Gündem Kadınların sesi oldular

Kadınların sesi oldular

30.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Demirören Medya’nın organize ettiği ‘Sesim Olur musun?’ panelinde Duygu Canbaş, Filiz Aygündüz, Burçak Ildır, Buket Aydın ve Didem Arslan Yılmaz, kadının çalışma hayatındaki yerini ve önemini anlattılar.

Kadınların sesi oldular

Demirören Medya tarafından organize edilen, kadının çalışma hayatındaki yerinin tüm yönleriyle ele alınıp, sorunlara çözüm önerilerinin tartışıldığı “Sesim Olur musun?” başlıklı panel, Demirören AVM bünyesindeki “Social İstanbul İstiklal”de gerçekleştirildi. Türkiye’de kadınların iş gücü piyasasındaki genel durumu ve istihdamına yönelik sorunların ele alındığı panelin moderatörlüğünü Duygu Canbaş yaparken, Milliyet Gazetesi Ekler Yayın Yönetmeni ve Milliyet Sanat Dergisi Yayın Yönetmeni Filiz Aygündüz, Demirören Holding Hukuk Müşavir Yardımcısı Avukat Burçak Ildır, NTV Haber Spikeri Buket Aydın ile Habertürk Haber Spikeri Didem Arslan Yılmaz panele konuşmacı olarak katıldı. Demirören medya çalışanlarının davetli olduğu organizasyona yoğun ilgi gösterildi.

Haberin Devamı

Kadınların sesi oldular

‘İstihdam artmalı’

Panelin moderatörü Duygu Canbaş açılış konuşmasında şunları söyledi: “Biz bir yola çıkmıştık, arkadaşım Reyhan Özdemir ile birlikte. Sesini duyuramayanların sesi olmak istemiştik. O yüzden projemize ‘Sesim Olur musun?’ adını verdik. Bugün çok daha özel bir günü paylaşacağız. Çalışmak, üretmek, kendi ayaklarının üzerinde durmak, başarmak isteyen kadınlar için yola çıktık. Bugün de güçlerimizi birleştiriyoruz. Hep toplum, cinsiyet ve eşitlik meselesi karşımıza çıktı. Hangi alandan bahsederseniz bahsedin kadınların daha ‘Güçlüyüm, başardım’ demesi için aslında bu üç sözcükte birleşiyoruz. Kadın istihdamı konusunda çaba gösteren onlarca kurum ve şahıs olmasına karşın, ne olursa olsun istediğimiz seviyeye gelemiyoruz. Kadın istihdamını artıramazsak eksik kalırız. Eksilmek istemiyoruz.”

Haberin Devamı

Çözüm önerileri

‘Sesim olur musun?’başlıklı panelin ikinci bölümünde çözüm önerileri ele alındı. Didem arslan yılmaz, “kadın bedeninin medya organlarında araçsallaştırılmasından rahatsız oluyorum” dedi. Buket aydın reyting kaygısından dolayı yapılan bazı haberlerin rahatsız edici içerikler taşıdığını söyledi. Filiz aygündüz de ortak karar alınıp bazı yanlış anlatım ve kelimelerin ortadan kaldırılmasını dile getirirken, magazin haberciliğinde kadını aşağı çeken kelimelerin kullanılmaması gerektiğini söyledi. Burçak ıldır ise yasal düzenlemelerin genişletilmesi gerektiğine dikkat çekti.

‘Önceliğimiz kimliğimiz ve kişiliğimiz’

Milliyet Gazetesi Ekler Yayın Yönetmeni ve Milliyet Sanat Dergisi Yayın Yönetmeni Filiz Aygündüz panelde eğitim konusunun kadın istihdam ve hakları açısından önemine değinerek şunları söyledi:

“Kadınlar çok iyi eğitim almalı. Dört koldan, devletin de desteğiyle eğitim altyapısına odaklanılmalı. Kadınların işe alımlarında geleneksel rollerinden kaynaklı sorunlar çıkıyor. Kadınlar çok iyi eğitimli olsalar bile geleneksel roller nedeniyle genelde erkekler işe alınabiliyor. Demirören Medya Grubu’nda böyle bir durum söz konusu değil. İş hayatımda aynı CV’lere sahip kadın, erkek arasında kadınları tercih etmişimdir. Bunu pozitif ayrımcılık olsun diye yapmadım. 25 yıllık meslek hayatımda iyi eğitimli kadınların daha çok ürettiklerini gördüm. Erkeğin kadına atfedilen geleneksel rollerde ona yardımcı olması değil, yüzde 50 paylaşması gerekiyor. Bu sistem işlerse kadın ikinci plana atılmayacaktır. Çalışan kadınlara büyük rol düşüyor. Meseleye kadın, erkek olarak değil, insan olarak bakmalıyız. Bizim kadınlar olarak kendimize yapacağımız yatırımlarda önceliğimiz bize dayatılan kutsanmış güzellik anlayışı değil, kimliğimiz, kişiliğimiz, zihinsel yapımız, hayattaki varoluşumuz olmalı. Biz bunu çalışan kadınlar olarak sağlarsak arkamızdan gelenlere rol model oluruz.”

