İK liderleri değişimi düşünecek

Üç sene öncesine kadar Sony Euroasia’nın İnsan Kaynakları ve Organizasyonel Gelişim Direktörü, yeni yönetim danışmanı ve yazar Mark Wilcox, Milliyet İK ve İnsankaynaklari.com sponsorluğunda Türkiye’ye geliyor. 6-7 Kasım’da PERYÖN tarafından düzenlenecek 16. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’nde konuşma yapacak, Jonas RidderstÂle’yle birlikte yazdıkları son kitabı (Re-energizing The Corporation) imzalayacak.

Kongredeki konuşmanızda nelere değineceksiniz?

Neden organizasyonların değişmesi gerektiğini ve bunun nasıl olabileceğini anlatacağım. Neyi nasıl satın aldığımızın değişmesinin sonucu olarak ekonomik alanda gerçekleşen değişimden, çalışanların işyerlerine ve özellikle de yöneticilerine bakışlarının nasıl farklılaştığından bahsedeceğim. Kongre katılımcılarını, yani insan yönetimiyle ilgilenenleri düşündürmeyi hedefliyorum.

Bu değişimlerin kendilerini ve organizasyonları içindeki rollerini nasıl etkilediğini düşünecekler. Yani İK liderlerinin değişime liderlik etmelerinden bahsedeceğiz. Bu konular son kitabımızdan, Re-energizing The Corporation’dan zaten...

Kitabınız hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Jonas Ridderstråle ile birlikte yazdık. Onu ‘Funky Business’(Türkçeye Delifişek olarak çevrildi) ve ‘Karaoke Kapitalizmi’ adlı kitaplarından tanıyorsunuz.

Evet, onu tanıyoruz. Jonas Ridderstråle Türkiye’de de seminerler de verdi. Siz onunla nereden tanışıyorsunuz?

Ben Sony’de çalışıyordum. Jonas da İsviçre’de yaptığımız bir liderlik gelişim programına danışmanlık yapmak üzere gelmişti. Aslına bakarsanız çok zor bir grupla karşı karşıyaydık. Değişmeleri gerektiğini biliyorlar ama bir sürü nedenden dolayı gerekli enerjiyi bulamıyorlardı. Jonas’ın trendler, rakipler ve Sony üzerinde olacak etkiler hakkında konuşmasının ardından ben de yöneticilerle alıştırmalar yaptım. Sony değerlerini destekleyen değişim planlarını kurguladık, Jonas notlar aldı. Hepsi enerji dolmuştu. Yaklaşık 250 milyon euro değerinde, iki yüzden fazla proje ortaya çıktı. Jonas’la arkadaşlığımız böyle başladı ve birlikte çalışmaya koyulduk.

Kitap fikri nereden çıktı?

Yaptıklarımız ile söylediklerimiz birbirini tamamlıyor, Jonas’ın sunduğu büyük pencere ile benim uygulama örneklerim anlamlı bir bütün oluşturuyordu. Jonas ile Sony’dekine benzer çok çalışma yürüttük.
Hepsinde de ekiplerin enerji dolduğunu gözlemledik. Doğru bir yaklaşım yakaladığımızı fark edince deneyimlerimizi bu kitapta topladık. Kitabın içeriğine gelince çok önemli bir farkının olduğunu düşünüyorum. Birçok yönetim ve liderlik kitabı ‘Niçin?’ üzerine odaklanıyor. Diğerleri ‘Nasıl’ları anlatıyor. Bizse kitabımızda niçin değişime liderlik edilmesi gerektiğini açıklarken, nasıl yapılacağını da söylüyoruz.

‘Re-energizing The Corporation’ bizim 3E dediğimiz liderlik modelini tanımlıyor:
Envisioning (tasarlamak/hayal etmek), Engaging (bağlamak / adamak / adanmak) and Executing (uygulamak). Modeli anlayarak ve takip ederek kurumunuzun gelecekte olmasını istediğiniz yeri tanımlayabilir, bu vizyonu gerçekleştirecek adanmış çalışanlar yaratabilir ve hayalinize ulaşacak takımların performanslarını artırabilirsiniz. Kitap bu sene içinde İsveççe, Almanca, İtalyanca, Hollandaca, Danca, Romence, Slovence, Litvanca ve Rusçaya çevriliyor. Bir de güzel bir haberi paylaşayım. Kitabımızın Türkçe yayın haklarını da aldılar. Yani çok yakında kendi dilinizde de okuyabileceksiniz.

‘BU İLK GELİŞİM’

Daha önce Türkiye’de bulundunuz mu?

Kasım ayındaki ziyaretim benim için çok özel olacak. Çünkü bu ilk gelişim.

O halde, şimdiden bizim hakkımızda ne söyleyebilirsiniz? Türkiye’deki İK uygulamaları ve İK uzmanları konusunda nasıl bir beklentiniz var? Sizce buradaki gündem maddeleri neler?

