Kasımpaşa-G.Saray maçının ardından spor yazarlarının görüşleri
.
1
Muslera dolara müdahale etmeli - Ümit Aktan / Türkiye
Maçın hikâyesindeki ‘esas oğlan’ Muslera’dır ve ülkemiz için gerekenleri hemen yapmalıdır… Oysa maç başlarken hayaller ne kadar da güzeldi Galatasaray için... Puan cetveli ligi getirmiş yeniden başlar duruma. Kasımpaşa can havliyle, Galatasaray ise ya sahaya atacağı havlu haliyle, ya da üç alıp ligi baştan başlatacağı bir galibiyetin hayaliyle çıkmıştı sahaya... Hayal kurmak bedava ama gerçekleştirmek emek ister... Erken gelen bir golün ötesine geçelim şimdi. Topu bir türlü kendi egemenliğine alamayan Galatasaray’ın rakibinin güçlü olması halinde mutlak bir puan kaybı manzarası vardı ortada. Sadece Serdar Aziz’in ne denli ‘mutlak gerekli’ durumunda olduğunu söyleyebilirim hatalar yapmış olsa da... İlk yarı Galatasaray’ın önde olmasına rağmen ‘hamamda söylenen şarkılar’ kadar gürültücü ama o kadarda suya yazılan yazı gibi cılız görüntüsüyle geçildi... Genel görüntü ‘arkadakilerin öndekilere attıkları toplar’ şeklindeydi... O mesafe ise 70 metre olunca ortaya ‘bloklar arasındaki bağlantının’ özürlü olduğu durumu çıkıyordu doğal olarak… Bu durumda yenilmesi mukadder olan gol de yenildi tabii ki... Ardından atılması kaçınılmaz olan bir ‘kısmet’ golü ile maç tekrar Galatasaray’ın kucağına bırakıldı. Ama bunu reddeden bir Yasin saçmalığı ve kaybettiği bir topun dönüşü maçı ateşlere attı. Dua etsin ki Yasin; kalede Muslera var... Bu dakikaları seyreden ve sahaya hiçbir müdahalesi olmayan Riekerink’i de eleştirilerin tam ortasına oturtuyorum… Bu takıma saçlarına ak düşmüş iki üç Sabri daha gerekiyor... Özet olarak şunu söyleyebilirim ki; bu takımın bir SİNAN GÜLER’i yok... Maçın adamı: Muslera. Hiçbir şey yapamayan takımın çok şey yapan oyuncusu.
2
Riekerink komedisi - Osman Şenher (Milliyet)
Dokuz puanlık vurgun ve Kasımpaşa galibiyeti kimseyi yanıltmasın. Galatasaray, bu hocası Riekerink ile hiçbir yere gidemez. Başakşehir ile 5, Beşiktaş ile 3 puan fark var. Yani sarı-kırmızılılar bu şampiyonluk yarışının hala içinde... Ama futbolcusundan korkan, rakibinden korkan, 88. dakikadan sonra vakit geçirmek için üç futbolcu değiştiren bir hocayla Galatasaray’ın geleceği olamaz. Gayet iyi niyetle söylüyorum; Riekerink alt yapı hocası... Büyük Galatasaray’ın alt yapısında çalışabilir. Ama şampiyonluğa oynayan bir takımda kesinlikle hocalık yapmamalı... Kasımpaşa mütevazı bir takım... Buna rağmen Muslera kalesinde devleşip penaltıyı kurtarmasa maç berabere bitecek. Rakip 78. dakikada 10 kişi kalıyor. İyi bir teknik direktör ne yapar? Eren’i oyuna alır, Hamit’i oyuna alır, Josue’yi oyuna alır. Sahada yürüyen Podolski’yi, Selçuk’u, çok yorulan Yasin’i oyundan alıp bir şok yapar, takımını ateşler. Size yemin ediyorum Riekerink, Podolski’den de Selçuk’tan da korkuyor, “Ben bu oyuncuları dışarı alırsam bana kulübede tepki verirler” diyor. Korkaklar Galatasaray’da teknik direktörlük yapamaz. İki, iki daha dört... Galatasaray Yönetimi, Riekerink’te ısrar ederse bu takım şampiyonluk yarışının içinde kalamaz. Dakika 6, daha maçın başı... Podolski ile golü buluyorsun, top hakimiyeti sende, ‘dön bana dönelim’ futbolu oynuyorsun, rakip kaleye gidemiyorsun. Üretkenlik hiç yok. İlk yarı Kasımpaşa’nın çektiği şut, Galatasaray’ın iki katı... Ne zaman beraberlik golü geliyor, can havliyle yine Kasımpaşa kalesine gidiyor Galatasaray... Bu nasıl bir oyun planı... Birisi bana anlatsın. Rakip 10 kişi kalıyor. Son 15 dakika bütün atakları Kasımpaşa yapıyor. Kulübede teknik direktör oyuna müdahale edemiyor. 88. dakikada Yasin’i çıkarıp Linnes’i alıyor. 90’da Podolski yerine Eren’i alıyor, 92’de Sneijder’i çıkarıp Josue’yi alarak çare arıyor. Riekerink’in sistemi işte bu. İnanın utandım. Bu kadar kaliteli oyunculara sahip bir takımın hocası böyle mi yapmalı? Riekerink, dün geceyi de kurtardı. Yatsın kalksın, önce Muslera’ya daha sonra penaltıyı kaçıran Adem’e teşekkür etsin.
