08.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fotoğraflar Mustafa İstemi
Kehribar taşının ilk buluntusu taş devrine kadar uzuyor. Birçok medeniyet tarafından süs eşyası ve ilaç olarak kullanılan kehribar Anadolu’da ise tespihle anılıyor. Kehribar’ın Osmanlı sıkması denilen, “mişmiş” serisine ise Türk tespih ustalarınca “Son imparator” deniliyor. Türkiye’de büyük kentlerde hafta sonları işte bu ‘Son İmparator’un pazarları kuruluyor.
Mişmiş serisi
Ankara Samanpazarı’nda bulunan Şark kahvehanesindeki pazar, tespih pazarlarının öncüsü. Oyun masalarının üzerine dizilmiş rengarenk tespihlerden yeşil çuhalar görünmez olmuş. Çeşitli kıymetli taşların da yeraldığı, tespihlerin toplam fiyatının biçilemediği pazar, bu görünümü ile adeta göz kamaştırıyor. Masaların çevresine oturan ustalar bir yandan yeni tespihler dizayn ederken kalabalık müşteri grubuyla da kalfalar meşgul oluyor. Son imparatorun kırmızıdan koyuya kaçan serisine “mişmiş” deniyor. Kahvehanenin veranda bölümünde bir masaya yaklaşıyoruz, “usta en pahalı malın hangisi?” diye sorunca Osmanlı sıkması mişmiş renkli kehribar gösteriliyor. Güzel bir parça, hem hafif hem de sanki elinizden kayıyor hissini veriyor. “Kaç para bu” diye sorduğunuzda ustası fiyatı biçiyor; “Bu parça 4 bin dolar?”
150 TL’den başlıyor
Stand masalar çevresinde dolaşırken, fiyatların 150 liradan başladığını taş kalitesi ve usta ellerden çıkma tespihlerin ise çok farklı fiyatlarda satıldığını görüyorsunuz. İmamesi çok zengin 33’lük Osmanlı sıkması mişmişe hayranlıkla bakarken, Kamil usta, “Bu sana 6 bin 900 dolar” deyince dalıp gidiyorsunuz. Kamil usta, “50, 100 bin liraya verdiğimiz Kehribarlar da var” diye ucuza verdiğini anlatmaya çalışıyor. Kamil ustaya bond çantasının içindeki kalabalık Kehribar tespihlerinin toplam fiyatını soruyorum, “be adam beni soydurtacak mısın?” diye yanıtlıyor. Arkadan bir fısıltı duyuluyor, “500 ila 700 bin lira arasında olabilir” diye.
Kehribar kadar ünlü olmasa da tropikal bir ağacın meyvesi olan, antibakteriyal Kuka’nın da ünü büyük. Kuka’dan yapılan tespihler Osmanlı’da en parlak dönemini yaşadı. Kuka tespihinin böylesine popüler olmasının bir nedeni de sağlık açısından öneminin bulunmasını. Kuka tespihi antiseptik özelliği ile mikrop kırıcı olarak da kullanılıyordu. Osmanlı döneminde genellikle sağlık sektöründe kullanıldı. Öyle ki, kuka tespihi taşımayan hekimlerin hijyenik olmadığı düşünülerek saraylara bile sokulmadığı biliniyor. Halkın da kuka tespihsiz hekimlere tedaviyi tercih etmediğini tarihçiler yazıyor.