Kaşıkçı tandırda mı yakılıp yok edildi?

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 2018 yılında yapılan çalışmalarla ilgili faaliyet raporunu almanak olarak yayımladı. 352 sayfalık almanakta Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ilginç bir ayrıntı da yer aldı. Şimdiye kadar basına yansımayan ayrıntıya göre Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu konutunda iki su kuyusu, bir de doğal gaz ve odunla ateşlenebilen tandır bulunuyordu. Almanakta, çifte ateş ile ısı değeri bin dereceye kadar yükseltilebilen tandırın, bu ısı derecesiyle yakılması halinde DNA’dan tek bir zerre bile bırakmadığına vurgu yapıldı ve şu ifadelere yer verildi:

“İnfaz timi, Kaşıkçı’yı öldürdükten sonra konutta ünlü bir restorandan 32 porsiyon pişmemiş et sipariş etti. İster istemez akıllara birçok soru daha takılıyor. Tandırda et pişirmek önceden yapılan planların bir parçası mıydı? Elbette bu sorular aydınlatılacak.”

Kaşıkçı’ya 10 sayfa

Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayının 10 sayfayla yer aldığı almanakta cinayete dair şu ana kadar bilinmeyen bazı ayrıntılar şöyle yer aldı: “Cinayet sonrası çalışmalar daha çok Başkonsolosluk konutunda yoğunlaştı. Konutta üç kuyu bulunuyordu. İkisi su kuyusu, diğeri ise doğalgaz ve odunla ateşlenen bir tandır... Çifte ateş ile ısı değerini 1000 C’a yükselten bir tandır... O ısıda DNA’dan tek bir zerre bırakmayacak bir tandır... Üstelik, ekipte yüksek lisans tezini, ‘kemikten elde edilen DNA analizi’ üzerine yapmış bir uzman (Salah Mohammed Al Tubaigy) da bulunuyordu. Çürüyen, yakılan kemikler üzerinde, ‘DNA var veya yok’ diyebilecek bir uzman...”

32 porsiyon et siparişi

“Yine bölgede yapılan araştırmalar, infaz timinin Cemal Kaşıkçı’yı öldürdükten sonra, konuta ünlü bir restorandan 32 porsiyon pişmemiş et sipariş edildiğini gösteriyor. İster istemez akıllara birçok soru daha takılıyor. Tandırda et pişirmek, önceden yapılan planların bir parçası mıydı? Elbette bu sorular bir gün aydınlanacak. Araştırmalar henüz sonuçlanmış değil.”

“Başkonsolosluk, içeride bulunan kameraların arızalı olduğunu bildirmişti. Araştırıldı, sistemlerin teknik servisiyle yapılan görüşmeler, 2018’de herhangi bir arıza bildirimi yapılmadığını gösterdi. En son, 5 Temmuz 2017 de bildirim yapılmış. Aynı gün giderilmiş...”

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün cinayet soruşturmasının her aşamasında ‘milli duruş’ sergilediğine vurgu yapılan raporda, “MİT’le müthiş bir koordinasyon sağlandı. 100’den fazla görevli en ufak bir ayrıntıyı dahi sızdırmamak için özel çaba sarf etti. Sürülen her iz, muhatabını zor durumda bıraktı. Ortaya çıkan delilleri gören ülke temsilcileri, ertesi gün farklı açıklamalar yapmak zorunda kaldı. Sonunda bütün dünya Türkiye’ye komplo kurulamayacağını net bir şekilde anladı” ifadelerine yer verildi.

48 milyon GBT kontrolü

Türkçe ve İngilizce olarak basılan almanakta yer alan raporda, Adnan Oktar Örgütü’ne yönelik operasyona kadar birçok olayla ilgili detaylara yer verilirken, İstanbul’da 1 yılda 48 milyon GBT’nin yapılıp son 3 yılda terör eylemlerinin dip yapmasına dikkat çekildi.

Kaşıkçı’nın nişanlısı ikinci kurban mıydı?

“Bir başka ayrıntı daha var... O gün Kaşıkçı’yı kapıda karşılayan görevli, anında içeriye bilgi veriyor. Aynı görevli, Hatice Cengiz’i gördüğü halde içeriye, ‘Kaşıkçı’yı dışarıda bekleyen birisi var’ demiyor. Bahsetmiş olsa infaz durdurulurdu. Bir ihtimal daha var. Belki de Hatice Cengiz nişanlısı gibi o vahşetin ikinci kurbanı olacaktı.”

‘Dublör ve iş birlikçi’

Cinayetin ardından Kaşıkçı’nın kıyafetlerini giyen dublörün takma sakal takarak konsolosluktan çıktığı belirtilen raporda, “Yanında beyaz bir poşet taşıyan iş birlikçi var, kapüşonlu. Dikkatli bakıldığında poşette kıyafet olduğu belli oluyor” denildi. İnfaz ekibinden olan Mustafa Muhammed M. Almadani olduğu tespit edilen bu kişinin Sultanahmet Camii’nde kıyafet değişimi yaparak, elindeki poşeti çöp kutusuna attığı kaydedildi.