3
Fırsat kaçmadı - Attila Gökçe (Milliyet)
Galatasaray zorlandı, kötü oynadı ama yine de kazanmasını bildi. Fırsatı kaçırmadı. Zirve mücadelesinde Fenerbahçe’nin önüne geçti. Başakşehir, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin ikişer puan kaybettiği haftada 3 puan kazanıyorsanız, herkes tabelaya bakar. Maç içinde yaşadığınız macera kimsenin umurunda değildir. Yine de biz o maceradan aklımızda kalanları anlatalım: Golü çok erken buldular. Sneijder’in asisti ve usta Podolski’den güzel bir vuruş... Kronometre 6. dakikayı gösterdiğinde gol sağanağı bekleyenler vardı. Ne var ki Galatasaray o golün üzerine adeta yattı. Örneğin Yasin, buluştuğu her topu arkadaşlarıyla bir kaç pas alış verişinden sonra Muslera’ya doğru atıyor, oyunun oradan, kendi savunma bölgesinden başlamasını tercih ediyordu. Sorumluluktan kaçan bu ürkek anlayış, oyunun akışını bozdu. İştahlanan takım, ev sahibi Kasımpaşa oldu. Orada da gariplik, santrfor Adem Büyük’ün içinde yer almadığı, ortak olmadığı hücum oyununda görüldü. Başroldeki oyuncu Tunay Torun’du. Baskılı oynayan arkadaşlarının yanında oyunu kuran, pozisyonu oluşturan sakin güç olarak dikkati çekti. Andre Castro, Sadiku, Edouk, Galatasaray için maçı zorlaştıran adamlardı. Galatasaray’ın içinde de öyle bir adam gördük... Serdar Aziz, dengesiz ve savruk oyunuyla sık sık faul yaparak, savunmada yerini kaybederek tedirginlik yarattı. Adem Büyük’e havada yaptığı sert faul de ne kadar telaşlı ve tedirgin olduğuna bir örnekti. Serdar Aziz’in bir hatası da Sabri’nin engelleyemediği Adem Büyük’e çok kritik bir topu kaptırmasıydı. O da durduramayınca Samuel Eduok iki hamlede golü attı. Burada durup bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor: Galatasaray savunma sorunlarını çözemezse bedelini Muslera öder. Chedju, Semih Kaya, Serdar Aziz ve zoraki stoper Hakan Balta... Bu dörtlüden sağlam bir ikili çıkarmak mümkün mü? Hayır! Galatasaray, 1-1’den sonra galibiyeti istedi. Aç bir hırsla saldırdılar. Bruma, Podolski ve Snejder’in gayretlerini takdir etmek gerekir. Bruma’nın attğı gol de Carole’ün sihirli pasıyla alkışı hak etti. Bu maçın içinde gözümüze batanları da yazalım: Hakan Balta’nın kolları vücuduna yapışıktı. Top gelirken yan dönerek alanını küçültmeye çalıştı. Penaltı yorumu yanlış! Yasin’in Andre Castro’nun eline basması kırmızılık bir hata... Olmadı Mete Kalkavan!
