Ankara KADININ ÜÇ MUHTEŞEM DÖNEMİ: ERGENLİK, GEBELİK VE MENOPOZ

KADININ ÜÇ MUHTEŞEM DÖNEMİ: ERGENLİK, GEBELİK VE MENOPOZ

07.03.2016 - 14:26 | Son Güncellenme:

.

KADININ ÜÇ MUHTEŞEM DÖNEMİ: ERGENLİK, GEBELİK VE MENOPOZ

Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sarp Özcan, ergenlik, gebelik ve menopozun kadınların kendilerine ulaşmaları, bebeklerini kucaklarına alarak bir aile olmaları ve nihayetinde gerçek benlikleriyle tanışmalarını sağlayan 3 muhteşem dönem olduğunu vurgulayarak, "Bu dönemler sağlık açısından kimi zaman beraberinde bazı zorlukları ve dikkate alınması gereken süreçleri de getirebiliyor. Bunun en önemli nedeni, bu 3 dönemin de hormon seviyelerini önemli ölçüde değiştirmesi. Kadınların hayatın her döneminde enerjik olabilmelerinin temelinde de bu değişimler ve ’yenilenme’ süreçleri yatıyor" dedi.
Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan, genç kızlarda 9-13 yaş arası girilen ergenlik döneminin, beraberinde birçok fizyolojik değişikliği de getirdiğine dikkat çekerek, "İlk adet görme ile başlayan bu değişimler arasında en belirginleri vücut hatlarındaki değişime, ciltte yağlanma artışı, akne oluşumu, kilo ve boy değişimleri olarak sayılabilir. Ergenlik dönemi ile meydana gelen bu değişimlere hormonlar da eklendiğinde genç kızlar için zorlu bir dönem başlamış oluyor. Dış görünüşlerindeki devrime alışamayan genç kızlarda, bazen ciddi endişeler ve takıntılar gözleniyor. Aileleri tarafından bilinçlendirilen çocuklarda bu dönem daha sağlıklı bir psikoloji ile atlatılabiliyor. Değişim sürecinin farkında olan çocuklar, bu dönemde kendilerine yabancılaşmadan, yeni hallerini daha çabuk kabullenme eğiliminde oluyor" ifadesini kullandı.
"FİZİKSEL TAKINTILAR ERGENLİKTE BAŞLIYOR"
Özellikle kadınlarda görülen fiziksel takıntıların ergenlik döneminde başladığını ve çocukların bu dönemde kendileriyle barışık olmayı öğrenemedikleri takdirde bu takıntıların ömür boyu devam edebildiğini vurgulayan Dr. Özcan şunları kaydetti:
"Ergenlik döneminde yaşadıkları değişimler nedeniyle korku ve endişeye kapılan genç kızlar, psikolojik olarak sıkıntılı bir dönem geçiriyorlar. Bununla birlikte ergenlik döneminde aşırı kilo alma ya da ciltte akneler oluşması gibi çocuklar için endişe uyandırıcı belirtiler de meydana gelebiliyor. Ancak dikkat edildiğinde bu belirtilerin ergenlik sonuna kadar tamamen ortadan kalkabileceğinin bilinmesi gerekiyor. Bu dönemde ailelere düşen görev; çocuklarının aşırı kilo almasını veya hiç yemek yememeye meyilli olmasını engellemek. Hiç yememe, az yeme ya da aksine hızla kilo almanın sebep olabileceği hastalıklar konusunda ailelerin dikkatli ve kontrollü olmaları önemli.
ERGENLİK REÇETESİ: SPOR VE SAĞLIKLI BESLENME
Ergenlik döneminde yapılacak en doğru seçim, sağlıklı bir beslenme programı belirlemek ve sporla tanışmak. İyi beslenen ve spor yapan gençler bu dönemi çok hafif ve rahat atlatıyorlar ve gelişimleri, vücut yapıları daha sağlıklı oluyor. İleri yıllarda ortaya çıkabilecek kansızlık, yüksek tansiyon ve diyabet gibi birçok hastalık da bu şekilde engellenebiliyor. Bununla birlikte sporla ve sağlıklı yaşamla tanışan gençlerin; özgüveni gelişiyor, kendileriyle barışık olabiliyorlar ve kendilerini daha mutlu ve enerjik hissediyorlar. Ergenlik dönemindeki hormon değişimlerinin de körüklediği psikolojik etkilerin kalıcı olmasını ve içine kapanık bir karakter yapısı gelişmesini önlemek için, sağlıklı yaşam büyük ölçüde fayda sağlıyor. Ailelerin de bu dönemde yol gösterici, destekleyici olmaları, kırıcı davranışlardan, aşırı titiz, koruyucu ve ciddi eleştirel durumlardan uzak durmaları gerekiyor."
9 AY SÜREN HORMON EGEMENLİĞİ: HAMİLELİK
Hamilelikte 3 farklı duygu dönemi yaşandığı kaydeden Dr. Özcan, gebelik dönemindeki hormon değişimlerini diğer dönemlerden ayıran en önemli özelliğin, değişimlerin çok hızlı ve ani başlaması olduğunu söyledi.
Östrojen, progenteron ve hcg hormonlarının gebelik döneminde çok yüksek seviyelere hızla ulaştığını belirten Dr. Özcan, "Bu yükselmeler beraberinde fizyolojik ve psikolojik değişimleri de getiriyor. Gebeliğin başında görülen halsizlik, yorgunluk, isteksizlik sıkıntılara neden olabiliyor. İlk 3 aylık dönem geçtikten sonra, anne adayı yine hormonların etkisiyle psikolojik olarak olumlu değişimler yaşamaya başlıyor. Kendisini daha enerjik, daha pozitif duygular içerisinde buluyor. Son 3 aylık dönem ve doğum sonrasında ise artan bir unutkanlık durumuyla karşı karşıya kalabiliyor.
