Gündem Kamplar, tecavüz ve şiddet merkezi

Kamplar, tecavüz ve şiddet merkezi

12.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Cinsiyet ve Sürgün: Ortadoğu’da Suriyeli Kadın ve LGBTİ Mülteciler” adlı sempozyumda, Suriyeli sığınmacı kadınların tecavüz ve şiddet korkusuyla kampları terk ettiğine dikkat çekildi

Kamplar, tecavüz ve şiddet merkezi

Kadir Has Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen “Cinsiyet ve Sürgün: Ortadoğu’da Suriyeli Kadın ve LGBTİ Mülteciler” adlı sempozyumda, Suriyelilerin sorunları ele alındı.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyeleri Zeynep Kıvılcım ve Nurcan Özgür Baklacıoğlu tarafından yapılan sunumlarda, çarpıcı tespitler yer aldı.

Ev sahibinin tecavüzü
İstanbul’da Fatih, Küçükpazar, Eyüp, Fındıkzade, Bağcılar, Bayramtepe, Şahintepe ve Şirinevler’de yaşayan Suriyelilerle görüşen Kıvılcım ve Baklacıoğlu’nun, Suriyeli sığınmacılara yönelik yasal mevzuatı da değerlendirerek hazırladıkları makalelerden satırbaşları şöyle:
- Suriyeli kadın ve LGBTİ’lere yönelik şiddet, yasal düzenlemeler çerçevesinde normalleştiriliyor.
- Türkiye’nin sunduğu geçici koruma, Suriyelileri uluslararası korumaya başvurmaktan alıkoyuyor. Koruma bu haliyle, cinsiyete dayalı ayrımcılığı önlemeye yönelik İstanbul Sözleşmesi’ni ihlal ediyor.
- “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu”, kadını ‘bağımlı ve muhtaç bir birey’ olarak ele alıyor. Kadınlar kanunda, anne ya da eş olarak tanımlanıyor.
- Suriyeli kadın ve LGBTİ’lere yönelik ekonomik şiddet hukuk yoluyla sistematik şekilde üretiliyor.
- Türkiye’de Suriyeli mültecileri koruma politikası, eril bir politika. Bu politika kadınları ve LGBTİ’leri ötekileştiriyor.
- İstanbul’daki Suriyelilerin yüzde 77’i kadın ve çocukken, LGBTİ’lerin sayısı bilinmiyor.
- Kadınlar, kiracısı oldukları evleri kaybetmemek adına sahipleri tarafından tecavüze uğramayı göze alabiliyor.
- Kamp kadınlar için tecavüz, şiddet, zorla evlilik ve açlık anlamına geliyor.
- Mülteci kavramı Arap kimliği üzerinden yapılıyor, Alevi ya da Kürt olanlar kayıt altına alınmıyor.
- Kadınların çoğu ve LGBTİ’lerin tümü kampları güvensiz görüyor, kamplara gitmek istemiyorlar.
- Kadınlar, tecavüz korkusu yaşamamak için kamptan kaçtıklarını dile getiriyor.

Haberin Devamı

‘Tuvalete yalnız gidebiliyorum’
Nurcan Özgür Baklacıoğlu’nun yaptığı görüşmelerde, kadınların çektiği sıkıntılar şu şekilde anlatılıyor:
- Dört sene kamplarda yaşadıktan sonra şimdi İstanbul’da olmaktan mutluyum. Dört seneden sonra ilk defa dört duvar arasında yaşıyorum. Kapalı bir kapım var. Bize mahsus tuvaletimiz var. Bana eşlik edecek biri olmadan tuvalete tek başıma gidebiliyorum.
- Kızımın olabildiğince geç adet görmesini bekliyorum, aksi takdirde onu kurtarmak için evlendirmek zorunda kalacağım.
- Kampta yaşayan kadınlar kirlenmiş gibi görülüyor.
- En büyük korkum kiramı ödeyememek ve sokakta yatmak.
- Komşularımız ve akrabalarımız Türkiye’de yaşadıklarımızı öğreniyor. Ya yanlış bir şey duyarlarsa?