Şirket evliliklerinin mutfağındaki danışmanlar

Son iki yılda yabancı yatırımcıların ilgisi, şirket evlilikleri ve satın almalar gündemden düşmedi. Satın alma ve evliliklerin sık yaşanması ise danışmanlık şirketleri cephesinde, satış sürecinde destek olacak ekiplerin kurulmasına neden oldu. Peki, satın alma ve evliliklerde başta yabancılar olmak üzere pek çok şirketin tercih ettiği danışmanlar ne tür görevler üstleniyor?

Danışmanlar uygun aday şirketlerin aranmasından müzakerelerin müşteri adına yürütülmesine, şirketin değerinin belirlenmesine ve hisse devir sözleşmelerine kadar pek çok konuda destek veriyor. Satış sürecinden sonra da hedef şirketin mali tablolarını ve diğer verilerini inceleyip finansal, vergisel, hukuksal potansiyel riskleri alıcıya bildiriyor.
Satın alma ve birleşme sürecinde şirketlere danışmanlık yapan PricewaterhouseCoopers (PwC) Türkiye’nin ortağı Serkan Tarmur’un verdiği bilgilere göre, Türkiye’de bu alanda hizmet veren şirketlerin sayısı 15, danışmanların sayısı ise 250.

Şirketlerin birleşme ve satın alma gibi kritik konularda daha sağlıklı karar almaları için çalıştıklarını söyleyen Tarmur, “Danışman kullanılmayan birçok satışta alıcı ve satıcı arasındaki dezenformasyon veya başka minör nedenlerle işlemlerin gerçekleşmeme olasılığı yüksek oluyor. İşte bu durumda ana danışman her iki tarafı da rasyonel bir noktada buluşturarak bir değer yaratıyor” diyor.

KİM DANIŞMAN OLABİLİR?

PwC Türkiye’de satın alma ve birleşme konusunda şirketlere 100 kişilik bir ekip hizmet veriyor. 2007’de 100 kadar projeye dahil oldular. Bu 100 projeden 60 tanesinde sonuca ulaşıldı.
Danışmanlar, genelde idari bilimler formasyonu alanlar, üniversitelerin mühendislik ve işletme bölümlerinden mezun olanlar arasından seçiliyor.
“Danışmanlarda analitik düşünce, rakamlara yatkınlık, kuvvetli sosyal ve iletişim becerisi, son derece iyi yabancı lisan, inisiyatif alabilme gibi özellikler aranıyor” diyen PwC Türkiye Müdürü Enis Arabacıoğlu, bu işi seçmesinin nedenlerini şöyle açıklıyor:
“Farklı sektörlerde faaliyette bulunan şirketleri tanıma fırsatı bulabiliyorsunuz. Proje ağırlıklı çalışma şansı bulup dinamik bir çalışma ortamında birçok konuyu hızla öğrenebiliyorsunuz. Küresel PwC eğitimlerine katılarak konuyla ilgili bilgi sahibi olup kendi uluslararası ‘network’lerimizi kurabiliyoruz.”

Danışmanlara göre bu işte başarılı olmak için öncelikle müşteriyi ve satılacak şirketi iyi tanımak gerekiyor. PwC Türkiye Ekip Şefi Esra Ağca, “Alıcı ve satıcı şirketi iyi tanımazsanız satış sürecinde doğru stratejiler yönetemez, şirketi uygun şekilde fiyatlandıramazsınız. Başarılı olmanın kriterlerinden biri gündemi takip etmek. Maalesef çok oynak, çabuk değişen bir piyasanın oyuncularıyız” diye konuşuyor. 

PwC Türkiye Ekip Şefi Tuğrul Ertuğrul ise işin zorluklarını şöyle anlatıyor:
“Satın alma projeleri şirketlerin bütün üst yönetiminin dahil olduğu bir konu ve herkes heyecanla çıkacak sonucu bekliyor sizden. Dolayısıyla en üst kalitedeki işi en kısa zamanda çıkarma gibi bir misyonumuz var. Çok çalıştığımız bir gerçek fakat bu kadar zevkli bir ortamda, bu kadar dinamik insanlarla beraber çalışıyor olmak her türlü zorluğu unutturuyor insana.”

 Finans, perakende ve gıda hareketli

PricewaterhouseCoopers Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Serkan Tarmur 2008 yılında şirket evlikleri ve satın almalarda geçtiğimiz yıla göre bir durgunluk yaşandığını söylüyor ama radikal bir düşüş beklemediklerinin de altını çiziyor:
“Geçtiğimiz yıl satışlardan ve özelleştirilmelerden 20 milyar dolarlık gelir elde edildi. Bu yıl bu rakam azalsa da 15 milyar doların altına inmeyeceğini düşünüyorum. Milli Piyango ve otoyollar gibi önemli özelleştirmeler gündemde. Ayrıca geçen seneki kadar olmasa da özel sermaye fonlarının ilgisi devam ediyor. Satın alma ve birleşmelerin en fazla yaşandığı sektör yine finans olur. Bunun haricinde gıda ve perakende sektöründe de büyük bir potansiyel görülüyor.”