4
İnanılır gibi değil - Serhat Ulueren (Vatan)
KASIMPAŞA maçından sonra görevden alırdım Riekerink ve yardımcılarını. Çünkü ciddi bir skandaldır dünkü maç G.Saray adına. MAÇI izleyemeyenler Yasin, Podolski ve Sneijder’in 89. dakika ve uzatmalarda çıktığını duyunca G.Saray’ın farkı kaçırdığını düşünebilir. Ama hiç de öyle olmadı. METE Kalkavan’ın iki uyduruk sarı kartından dolayı Otigba haksız yere atıldı ve Adem kaçırdığı penaltıyla, devre arasında, olmadı en geç önümüzdeki sezon G.Saray’a transferini garantiledi. ŞAKA yapmıyorum, hadi penaltıyı kadın maçlarındaki gibi geri pas verircesine Muslera’ya verdin de ya sonraki iki kritik pasa ne diyeceğiz? 79 ile 83. dakikalar arasında Adem, Koita ve Castro’ya oynasa belki de Kasımpaşa golü bulacaktı. G.Saraylı yöneticilerin yerinde olsam en kısa zamanda Adem’i Cimbom’lu yapardım. G.SARAY kazandı kazanmasına ama 10 kişilik rakibe, üstelik penaltı kaçırmış Kasımpaşa’ya bu kadar mahkum oynadığı, net pozisyona giremediği ve de kalesinde pozisyon gördüğü için Riekerink denen adama daha fazla tahammül göstermem ve biletini keserim. EN İYİSİ CAROLE RIEKERINK şaka gibi adam. G.Saray’ın 11’i çok iyi oynamış gibi değişiklikleri son saniyelerde yapmaz mı? Olacak şey değil. Başta Sneijder olmak üzere, gol atmasına rağmen Podolski ile Bruma ve Yasin şahsi oyunlarına tam gaz devam ediyor. Sneijder zaten her yerden vuruyor, Podolski canı isterse koşuyor, Bruma ve Yasin kaliteli isimler ama çok benciller ve yorulmadıkça asla pas verme alışkanlıkları yok. SERDAR’DA da sıkıntı var. Stoper oynuyorsun ve yenilen golde Sabri ile birlikte ölümcül bir hata yapıyorsun. Böyle defans yapılmaz. Dün Carole G.Saray’ın tartışmasız en iyisiydi. Sol kanadı harika kullandı, iyi defans yaptı, Bruma’ya harika bir gol attırdı. futbol ve taktik olarak G.Saray yine sınıfta kaldı. Önce Adem’e, sonra Mete Kalkavan’a ve bir defa daha Muslera’ya dua etmelidir diğer oyuncular ve Riekerink.
5
Muslera Bey diyeceksiniz! - Bahri Havadır (Vatan)
KARŞILAŞMANIN 79. dakikasında penaltıyı kurtaran Uruguaylı kaleciye şimdi Muslera Bey mi diyeceğiz? Bence demeliyiz. Çünkü G.Saray’ı Kasımpaşa karşısında ipten aldı. Oysa sarı-kırmızılılar kişisel yetenekleri ve gayretleri ile gol atmayı becerdi. Yoksa bu kadar pas yapıp etkisiz kalması anlamsızdı. Tamam rakibini pas manyağına çevirebilirsin. Ama sonuç önemli. Bir oyun kurgun yoksa planın yoksa, ne yapacağını bilmiyorsan Hababam Sınıfı’nda gibi öyle bakarsın. Podolski ve Bruma’nın gollerindeki kişisel yeteneklerini bir kenara koyarsak Sabri’nin Yasin’in şaşkınlığı ve egoistçe davranmaları beni yıldırdı. G.SARAY bu maçta gollerden çok daha fazla şeyler kazandı. O da puan cetveline yansıdı. Bundan sonra kaybolan özgüven geri gelir mi bilmem. Paralar zamanında ödenmeli, takımda adalet sağlanmalı ve başkan boş kaldıkça takıma gelip futbolculara ayar vermeli! Tabii şaka bir tarafa G.Saray bu galibiyetle hayata geri döndü. MUSLERA ÜLKEYİ KURTARIR! G.SARAY ilk yarıda pas oranlarına baktığımız zaman rakibin çok üzerindeydi. Ama etkisizdi. Serdar savunmada iyi işler yaptı. Selçuk yine her zamanki gibi geri paslardan kendini alamadı. Podolski’nin golü klastı. İkinci yarıda G.Saray yine oyunun hakimiydi, çok istedi arzuluydu ve sonuca böyle gitti. Ama en önemli unsur Adem Büyük’ün penaltısında kalesinde devleşmesiydi. Vallahi bence Muslera bu ülkeyi cehaletten bile kurtarır sadece takımı değil! Mete Kalkavan için söyleyeceğim tek şey etki altında kalmasıydı. Yasin’in ilk yarıda eli ile indirdiği pozisyonda devam vermesi komikti.
6
7
