Kitap Sarrafı: Obezite Kaderiniz Değil

Obezite tüm dünyada çok büyük bir sorun haline geldi. Son yapılan araştırmalarda da bu hastalığa bağlı önlenebilir ölümler sıralamasında ilk üçte yer alıyor. Maalesef tüm bilincimize rağmen bu oran gittikçe artıyor.

Bu nedenle bu hafta Kitap Sarrafı bölümümde sade bir dille yazılan Obezite Kaderiniz Değil isimli kitabı ele aldım. Gün geçtikçe artan obezite sorununda özellikle birçok soru işareti olan obezite cerrahisi konusunda merak edilenleri Prof. Dr. Halil Coşkun ile konuştuk.

Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?

Haberin Devamı

Obezite ameliyatları son yıllarda ciddi sayıda artış gösterdi, aslında bu durum sadece ülkemizde değil tüm dünyada aynı şekilde gelişme gösteriyor. Konu çok popüler olmasına karşın yeterince açıklayıcı ve aydınlatıcı bilgi maalesef bulunmuyor. Gerçi internet ortamında birçok bilgiye ulaşmak mümkün ancak bu bilgilerin birçoğunda da bilgi kirliği söz konusu oluyor. Tüm bunları bir araya getirince bu alanda daha net ve doğru bilgilerin olduğu basılı bir yayın aracının birçok hastamıza daha faydalı olacağını düşündüm.

Obezite Kaderiniz Değil kitabı sadece ameliyatları anlatan bir kitap değil, ameliyat kararının verilmesinden başlayıp, öncesi ve sonrası beslenmenin detaylıca anlatıldığı, tüm bunların yanında hastalarımızın etkilenen ruh hallerinin ele alındığı ve kendi alanlarında uzaman olan hekim arkadaşlarımla yazmış olduğum oldukça kapsamlı bir kitap. Şuan ülkemizde yazılmış yüzlerce diyet kitabının yanında bu alanda yazılmış tek kitap olma özelliğine sahip.

Obezite sorunu yaşayan bir hasta öncelikle kime gitmelidir?

Kilo problemi yaşayan bir kişinin ilk öncelikli başvuru adresi beslenme düzenlenmesi için bir diyetisyen olmalı ve mutlaka egzersiz ile desteklenmeli. Ancak olay obezite boyutuna geldiğinde o zaman tıbbi tedavi için bir Endokrinolog. Hala kontrol altına alınamıyorsa, obeziteye bağlı diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklar ciddi sorunlar oluşturmaya başladıysa o zaman obezite cerrahisi konusunda uzmanlaşmış bir hekim devreye girerek soruna çözüm bulmaya çalışılması gerekiyor.

Haberin Devamı

Kitabınızda obezite ile ilgili hastalıklara değinmişsiniz ve izlenmesi gereken yolları anlatmışsınız. Her obezite sorunu olan cerrahi yaptırmalı mı?

Elbette “her obezite sorunu olan kişinin cerrahi tedavi ihtiyacı vardır” diyemeyiz. Ancak bu konuda dünyadaki sağlık otoritelerinin yaklaşımı oldukça net. Eğer kişi en az 3 yıldır obezite problemi yaşıyor ve Beden Kitle İndeksi (BKİ) 40 kg/m2’nin üzerinde veya 35-40 kg/m2 arasında olup obeziteye bağlı tip2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi hastalıklar mevcutsa artık cerrahi tedaviye yönlendirilmesi uygun görülüyor. Hatta son dönemde yeni yapılan çalışmalarda 30-35 kg/m2 arasındaki kişilerde de cerrahi tedavinin oldukça faydalı olduğu sonuçları çıkıyor ancak henüz bu alan için rutine girmiş bir cerrahi tedavi yaklaşımı bulunmuyor.

Ülkemizde mide ameliyatı sonrası ölümler çok sık gündeme geliyor. Bu konuda kitabınızda özellikle belirttiğiniz noktalar nelerdir?

Obezite ameliyatlarında en sık gündeme gelen ve insanları rahatsız eden komplikasyon, ameliyata bağlı ölümlerin oluşabiliyor. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, dünyada yapılan akademik çalışmalarda bu oran % 0.3 ve altında görülüyor. Tabi bu ameliyatın tipine, hastanın BKİ değerine, sahip olduğu diğer hastalık sayısına göre değişim gösterebilir. Ancak birçok çalışma obezite ameliyatlarının tecrübeli hekimler ve doğru merkezlerde yapıldığında son derece güvenli ve düşük riskli ameliyatlar olduğunu vurgulanıyor. Ülkemizde medyada çıkan haberler görece yüksek bir oranmış gibi algılanabilir ancak yapılan ameliyat sayısına göre bunu değerlendirmek gerekiyor.