ANNENİN DUYGUSAL DEĞİŞİMİ: PSİKOLOJİK Mİ, FİZYOLOJİK Mİ?
Annelik içgüdüsel bir duygu durumu olarak tanımlanabiliyor. Hormonlar, beyinde tüm bölgeleri etkiliyor ve doğumdan hemen sonra prolaktin ve oksitosin hormonun etkisi altında olan annenin bebeğine bağlanmasını sağlıyor. Bu çoğu kez ilk tensel temasla başlıyor. Bu güçlü bağın olması için doğum ekibi, bebeğin hemen anne ile temas etmesini sağlamaya özen gösteriyorlar" dedi.
HAMİLELİKTE DEPRESYONA DİKKAT"
Hamilelik döneminde meydana gelen hormon değişiklerinin beraberinde depresyon riskini de arttırabildiğine dikkat çeken Dr. Özcan, "Bu dönemde kadınların sağlıklı bir psikolojik süreç geçirebilmeleri için gebelik öncesinden başlayarak sağlıklı bir yaşam disiplini kazanmış olmaları önemli. Öncesinde ve gebelikte düzenli ve kontrollü hafif egzersizler yapmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, uykuya önem vermek ve eş başta olmak üzere yakın çevreden destek almak depresyona karşı alınabilecek önemler arasında. Özellikle eşlerin sevecen, anlayışlı, destekleyici yaklaşımı depresyonu engelliyor ya da daha sakin geçmesini sağlıyor. Eşlerin, anne adayının beslemesine, uyku ve egzersiz düzenini de takip etmesi ve yardımcı olması önemli. Tüm önlemlere rağmen meydana gelen ve uzun süre geçmeyen depresyon durumunda uzman desteği almak gerekebiliyor" açıklamasında bulundu.
"DOĞUM ÖNCESİ MOTİVASYON ÖNEMLİ"
Anne adayı için bilinmezlikler içeren doğum anının, bazı durumlarda gebeler için gereğinden fazla panik nedeni haline gelebildiğini kaydeden Dr. Özcan şunlara dikkat çekti:
"Özellikle doğumun yaklaştığı dönemlerde hekimin anne adayına doğru ve rahatlatıcı bilgileri tekrar tekrar anlatması önemli. Bu yaklaşımla anne adayı, doğum konusunda daha bilgili hale geliyor ve motivasyonu artıyor. Gebelik motivasyonunda çok önemli bir rol oynayan baba adaylarının bu dönemde, kendi psikolojilerine de dikkat etmesi gerekiyor. Baba adayları, eşlerinin hamileliğinde çok değişik duygu durumları yaşayabiliyor. Baba olma duygusu, artan sorumluluk hissi, yeni bir yaşam biçimine adaptasyon çabası beraberinde stres ve panik duygularını getirebiliyor. Bu dönemde eşlerin birbirine destek olması, ortak payda ve zamanlarını arttırmaları ve güç birliği yapmaları iki taraf için de mutlu bir hamilelik döneminin kaynağı olabiliyor."
YENİLENMEK İÇİN GEÇİŞ DÖNEMİ: MENOPOZ
Menopozun hayatın 3’te 1’ini oluşturduğunu söyleyen Dr. Özcan "Birçok kadın menopoz dönemine sonun başlangıcı olarak bakıyor ancak menopoz, kadın hayatının en az üçte birlik bir süresinin geçeceği önemli bir dönem. Fizyolojik değişikliklerinin yol açtığı farklı belirtiler ve korkular ortaya çıkabiliyor. Yaşlanma duysu, sağlığı kaybetme endişesi gibi birçok olumsuz duygu yaşanabiliyor. Azalan östrojen nedeniyle değişik derecelerde ateş basmaları, terlemeler, ani sıkıntı hisleri, cinsel istekte azalma, uykusuzluk, kemik gücünde azalma gibi değişiklikler ortaya çıkabiliyor. Bu belirtilerin üstesinden gelmek ve gerekli hormon düzenlemelerini gerçekleştirmek için, bir uzmandan destek almak çok önemli" dedi.
"MENOPOZ DÖNEMİNDEKİ EŞE HASTAYMIŞ GİBİ DAVRANMAK YANLIŞ"
Menopoz döneminin kadınlar için gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak zorlu bir süreç olduğuna vurgu yapan Dr. Özcan, "Bu süreçte de eşlerine düşen görevler bulunuyor. Ancak menopoz bir hastalık değil. Bu nedenle erkeklerin eşlerine sanki hastalarmış gibi yaklaşması kadının kendini daha da yetersiz hissetmesine ve değişimleri daha zor kabullenmesine neden olabiliyor. İlgili, şefkatli, sevgili olmanın yanında destekleyici olmak ve eşlerini anlamaya çalışmak bu dönem için faydalı adımlar. Menopoz, perimenopoz adı verilen bir geçiş sürecinden sonra başlıyor. Kimi zaman ani kimi zaman daha yavaş gelişen bu geçiş dönemi, şikayetleri beraberinde getiriyor. Genellikle ilk birkaç yıl şikayetler yoğun olarak hissediliyor ve sonrasında azalmaya başlıyor. Bu dönemde hormon tedavisi ile birlikte sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz olumlu etkiler sağlıyor" ifadelerini kaydetti.