Kök hücreyle tedavi edilen hastalıklar

Kök hücrelerin özellikleri; organ ve dokulara dönüşebilmeleri, sınırsız bölünebilmeleri, farklılaşmamış olmalarıdır. En çok kemik iliği ve yağ dokusunda yer alırlar. Kök hücreler, organ ve dokuların yenilenmesiyle ilgili her türlü tedavide kullanılabilirler. Ama bilimsel çalışmalar henüz tamamlanmamıştır. Kök hücrelerin en sağlıklı olduğu dönem embriyo dönemidir. Çünkü henüz çevre ve etkilerine maruz kalmamışlardır. Radyoaktif ışınlardan, gıdayla geçen kimyasal katkı maddelerinden, ilaçlardan etkilenirler.

Kök Hücreyle Tedavi Edilen Hastalıklar Nelerdir?

Kök hücre; tendon sorunları, diz kireçlenmeleri, uzun süredir kaynamayan kırıklar, kıkırdak yaması ve eklem kıkırdağı zedelenmesi gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılır. Rahatsızlığın önemli boyutlarında, hareket etme güçlüğünün çekilmeye başladığı aşamada kök hücre tedavisi uygulanmaya başlanır. Hastadan alınan kanın özel bir işlemden geçirilmesiyle, kanın içinde bulunan vücudun iyileşmesini sağlayacak olan faktörler harekete geçerler. Böylece hasarlı bölgede bir iyileşme başlatmakla kalmayıp aynı zamanda tüm iyileştirici hücreleri hasarlı bölgeye odaklarlar.

Kök Hücre İle Kireçlenme ve Eklem Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kök hücre tedavisi kişinin kendi vücut yağından elde edilen SFV sıvısı ile uygulanır. Aslında kireçlenmenin kesin bir tedavisi günümüzde mevcut değildir. Tedavilerde öncelikle bir sürü yöntem denenerek hastaların yakınmalarının azaltılması amaçlanır. Kök hücreler bol bulundukları kemik iliği ve yağ dokusundan alınarak çoğaltılırlar. Daha sonra da hastanın diz eklemine enjekte edilirler.

Kök Hücre Tedavisinin Riskleri Nelerdir?

• Ceninlerden alınan kök hücreler tümöre dönüşebilmesi
• Hızlı büyüyen hücrelerin onarım tamamlandıktan sonra hâlâ büyümeye devam edebilmesi
• Her türlü hücreye dönüşebildikleri için bazen istenmeyen dönüşümlerin gerçekleşebilmesi
• Hücrelerin hangi yolla verilmesi gerektiği, hangi dozda verilmesi gerektiği ve en uygun kaynağın hangisi olduğu konusunda henüz bir fikir birliği sağlanamamış olması
• Yapılan işlemlerin uzun süreli sonuçlarıyla ilgili henüz elde kesin bulgular olmaması