Haberin Devamı

Kitabınızda beslenme ve psikolojik unsurlara da değinmişsiniz. Buradaki amaç nedir?

Obezitenin oluşumu multifaktöriyel sebeplere bağlı. Evet yemek yediğimiz ve kalori aldığımız için kilo alıyoruz ancak bunun bir psikolojik sebebi de mevcut. Ameliyat sonrası yeni bir beslenme düzeninin oluşturulması, besin tercihlerinin belirlenmesi ve sağlıklı kilo verimi için mutlaka bu konuda eğitim görmüş Bariatrik Beslenme Uzmanına, diğer taraftan yemek yemenin psikolojik komponentinin değerlendirilmesi ve ameliyat sonrası kişilerin bu açıdan bilgilendirilmesi uyum ve adaptasyon için önem taşıyor. Başarılı bir cerrahinin tamamlayıcısı, olmazsa olmazı beslenme ve psikolojik destekten geçiyor. Obezite ameliyatları bir ekip işi ve ekibin her biri bu konuda uzmanlaşmış olması başarılı sonuçları artırıyor.

Ameliyat sonrasında hastaların özellikle sık karşılaşılan durumlara değinmişsiniz. Özellikle egzersiz bölümü hazırlamışsınız. Spor yapmak gerekiyor mu?

Ameliyat sonrası en önem verdiğimiz konulardan bir tanesi egzersiz yapılması. Buradaki amaç kişilere aktif devamlı spor yapmalarını istemek değil. Zaten yüksek kilolu bireylerde bunu istemek pek olası da değil. Burada temel amacımız aşamalı olarak temposu yükselen düzenli egzersiz programlarına kişiyi adapte etmek. Böylelikle hem kaybedilen kilo daha dengeli olacak hem de kişinin yaşam şekli değişikliği hedeflenmiş oluyor.

Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?

Bu çok hassas bir konu, çünkü işin özü insan ve sağlıktan oluşuyor. Bu tarz haberler yapılırken konuya hakim işin uzmanı kişilerden alınan bilgiler aktarılıyor. Obezite cerrahisi ile ilgili bir konu bu alanda çalışan bir cerrah ile konuşulmalı, bir diyetisyenden cerrahi alanda bilgiler alınıp aktarılmamalı. Tabi bunun tam tersinin de yapılmaması gerekir. Maalesef bu alanda yapılan bir sürü bilinçsiz haberlerle karşılaşıyoruz, beklentim basın yayın organlarının bu konuya daha fazla özen göstermesi, doğru ve güncel bilgileri ilgili uzmanlarca aktarılmasını sağlaması.

Sağlıklı iletişiminin olmazsa olmazı size göre nedir?

En genel anlamıyla iletişim, duygu, düşünce, tutum, beceri ve bilgilerin paylaşılması süreci. Sağlıklı iletişimde hasta ve hekim arasındaki en temel kavram da bu unsurların tedavi aşamasında sağlanması. Hekim hastasıyla tedavi öncesi her türlü bilgiyi detaylı ve doğru bir şekilde paylaşmalı. Hasta ise aklında bulunan tüm soruları sorarak cevaplarını alabilmeli. Bu noktadan sonra her iki taraf arasında oluşan güven sağlıklı bir sürecin başlamasını sağlıyor.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

1987-1994 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyarak tamamladım. 1995-2000 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Genel Cerrahi Uzmanı oldum. 2004, 2008 ve 2014 yıllarında ABD, Cleveland Clinic Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Enstitüsü, 2012 yılında ABD, Presbyterian Weill Cornell Medical Collage Diyabet Cerrahi Merkezi’nde çalışmalarda bulundum. 2009 yılında Üniversitelerarası Kurul Sınavında başarılı olarak Genel Cerrahi doçenti, 2016 yılında profesör unvanı aldım.

15 yıldan daha uzun zamandır Obezite ve Metabolik Cerrahi alanında çalışmalar ve ameliyatlar yapıyorum. 2016 yılında bu alanda hizmet veren BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Merkezini kurdum.