniz?
Ben zaten siyaset yapıyordum, siyasete geçmedim. 25 yıldır CHP’de siyaset yapıyorum. Öncelikle Türk insanına daha sonra da tüm dünyadaki çocuklara faydalı olmak istiyoruz. Bu nedenle anlaşılır ve insanı merkeze alan projeler hazırlıyoruz.

Kentsel dönüşüm konusunda uzman bir mimar olarak İstanbul’daki projeler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kentsel dönüşümle ilgili yazdığım bir kitap var. O kitapta da önerdiğim bir model var. Erişilebilir, sürdürülebilir kentsel dönüşüm modeli. Kentsel dönüşüm 4-5 katı yıkıp 10 kat yapmak değildir. Bu modelde de engelli insanların da rahatça yaşayabilecekleri, kendi enerjisini kendisi üreten binaların olduğu, oradaki mahalle kültürünün aynen muhafaza edildiği bir dönüşüm yapmayı öneriyoruz.

Meclis’e girmeniz durumunda önceliğniz ne olacak?
Cemevlerinin ibadethane sayılması, kadınlarımız için sığınma evlerinin bizim planladığımız ekolojik kadın köyü seviyesinde olması ve de Türkiye’nin yüzünü fene, bilime, teknolojiye dönen üreten bir ülke olması...

Partilerin kadın vekil politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Erkeği eğitmezsek kadın hep şiddet görmeye devam edecek. Kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı. Demek ki Türkiye’de algı değişiyor. ‘6 yaşında çocuk evlenebilir’ diye fetva verilirse, ‘Hamile kadın gezemez’ diye fetva verilise, ‘Degajesi çok açık, saat 22.00’den sonra sokakta gezen kadına tecavüz edilebilir’ denilirse bunları zihin akıl alamaz. Biz ilk bunları değiştireceğiz.

Gülay Yedekçi kimdir?

1976’da İstanbul’da doğan Yedekçi, Trakya Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi aldı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Yedekçi, milletvekili adaylığı için istifa etmeden önce Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yapıyordu. Kentsel dönüşüm ve gelecek mimarisi konusunda uzman olan Yedekçi, aynı zamanda “Ekolojik Kadın Köyü” projesinin de mimarı.

(BURCU ÜNAL - İstanbul)

‘Kadınlar sadece eşitçe bir yaşam ister’

Bir çay firmasının “Kadınlar ne ister” sorusuna cinsiyetçi klişelerle cevap verdiği reklam filmine sosyal medyadan tepki yağdı. Almanya’da politik psikoloji alanında doktora yapan Özden Melis Uluğ, Doğadan firmasının “Kadınların filmlerdeki gibi bir aşk, topuğu kırılmayan ayakkabı, çikolata, kilo aldırmayan pasta, çiçek, mükemmel erkek, çanta” istediğine vurgu yapılan yeşil çay reklam filminin derhal yayından kaldırılması ve firmanın kadınlardan özür dilemesi için imza kampanyası başlattı. “Change.org” adlı sitede başlatılan kampanyanın metninde kadınların gerçek isteklerinin “eşitçe, ayrımcılığa uğramadan, tecavüze ve tacize maruz kalmadan yaşamak” olduğu belirtildi. Kampanyaya aradan 24 saat geçmeden on beş binin üzerinde imza desteği geldi. Sosyal medya kullanıcıları da #kadınlarneister hashtag’iyle reklama tepki gösterdi. Tepkiler üzerine firma, sosyal medya hesaplarından paylaştığı reklam filmini kaldırdı. Firmanın twitter hesabından yapılan açıklamada “Bahsedilen amaçla yola çıkmadığımızı içtenlikle belirtmek isteriz. Tüketicilerimiz nezdinde oluşan hassasiyeti anladığımızı ve kampanya videomuzu yayından kaldırdığımızı bildiririz” denildi.
Başlattığı kampanyayla ilgili Milliyet’e konuşan Özden Melis Uluğ “Kadınlar olarak artık cinsiyetçi reklamlarla karşılaşmak istemiyoruz. Bu reklamların cinsiyetçi olup olmadıklarının ve bu reklamlarda nasıl bir kadın portresi çizildiğinin reklamlar yayınlandıktan sonra değil yayınlanmadan önce denetlenmesini istiyoruz” dedi. (UĞUR BİNGÖL - HABER MERKEZİ)