Gündem Kansere karşı önce ‘Ben’ deyin

Kansere karşı önce ‘Ben’ deyin

08.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Pembe İzler Derneği’nde konuşan uzmanlar, meme kanserinin çoğunlukla 30-35 yaş arasındaki kuralcı kadınlarda görüldüğüne dikkat çekti. Uzmanlar, ‘Sizi ne mutsuz ediyorsa değiştirin’ dedi

Kansere karşı  önce ‘Ben’ deyin

Meme kanseri başta olmak üzere tüm kadın kanserleri konusunda farkındalık çalışmaları yürüten Pembe İzler Derneği’nin The House Residence’da gerçekleştirdiği etkinlikte konuşan onkoloji uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe, meme kanserinin ülkemizde çoğunlukla 30-55 yaş arasındaki fedakar kadınlarda görüldüğünü belirtti.

‘Bencillik değil’
Kadının hem anne babasının hem çocuklarının hem de eşlerinin sorumluluğunu üstlendiğini, iş hayatında başarılı olmaya çalışarak kendilerini unuttuğunu ve böylelikle riske çok daha açık hale geldiklerini vurgulayan Prof. Dr. Beşe, “’Önce ben’ demek bencillik değil. Sizi mutsuz eden şeylere ‘Dur’ deyin, başkası için bir şey yapmak zorundaysanız mutlaka sizi de mutlu edecek bir şey yapın. Beş duyu organınızı hakkıyla kullanın; çiçekleri, yeni kesilen çimleri koklayın; sevdiğiniz müziği dinleyin, resim yapın, resimlere bakın, film seyredin; dokunun, kedi-köpek edinin, onları sevin. Kaliteli beslenin. Lüks restorana gitmek zorunda değilsiniz ama acıktığınızda hazır, güvenilir olmayan yiyecekler yerine sağlıklı birşey yiyin.

Spor yapın. Spor endorfin ve serotoninleri artırıyor. Bizim antidepresanla sağlamaya çalıştığımız şeyleri doğal yollarla yapmış olursunuz. Lüks ve konfor saplantısı yerine doğa ile iç içe yaşayın. Sizi ne mutsuz ediyorsa değiştirin” önerilerinde bulundu.

‘İzin vermemeli’
Etkinliğe katılan Dr. Serdar Eren, kanserin çoğunlukla hep iyi olmaya çalışan, kuralcı ve kontrolcü kadınlarda görüldüğüne yönelik bir tespitte bulundu. Eren, “Hayattan kopmadan kimse kanser olmaz, insan yaşamdan koptuğu zaman bilinçaltında kansere davetiye çıkarır. Onun için buna müsaade etmemek gerekir. Sağlıklıyken bütün organlar sessizce ve uyum içinde çalışır. Ancak sağlığın bozulması halinde organlarımız konuşmaya başlar ve önemli olan hastalanan organın lisanını anlayabilmektir” dedi.

‘Kendimi sorguladım’
Etkinlikte 2014 yılında kanser tedavisi gören senarist Sema Ergenekon deneyimlerini şöyle paylaştı: “Kemoterapi ve radyoterapi bittikten sonra Nuran hocamızla vedalaşırken bana ‘Bu hastalığa neden yakalandığını biliyor musun? Bunun nedenini bulamazsan seni 5 sene sonra yine tedavi etmek durumunda kalırım’ deyince hastalığı öğrendiğim andan daha büyük bir şok yaşadım; gerçekten de neden bu hastalığa yakalanmıştım? Bu soruyu hiç düşünmediğimi fark ettim. Kendimi sorgulamaya başlayınca önem verdiklerimin listesini çıkardım ama gördüm ki listede ben yoktum.”