Dünya Merkel’in işi zor olacak

Merkel’in işi zor olacak

26.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Seçimlerden galip ama zayıflamış olarak çıkan Angela Merkel’i, yeni koalisyon ile zorlu bir dört yıl bekliyor. Bir yandan Afd’ye kayan oyları toplamaya çalışacak, diğer yandan da AB politikalarıyla boğuşacak...

Merkel’in işi zor olacak

Avrupa, ABD Başkanı’nın belirlenmesi, Fransa seçimlerinin de geride kalmasının ardından, 24 Eylül’deki Almanya seçimlerine kilitlenmişti. Beklenti, Angela Merkel’in seçimi sorunsuz bir şekilde kazanması yönündeydi. Ancak son 3 aydan bu yana Merkel’in aşırı sağcı Afd partisinin yükselişini durdurmak adına Sosyal Demokratların siyasi taktiklerine ayak uydurması, sandıklardan beklediği sonuçları alamamasına neden oldu. Gelinen noktada hem kendi partisinde hem de Almanya’da zayıflamış olan Merkel’i, zorlu bir 4 yıl bekliyor.
Yaklaşık 1 milyon oyu Afd lehine kaybeden Merkel, bu oyları geri kazanmak için hayli çaba harcayacak. Bununla birlikte Merkel, parti içinde de zor bir konumda olacak. Zira Hıristiyan Demokrat (CDU) ile Hıristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) şahinleri, şimdiden partinin daha muhafazakar bir çizgiye gelmesi gerektiğini dillendirmeye başladı bile.

Merkel’in işi zor olacak


Koalisyon durumu
Öte yandan Merkel’in koalisyon ihtimallerine de bakmak gerek. Nitekim muhtemel koalisyon ortaklarından Liberal Demokrat Parti (FDP) ile CDU/CSU’un bazı politikaları ve siyasi vaatleri örtüşüyor. Vergi indirimi konusunda ortak görüşe sahip CDU ve FDP, mülteciler ve yabancılar konusundaysa sadece ton farkıyla ayrışıyor. Yeşiller ise 12 yıldan bu yana iktidardan mahrum kaldıkları için koalisyona katılma fikrine sıcak bakıyor. Yeşillerin çevre konusundaki hassasiyetine Merkel’in göz kırpması bekleniyor.
Parti içindeki sağa doğru yönelim, iç politikada koalisyon ortaklarıyla kontrollü bir şekilde engellenebilse bile, ortakların hiçbiri, Almanya’nin ali menfaatleri için koalisyon protokolünü bozmaya razı olmaz. Prensiplerde yabancı düşmanlığına veya aşırı sağcıların eylemlerini anımsatacak bir siyasetten uzak durulacağı da kesin. Yani ne FDP, ne de Yeşiller veya CDU/CSU, Afd’nin siyasi kulvarına girebilecek politikalara imza atabilir.
Peki, Almanya’nın Avrupa Birliği politikalarında bir değişim olur mu? Açıkçası, Merkel’in AB politikaları konusunda, muhtemel koalisyon ortaklarından çatlak bir ses gelmesi beklenmiyor. Ancak Almanya’nın, bundan böyle mültecilere hoşgörü politikasından geri adım atması beklenebilir. Ayrıca Merkel’in, Brexit konusunda da daha sert ve Almanya’nın çıkarlarını bire bir koruyan tutum sergilemesi de beklentiler arasında. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nın düşük faizli mali esneklik politikasının Alman emeklilerine verdiği zararın bilincinde olan Merkel’in, bu konuda da tavır değişikliğine gitmesi bekleniyor.
Zaman gösterecek
Bu arada şunu söylemek gerekir ki, 24 Eylül seçimleri, Almanya’daki geleneksel siyasi partiler açısından tarihe geçecek nitelikte. Zira ekonomik büyümenin yarattığı siyasi ivmeden yeterince yararlanamayan bir FDP, “dizel emisyon” skandalından beklediği ölçüde yarar sağlayamayan Yeşiller’in yanı sıra, iktidar yorgunluğundaki Sosyal Demokrat Parti (SPD), ekonomik kalkınmanın sosyal açıdan paylaşımını sağlayacak yeni politika alternatifleri getiremedi. Alman Hıristiyan Demokratların ünlü simalari Konrad Adenauer ile Helmut Kohl gibi şahsiyetlerin yanına isimini altın harflerle yazdırmak isteyen Angela Merkel’in, bu seçimde isimini tarihe yazdıracağı kesin. Ama bu, düz bir tarih mi yoksa altın harflerle mi olacak, işte bunu da zaman gösterecek.

‘Bizi boşuna aramasın!’

Almanya Şansölyesi Angela Merkel, genel seçimlerden sonra hükümet kurma çalışmaları kapsamında Hür Demokrat Parti (FDP), Yeşiller ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile görüşme yolları arayacağını söyledi. Seçmenden açık bir şekilde hükümeti kurma görevini aldıklarını ve mecliste en güçlü grubu oluşturacaklarını ifade eden Merkel, hükümet arayışlarıyla ilgili de “Hem FDP, hem Yeşiller ve şunu da ekliyorum hem de SPD ile görüşme yollarını arayacağız” ifadesini kullandı.
1.3 milyon seçmeni FDP’ye, 1 milyon seçmeni de AfD’ye kaybettiklerine işaret eden Merkel, AfD’ye giden seçmeni iyi politika yaparak ve sorunları çözerek geri kazanmaya çalışacaklarını kaydetti.