Haberin Devamı

‘Atatürk’e çok şey borçluyuz’

Habertürk haber spikeri Didem Arslan Yılmaz, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kadın haklarına yönelik çalışmalardan minnetle bahsederken şunları dile getirdi:

“Cumhuriyet dönemine kadar eğitim, öğretim imkanları çok kısıtlıydı ve kadınların çalışmasının aile yapısını bozacağı algısı vardı. Cumhuriyetin ilanıyla kadına yönelik bakışta çok şeyler değişti ve büyük adımlar atıldı. Atatürk’e çok şey borçluyuz. Unutmamamız gerekir ki; o adımlar atılmamış olsa çok daha farklı bir yerde olabilirdik. Atatürk’ün 1918 yılında günlüğünde yazdığı görüşler var. Ulu önder notlarında ’Kadın sorununda cesur olalım, kuşkuyu bırakalım, kadınların dimağlarını ciddi bilimler, tekniklerle süsleyelim. Kadınların onur ve haysiyet sahibi olmalarına birinci derece önem verelim’ görüşlerine yer veriyor. 1933 yılında kadınlara yerel yönetimlerde seçme-seçilme hakkı; 1934 yılında ise yasama, yürütme organlarında kadınların seçmesi ve seçilmesi sağlandı. Fransa’nın 1944, İspanya’nın 1945, İran’ın 1963, İsviçre’nin 1971, Katar’ın 2003, Arabistan’ın 2015 yılında kazandığı hakları 1933’de kazandık. Eşitsizlik anlamında birçok sorun yaşıyoruz. En büyük sorunların başında istihdam sorunu geliyor.”

Haberin Devamı

‘Güvenli ortam sağlamalıyız’

Panelin konuşmacılarından NTV haber spikeri ve Milliyet Gazetesi yazarı Buket Aydın, Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin geçmiş dönemde yaptığı araştırmalardan rakamlar verdi. Aydın, kadına şiddetin halen en büyük sorun olduğunu belirterek şöyle devam etti: “’2018 yılında kadının en büyük sorunu sizce nedir?’ diye sorsam, ‘şiddet’ cevabını alırım. Araştırmalarda en büyük sorun kadına yönelik şiddet. İkinci sırada işsizlik, üçüncü sırada eğitimsizlik ana sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Dördüncü en büyük sorun, sokakta baskı ve taciz. Aslında tablo bize çok şaşırtıcı gelmiyor. Maalesef Türkiye’deki kadınların yüzde 61’i ‘En büyük sorun nedir?’ sorusuna ‘şiddet’ cevabını vermeye devam ediyor. Araştırmanın yapıldığı ilk yıldan beri şiddet sorunu hiç değişmiyorsa, toplum olarak kendimizi sorgulamalıyız. Medya olarak kendi üslubumuzu da sorgulamamız gerekir. Son yıllarda kadınların çalışma hayatına katılımı ve özgürlük konusunda daha olumlu tutumlar olduğunu görüyoruz. Bu konferansı çok farklı sosyokültürel alanlarda yapıyoruz. Bir de hiç çalışmak istemezdim diyen kadınlarımız var. Kadınlar neden çalışmak istemiyor? Çünkü kreşe çocuğu gönderiyor. Çocuğu kimi zaman kreşte dövülüyor, kimi zaman serviste unutulup yaşamını yitiriyor. Kadınlar çocuklarının güvenilir ortamda olmasını ister. Bu güvenli ortamı kadınlara sağlamamız gerekiyor. Güvenli ortamı sağlayamadığımız sürece kadınlar çalışmak istemeyecektir.”

Haberin Devamı

‘Önümüzde gidilecek uzun yol var’

Demirören Holding Hukuk Müşavir Yardımcısı Avukat Burçak Ildır ise kadının iş yaşamındaki istihdam sorununun sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde yaşanan bir sorun olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye 2000’li yıllardan sonra AB’ye uyum süreciyle iç hukuk düzenlemelerinde ilerledi diyebiliriz. Bunlar küçük adımlar gibi görülse de önemli adımlar olduğunu belirtmek isterim. Gerçekten önümüzde katedilmesi gereken çok uzun bir yol var. Hukuk kurallarının yaşayabilmesi için başka dinamikler de gerekir. Sosyokültürel faktörler büyük önem taşıyor. Ancak bizim coğrafyamızda bu çok zor. Genlerimizde ataerkil etkenler var. Baktığınızda AB ülkelerinde de yasal düzenlemeler yapılıyor. Aslında onlar da kadın haklarında çok önde değiller. Baktığınızda Kuzey Avrupa ülkelerinde kadınların iş hayatında etkin faktör olduklarını görüyoruz. Kadınların nitelikli olarak çalışması gerekiyor. Kadınların yönetim kademelerinde olmasını önemsiyorum. Bizde küçük adımlar var ama umutla bakabileceğimiz gelişmeler var. Doğum izniyle ilgili iş yasalarımıza giren olumlu gelişmeler var. Hatta kısmi süreli çalışmaların erkekler için de yasaya girmesi önemli.”

Yazarlar