Kayseri Kayseri'deki Terör Saldırısı Davası

Kayseri'deki Terör Saldırısı Davası

25.10.2017 - 14:49 | Son Güncellenme:

Geçen yıl askerleri taşıyan halk otobüsüne patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 15'i tutuklu, 3'ü firari 21 sanığın yargılanmasına devam edildi Tutuklu sanıklar Yıldırımçakar, Oluk, Ekici ve Demirbaş ifade verdi

Kayserideki Terör Saldırısı Davası

KAYSERİ (AA) - Kayseri'de geçen yıl çarşı iznine çıkan askerleri taşıyan halk otobüsüne patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili 15'i tutuklu, 3'ü firari 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Haberin Devamı

Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma, adliye binasında yoğun katılımlı başka bir duruşma olması nedeniyle henüz açılışı yapılmayan Bölge İdare Mahkemesi binasındaki salona alındı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar Ekrem Uğur, Mehmet Yolcu, Mehmet Oluk, Ümit Kepir, Hüseyin Polat, Mehmet Ayaz, Barış Kaya, Murat Talan, Serkan Ay, Hamit Eroğlu, Fahri Demirbaş, Hasan Ekici ve İsmail Hakkı Yıldırımçakar ile avukatları hazır bulundu.

Terör saldırısında şehit olan askerlerden Yunus Emre Duran'ın babası müşteki Mahmut Duran da duruşma salonuna geldi.

Terör saldırısını gerçekleştiren Kasım Yıldırımçakar'ın babası sanık İsmail Hakkı Yıldırımçakar, ifadesinde Van'ın Özalp ilçesi Sarıköy'de ikamet ettiğini söyledi. Yıldırımçakar, oğlu Kasım'ın 2009 yılının nisan ayında terör örgütü PKK tarafından kandırılarak dağa götürüldüğünü ifade etti.

Haberin Devamı

Yıldırımçakar, bunun üzerine durumu emniyete bildirdiğini ve aradan bir hafta geçtikten sonra istihbarat birimlerinin oğlunun terör örütüne katıldığını kendisine söylediğini anlattı.

Bunun üzerine pasaport çıkararak Kuzey Irak'a gittiğini ve burada da bir ticari taksiye binerek Kandil'deki bir kampa ulaştığını dile getiren Yıldırımçakar, şunları söyledi:

"Burada benim gibi çocuklarını bekleyen yüzlerce kişi beklemekteydi. Burada bulunan kişiler beni azarladılar, çocuğumun burada bulunduğunu ama kendiseyle görüştürmeyeceklerini söylediler. Annesi gelmeyen kişileri diğer yakınlarına göstermediklerini öğrenince geri döndüm ve eşimi alarak tekrak buraya geldim. Annesini getirmeme rağmen yine oğlumu bize göstermediler. Biz de geri döndük."

2013 yılı sonlarına doğru çocuklarından Übeydullah Yıldırımçakar'ın terör örtüne kadıldığını kaydeden baba Yıldırımçakar, bu süreçte Özalp'tan 100, 200 kişinin PKK tarafından Kuzey Irak'a götürüldüğünü söyledi.

Eşiyle 2015 yılında bir daha çocukları için Kuzey Irak'a gittiğini aktaran Yıldırımçakar, çocuklarından Übeydullah Yıldırımçakar'ı kendilerine gösterdiklerini ama Kasım Yıldırımçakar ile görüştürmediklerini anlattı. Übeydullah'ın görüşmede kendilerine, "Ağabeyim hayatta ama hiç görmedim. O başka bir kampta. Örgütten ayrılıp yanınıza gelecem." dediğini ifade etti.

Haberin Devamı

Yıldırımçakar, oğlu Übeydullah'ın bir müddet sonra örgütten ayrılarak önce peşmerge güçlerine, oradan da Silopi'den Türkiye'ye giriş yaparak jandarmaya teslim olduğunu belirtti.

Terör örgütüne katıldıktan sonra oğlu Kasım Yıldırımçakar ile hiç görüşmediğini belirten baba Yıldırımçakar, patlamayı da medyadan öğrendiğini ve 22 Aralık'ta oğlu Mecnun'un bu patlamayı gerçekleştiren kişinin, bunu Kasım'ın yaptığını kendisine söylediğini kaydetti.

Sanık avukatı da PKK/KCK terör örgütünün özel kuvvetler diye bir biriminin bulunduğunu, patlama olayını gerçekleştiren bu kişilerin kesinlikle aileleri ile görüştürülmediklerini öne sürdü.

Kasım Yıldırımçakar'ın üzerinden çıkan sahte kimliğin sahibi sanık Murat Talan da sanıklardan hiçbirini tanımadığını söyledi. 2015 yılında yaşanan Kobani olaylarının ardından buraya gitmek istediğini anlatan Talan, örgüt mensuplarının kendisine kod ismini sorması üzerine, kod isminin olmadığını söylediğini aktardı.

Haberin Devamı

Talan, "Burada gerçek ismini kullanamazsın.' dediler. Ben de daha önce sosyal medyadan görüştüğüm 'Dijwar" isimli kişinin ismini, kod isim olarak kulandım. Üzerimde bulunan kimlik, saat, yüzük ve diğer eşyaları aldılar. 'Kobani'ye gittiğinde sana vereceğiz.' dediler." şeklinde konuştu.

Burada 4 ya da 5 gün kaldığını ve örgüte katılan 18 kişinin daha toplama yeri dedikleri bu yere geldiğini anlatan Talan, örgüt mensupları tarafından Batman ve Şırnak üzerinden kendilerini Gare kampına götürdüklerini dile getirdi.

Kendisini bu yolculuk sırasında Kobani'ye gittiklerini bildiğini ifade eden Talan, burada 40-45 gün kaldığını ve Abdullah Öcalan'ın akrabası olduğunu söyleyen bir kişinin kendileriye konuştuğunu belirtti.

Burada örgüt tarafından spor, ders ve silah eğitimi verildiğini, örgütle ters düşünce kendisini Türkiye'ye gönderdiklerini anlatan Talan, "Bu anlattığım süreç yaklaşık 50-55 günlük bir süreçti. Benden aldıkları kimlik, saat ve yüzüğümü geri vermediler. Benim orijinal kimliğimin Kasım Yıldırımçakar'ın eline nasıl geçtiğini bilmiyorum. Mazlum Doğan kod ismini kullandığım doğrudur. Firari sanıklardan Erhan Porsibi'yi Gare kampında spor yaparken gördüm." diye konuştu.

Haberin Devamı

Sanıklardan Hasan Ekici de sanık Hamit Eroğlu'nu komşusu olduğu için tanıdığını söyledi. Patlama günü Eroğlu'nun babasının çalıştığı dükkanına gelerek, "Hamit'in aracında bomba patlamış, beni oraya götür." demesi üzerine kendisini hastaneye götürdüğünü anlattı.

Eroğlu, bombalı saldırının güzergahı konusunda yardımda bulunduğu iddialarının da doğru olmadığını ileri sürdü.

Sanıklardan Fahri Demirbaş da "Kayseri'de patlama olacak." ihbarında bulunduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.