SPD Genel Başkanı Martin Schulz, partisinin CDU/CSU ile koalisyon hükümeti kurmayacağını tekrarladı. Schulz, Şansölye’nin SPD ile görüşmek istediğinin hatırlatılması üzerine, Merkel’in kendisini aramak yerine başkasını arayarak vaktini daha kullanacağını bildirdiğini belirtti.

14 Türk aday parlamentoda

Almanya’da önceki gün yapılan genel seçimde, 14 Türkiye kökenli aday milletvekili olarak Federal Meclise (Bundestag) girmeye hak kazandı. Geçici resmi sonuçlara göre, Aydan Özoğuz, Metin Hakverdi, Mahmut Özdemir, Cansel Kızıltepe, Gülistan Yüksel ve Elvan Korkmaz, Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) milletvekili seçildi.
Yeşiller Partisi’nden Cem Özdemir, Danyal Beyaz, Ekin Deligöz, Canan Bayram, Filiz Polat meclise girmeye hak kazanırken, Sol Parti’den Evrim Sommer, Sevim Dağdelen ve Gökay Akbulut da seçilen diğer Türk milletvekilleri oldu. Böylece geçen seçimde 11 olan Türk kökenli milletvekili sayısı bu seçim sonrası 14’e yükseldi.

Çantasını alıp AfD’yi bıraktı!

Merkel’in işi zor olacak


Seçim başarısı sonrası AfD içinde kopma oldu. Partinin eş başkanı Frauke Petry, görüş ayrılıkları nedeniyle ayrılacağını ve bağımsız milletvekili olarak görev yapacağını açıkladı. Petry, pazar günü yapılan seçimlerde aday olduğu bölgede parti listesinden değil, doğrudan milletvekili seçilmişti. Petry, “AfD içerisinde politikaların içeriği üzerinde bir anlaşmazlık yaşandığını açıkça ifade etmemiz ve toplumun açık açık tartışılması yönündeki çağrısını göz önüne alarak, bu konuda sessiz kalmamamız gerektiğini düşünüyorum” dedi. Dün AfD’nin lider kadrosundaki diğer bazı isimlerle birlikte basın toplantısı düzenleyen Petry, kararını açıkladıktan sonra aniden toplantıyı terk etti.

Frauke Petry, AfD’tan görüş ayrılıkları nedeniyle ayrılacağını ve bağımsız milletvekili olarak görev yapacağını açıkladı.

‘İnşallah ders alırlar’

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya seçimlerinin sonucunu, “Türkiye karşıtlığı veya popülizmin bir faydasının olmadığını merkez partiler gördü. İnşallah ders alırlar” sözleriyle değerlendirdi. Merkez partilerin bu söylemle oylarını artıran aşırı sağ parti AfD’yi de meşrulaştırdığına dikkati çeken Çavuşoğlu, çıkan sonucun diğer partilerden de AfD’ye oy geldiğini ortaya koyduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, Almanya’daki seçimin ardından ikili ilişkilerde normalleşme adımlarının atılıp atılmayacağı konusunda da şunları söyledi: “Biz ilişkilerimizi her zaman normal ve iyi tutmak, geliştirmek isteriz. Almanya gibi bir ülkeyle neden kötü olalım? En büyük ticaret ortağımız, 4 milyona yakın Türk yaşıyor. Almanya güçlü olursa bizim oradaki vatandaşlarımız da o kadar güçlü olur. İlişkilerimiz ne kadar iyi olursa oradaki vatandaşlarımız o kadar huzurlu olur. Ticaretimiz ne kadar artarsa iki tarafın da yararına olur. Almanya’nın daha çok yararına olur.”

‘Tablo alarm veriyor’

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ise, “Ortaya çıkan tablo alarm veriyor. Demokratik siyasete inanan herkes dayanışma içinde olmalıdır. Irkçı kesimlere karşı mücadele etmek için Avrupa’da demokratik değerleri savunanlarla ortak çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Çelik, “Merkez sağ ve sol çökmese de merkez dışı partiler, özellikle ırkçı parti tayin edici noktaya erişti. Avrupa genelinde olduğu gibi Almanya’da da merkez siyaset aşırı sağa doğru kaymış oldu. Irkçı AfD ilk kez üçüncü parti olarak Meclis’e girdi. Üstelik, AfD sadece tepki oylarını temsil etmiyor. Oy verenlerin önemli bir çoğunluğu, üst ve orta gelir grubuna ait seçmenlerden oluşuyor. Bu profil kaygıyı daha da artırıyor. Çünkü ırkçılığın tepkisellik sonucu değil sahiplenme sonucu büyüdüğünü gösteriyor.” dedi. Merkel’in “AfD’ye giden seçmeni geri kazanmalıyız” açıklamasına atıfta bulunan Çelik, bunun kritik bir cümle olduğunu ve bunun için seçilecek yolun, geleceği tayin edeceğine işaret etti.