Kalp krizi riskimiz 10 yaş daha erken

Dünya genelinde 2015’te gerçekleşen 56 milyon ölümün 15 milyonu kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanırken, Türkiye’de yıllık ortalama 392 bin ölümün, 157 bini kalp-damar hastalıklarından kaynaklanıyor.

Kalp ve damar hastalıklarının, nüfustaki yaşlı yüzdesinin artması, şehir yaşantısının getirdiği zorluklar, kötü beslenme ve hareketsiz yaşama bağlı artış gösterdiğini dile getiren Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, “Kalp ve damar hastalıkları aynı zamanda tüm dünyada ilk sırada gelen ölüm sebebi. Kalp hastalıkları ölümlerin yüzde 40’ını oluşturuyor. 2030’da kalp ve damar hastalıklarından ölüm sayısı 22 milyona ulaşacak. Ülkemizde ise bu sayı 300 bini geçecek” dedi.

Türkiye ilk 3’te

Türkiye’nin Avrupa’da kalp, damar hastalıklarının en çok görüldüğü üç ülkeden biri olduğuna dikkat çeken Karabulut, şöyle devam etti:

“Avrupa’ya kıyasla balon-stent oranlarının düşük, baypas oranlarının yüksek olması hasta başına düşen doktor sayısı ile ilişkili. Türkiye’de kalp cerrahisi merkez sayısı yüksek olup hasta başına düşen kalp cerrahı sayısı Avrupa ortalamasının iki katı. Günümüzde kalp damar tıkanıklıklarının ortalama yüzde 80’i balon-stent işlemi ile tedavi ediliyor. Gelişen teknolojiye paralel olarak daha önce baypas yapılan darlıklar günümüzde balon stent işlemi ile ameliyatsız çözülüyor. Ancak gerek baypas cerrahisi, gerekse balon-stent işlemleri ne yazık ki kalp hastalıkları sayısını azaltmıyor. Ameliyat sonrasında oluşan ve tekrarlayan damar tıkanıklıkları azımsanmayacak düzeyde. Türkiye’de kalp krizleri Avrupa’ya oranla 10 yaş daha erken görülmekte. 30 yaş altında da kalp krizi sayısı artıyor.”

Riskli hastaya ‘TAVİ’ yöntemi

Geçtiğimiz günlerde akciğerinin büyük kısmı olmayan 82 yaşındaki Nezir Cunga’nın kalp kapağını 15 dakika gibi bir sürede değiştirerek büyük bir başarıya imza atan Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir ise “TAVİ” yöntemi adı verilen uygulamanın açık ameliyat olmasında risk taşıyan, yaşlı, böbrek, akciğer, karaciğer yetmezliği yaşayan kronik hastalarda hayat kurtarıcı olduğunu belirtti. Yöntem hakkında bilgi veren Prof. Dr. Özdemir, “Transkateter yöntemle aort kapak değiştirilmesi yöntemi, açık kalp ameliyatı yapılmadan, kasık atar damarından kateter kullanılarak kalbe aort kapak takılarak gerçekleştiriliyor. Hastamızın akciğerinin büyük bir kısmı alındığı için ameliyata girmesi riskliydi. Dolayısı ile anjiyografik yöntemle TAVİ dediğimiz işlemle kalp kapağını değiştirdik. Operasyon yaklaşık 15 dakika sürdü. Kasık bölgesini hafif uyuşturarak yaptığımız ve direkt kapağı yerleştirdiğimiz bir işlem oldu” dedi. 83 yaşında başarılı bir operasyon geçiren Nezir Cunga ise memleketi Van’a döndüğünü, son derece sağlıklı olduğunu ve eskiden yüz metre mesafeyi 4-5 kez dinlenerek zor yürürken şimdilerde, birkaç kilometreyi rahatça katettiğini söyledi.