Kocaeli Kocaeli'de Stk'larla Buluşan Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

Kocaeli'de Stk'larla Buluşan Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

28.03.2017 - 15:56 | Son Güncellenme:

.

Kocaelide Stklarla Buluşan Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde STK’lara referandumda oylanacak maddeleri anlatan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz biraz da Binali Yıldırım’a çalışıyoruz, başbakanlığı gitmesin diye” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu, Gebze’de sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Osman Hamdi Bey Kültür Merkezinde düzenlenen programa Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Kocaeli Milletvekilleri Tahsin Tarhan, Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar, CHP Kocaeli ve Gebze ilçe teşkilatı yöneticileri, çok sayıda STK temsilcisi ve vatandaş katıldı. Programda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz, biraz da Binali Yıldırım’a çalışıyoruz, başbakanlığı gitmesin diye” dedi.

“Yeni anayasa paketi hangi sorumuzu çözecek”
Yeni anayasa paketinin toplumun tüm kesimi ilgilendirdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu anayasa değişikliği bizim hangi sorununuzu çözecek. İşsizlik sorununu çözecek mi? Bununla hiçbir ilgisi yok anayasa değişikliğinin. Ekonomi de istikrarı sağlayacak mı? En ufak bir madde yok. Büyüme hızını artıracak mı? Hayır, böyle bir düzenleme de yok. Tüm komşularımızla kavgalıyız. Komşularımızla barışı sağlamak için bir düzenleme içeriyor mu? Hayır. Taşeron işçilerin sorunu çözecek mi? Hayır, onu da çözemez. Mümkün değil. O zaman soru şu, bu memleketin bu kadar sorunu varken bu anayasa değişikliği neden gündeme geldi? Memlekete turist gelmiyor, bunun çözülmesi lazım ama bunlarla ilgili hiçbir çözüm içermiyor. Vatandaş 16 Nisan’da sandığa gidince demokrasiyi oylayacak. Hiçbir partiyle ilgisi yok. O nedenle sandığa giderken hepimizin düşünmesi lazım” dedi.

“Parlamenter sitemle 15 Temmuz’u püskürttük”
Hangi gerekçeyle rejimin değiştirilmek istendiğini anlamadıklarını belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Allah’ın kulu çıksın bize anlatsın. Parlamenter sistem içinde kurtuluş Savaşını verdik. Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirdik, 15 Temmuz darbe girişimini püskürttük, üniversiteler kurduk, fabrikalar kurduk, düşünce özgürlüğünü getirdik. Parlamenter sistem içinde çok partili hayata geçtik. Bunlar bizim neyimize yetmiyordu? Daha da geliştirelim, daha da büyüyelim. Parlamenter sistem içinde hükumet olanlardan yeri geldiği zaman muhalefet olarak yeri geldiğinde hesap soruldu, sorulacak. Demokrasinin gereği olarak siyaset kurumu hesap verecek. Şimdi bundan vazgeçelim diyorlar. Bir kişi olsun, her türü yetkiye sahip olsun, kimse ondan hesap sormasın. Bunun sağı, solu, liberali, mütedeyyini yok. Demokrasi sadece benim için değil ki her vatandaş için geçerli olmalı. Demokrasiyi sadece ben mi savunacağım, her vatandaşın savunması lazım. Ben de bayrağımı seviyorum, vatanımı seviyorum, demokrasiyi savunuyorum. Siz de savunmalısınız, sevmelisiniz” diye konuştu.

“Şimdi slogan atma zamanı değil”
Salonda atılan ‘Gençlerin gururu Kılıçdaroğlu’ sloganlarının zamanı olmadığını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Şimdi slogan atma zamanı değil. Şimdi düşünme zamanı. Çünkü bu bir parti meselesi değil. Parti meselesi olsa mitingler yapardı. Bu demokrasi meselesi. Birileri bana çatabilir, hiç umurumda değil. Şimdi kavga etme zamanı değil. Şimdi memleketi, vatanı, bayrağı, düşünme zamanıdır. Benim gibi düşünmeyen insanın da hakkını savunma zamanıdır. Şimdi birlikte oturacağız demokrasimizin geleceği için birlikte karar vermeliyiz” şeklinde konuştu.
“Biz biraz da Binali Yıldırım Başbakan kalsın diye çalışıyoruz”
Referandumda ‘Hayır’ sonucu çıkmasının kaos getireceği söylemlerine de cevap veren Kılıçdaroğlu, “Hayır çıkarsa Türkiye nefes alacak. Vatandaşımız diyecek ki ‘Parlamenter sistemi demokrasiyi savunduk ve kazandık.’ Böylece Cumhurbaşkanı ve Başbakan yerinde kalacak. Biz biraz da Binali Yıldırım’a çalışıyoruz, başbakanlığı gitmesin diye. Bu anayasa paketi ile 140 yıllık parlamento geleneğimiz var onu da reddediyoruz. Niye tarihimizi reddediyoruz? Anlamakta zorluk çekiyoruz. Hayır çıkarsa parlamentoda görevini yapacaksın. Bakanlar görevinin başında, neden kaos olsun? Asıl ‘Evet’ çıkarsa Türkiye nereye gideceği belli olmayan bir yola koyuluyor” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiçbir anne freni olmayan bir otobüse çocuklarını bindirmez. Nereye gittiğini bilmediği bir trene bindirmez. Şimdi biz 80 milyonu, nereye gittiği belli olmayan trene bindireceğiz. Üstelik freni de yok. Neden bindireceğiz? Vatandaş neden evet diyecek? Çıkın anlatın. Akıl var mantık var. Bu ülkenin demokrasiden yana tavır alacağını biliyoruz. Eksiğimiz, hatamız var mı, var. Ama demokratik bir düzeni geliştirmek zorundayız. Neden Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere gibi demokrasisi olan bir ülke olmuyoruz. Bizim insanımız 3. sınıf demokrasiye mi layık? Anayasayı oyluyoruz sanki partiyi seçiyoruz. 60-70 yıl belki yürürlükte kalacak. Çocuklarımızın geleceği için güzel kararlar vermemiz lazım, onlara borcumuz var. Güzel bir Türkiye için birlikte çalışacağız. Biz neden 550 milletvekilini seçiyoruz? Yeni sistemde hiçbir bakan, milletvekili olmayacak. Yani meclisle başkanlık arasına kocaman bir duvar çekiliyor. Hükumet, meclisten güven oyu istemeyecek. ‘Meclise ne gerek var’ diyecek. Kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacak. Bir sabah kalkacak OHAL ilan ettim diyecek. Sonra bir iş adamı var bir kararname ile mal varlığına el koydu. Yabancı yatırımı neden Türkiye’ye gelsin. Can ve mal güvenliği yok. Bu anayasa, güçlülerin hukukunu oluşturan bir anayasa. Hepinizin düşünmesi karar vermesi lazım. Bir demokrasi oylaması yapacağız. Evet demenin vebali ağırdır. Evet oyunu kullanan vatandaşlarımızı asla suçlamamalıyız. Her vatandaşın tercihine saygı göstereceğiz. Bu bizim demokrasi anlayışımız. Bu ülkenin dünyanın sayılı gelişmiş ülkeleri olması açısından demokrasimize sahip çıkmalıyız. Dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinde parlamenter rejim, en fakir 10 ülkesinde başkanlık rejimi var. Niye biz zengin ülkelere değil de fakir ülkelere özeniyoruz”.