Sony Europe’ta çalıştığım günlerden bazı arkadaşlarım var Türkiye’de çalışan. Çok büyük Türk nüfusunun yaşadığı Berlin’de bulundum beş sene ve tabii ki kültüre yönelik bazı gözlemlerim oldu. Türkiye gibi büyüyen ve gelişen bir ekonomide İK liderleri Avrupa’nın diğer yerlerinde yaşanan sorunlarla uğraşıyor olmalı, diye düşünüyorum; yetenekleri bulmak ve elde tutmak, çalışanların hedeflerden şaşmamalarını sağlamak gibi sorunlarla. Doğru liderleri bulmak ve geliştirmek İK’nın her zaman ve her yerde odaklanacağı konular olmalı.

Kariyerimdeki birçok dönemde, danışman gibi, bir iç danışman gibi çalıştım. Sony’deyken son derece kaliteli iç danışmanlar kadrosu da kurmuştum. Sanıyorum her geçen gün daha çok İK’cı, bu danışman ya da değişim ajanı rolünü benimsiyor. Şimdi, dışarıdan danışmanlık yapan biri olarak, daha çok üst düzey takımlarla birlikte değişim stratejileri geliştiriyor, çalışmalarını yönetiyorum. Danışmanlık yaparken karşıma çıkan çeşitliliği seviyorum ama yaptıklarımızın uzun vadeli etkilerini de gözleyebildiğim kurumiçi pozisyonları da özlüyorum.

Siz de çok kitap okur musunuz?

Ayda en az 2 kitap okumayı hedeflerim. Hele seyahatlerde zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Yeni fikirleri keşfetmeyi, bazen de yeniden paketlenmiş eski fikirleri bulmayı seviyorum. Bugünlerde aynı anda dört kitap okuyorum: Small is the New Big, Lean Thinking, Blue Ocean Strategy ve The Future of Management.

Yılda kabaca 25 ‘ağır’ kitap okuyorsunuz demek ki. Peki, en çok etkilendiğiniz kitaplar hangileri?

Neyle ilgileniyorsam, neyi düşünüyorsam o konulardaki kitaplardan etkileniyorum. Gary Hamel’in “Leading the Revolution’ (Devrimin Başına Geçin) birçok lider yönetici için ilham veren bir kitap olmuştur. Bu kitabın gerçekten çok iyi olduğunu düşünüyorum.
Beni düşünmeye sevk eden kitaplar ise genellikle klasik psikoloji kitapları oluyor. Viktor Frankl’ın ‘Mans Search for Meaning’ (İnsanın Anlam Arayışı) bunlardan biri örneğin. Ayrıca temel bilimler üzerine her tür kitabı çok etkileyici bulurum. Zihninize egzersiz yaptırmak için birebirdirler. Kuantum Fizikçisi Jim Al-Khalili tarafından yazılan ‘Quantum, a guide to the perplexed’ adlı kitabı da çok beğenmiştim. Karım, zevk için fizik kitabı okumama ‘delilik’ diyor!

47 yaşına kadar rugby oynamış

• ‘Re-energizing the Corporation’a uygulama rehberi olacak yeni bir kitap hazırlıyor.
• Kötü yönetilen insanlar kitaplarına ilham veriyor!
• Dinlenmek ve rahatlamak için yemek pişiriyor.
• Fransa’da aldığı bir çiftlik evini tamir ediyor.
• Geçen seneye, yani 47 yaşına kadar rugby oynamış. Artık daha az kondisyon gerektiren sporlar yapıyor, iki köpeğiyle yürüyüş yapmak, kışın Alpler’de kaymak gibi...

Elektrik teknisyeniydi

Elektrik teknisyeni olarak başladığı 25 yıllık profesyonel kariyerinde, eğitime ve gelişime tutkusunu açığa çıkararak onu insan kaynaklarına getiren ‘sendika temsilciliği’ yapması oldu. Birkbeck College’da örgütsel psikoloji alanında yüksek lisans eğitimini, Bradford School of Management’da MBA programını tamamlayan Mark Wilcox’ın lisansı psikoloji üzerine yaptı.

Üç sene öncesine dek kişisel & kurumsal gelişim direktörlüğünü yaptığı Sony Europe’ta Avrupa yetenek yönetimi stratejisinden sorumlu olarak Avrupa pazarında önemli örgütsel değişiklikleri desteklemeye dayalı dahili bir İK danışmanlık takımı kurdu.

2005 yılında kurduğu Redthread Consulting’le halen Sony’nin Avrupa’daki çeşitli projelerini desteklemeye ve İngiliz Ordusu, Sony Ericsson, Hilton, Harris Corporation ve HSBC gibi kurumsal müşterilerle çalışmaya devam ediyor. Avrupa’da liderlik, yetenek ve kurumsal gelişim alanlarında konferanslar veriyor.