‘Komedide kadın ve erkek ayrımım yok’

Oynadığı projelerle adından söz ettiren Binnur Kaya, öğretmen olduğu ‘Sen Kiminle Dans Ediyorsun?’ filmindeki dans sahnelerini görünce uykusunun kaçtığını söyledi. Proje için farklı danslar öğrenen oyuncu, filmin detaylarını ve dizi sektörünü anlattı.

Filmde dans hocası Şengül’ü canlandırıyorsunuz. Rolünüzden bahseder misiniz?

Hayatını dansa adamış ve bunun için de mücadeleyi göze almış biri... En büyük hayali dans etmek. Bunu gönlüne göre başaramadığı için dans okulu açıyor. Sonrasında öğretmen olarak hayatına devam ediyor.

Bu projeyi kabul etmenizin sebebi neydi?

Necati Akpınar’la çalışmayı çok istiyordum. Çok değerli arkadaşlıklar edindim. Burak Aksak’ı da tanımaktan çok mutlu oldum. Filmin anılarımda önemli yeri oldu.

Dans sahnelerinin çok fazla olduğunu görünce gözünüz korktu mu?

Uykularım kaçtı. Oryantal dansa bakamam bile... Çok başarılı performanslara saygı duyarım ancak oryantalle tek ilişkim bu... Bunu yapmak benim için çok zordu. Horon da öyle... Ama horonu sabah, öğle ve akşam yaparım, seyrederim. Bir zaman sonra evde ve yolda vitrinlere bakarken figürleri yapmaya başladığımı fark ettim.

Filmde 12 farklı dans var. Kondisyon olarak buna hazır mıydınız?

Hiç değildim, sadece her gün provaya gide gide yavaş yavaş gelişiyor. Eğitmenin çok önemi var. Kemal Gemici ve Bayram Mutlu’yla çalıştık. Ayrıca Demet Özdemir, özellikle mezdekede çok destek oldu.

Demet Özdemir’le dans adına ne gibi çalışmalarınız oldu?

O harika dans ediyor ve bana çok yardımcı oldu. Gerçekten kalbini de, aklını da çok sevdiğim bir arkadaşım. Demet ve Uraz Kaygılaroğlu’na çok saygı duyuyorum. Çok disiplinliler. Gençler ama olgunlar.

İmaj olarak çok tatlı bir görüntünüz var. Size kötü karakter teklifi geliyor mu?

Bunu her yapımcı cesaret edip, teklif etmez. Çünkü hangi rolde tutunduysanız, halk sizi hangi türde benimsediyse, teklifler o yönde gelir. Çünkü yapımcı risk almak istemez. Ben de her oyuncu gibi benzer şeyleri oynamak istemiyorum.

Tabii komedi teklifleri daha ağırlıklı. İyi senaryo ve yönetmenle karşılaşmazsan, komiklik yapıyor durumuna düşebilirsin. Komedi yaparken acı çekmek gibi bir şey oluyor.

Ülkedeki kadın komedyenleri nasıl buluyorsunuz? Kimleri beğeniyorsunuz?

Komedide kadın ve erkek ayrımım yok. Unuttuklarım oluyor ve sonradan bunu düşündüğümde üzülüyorum, bu yüzden isim vermekten kaçınıyorum. Mizah anlayışı olan her oyuncuya hayranım.

‘Afişlerde kendimi görmeye alışmadım’

Kendinizi izlediğiniz zaman eleştiriyor musunuz?

Tabii ki... Kendimi, yönetmeni, ışığı, sesi, makyajı, kostümü, sanatı, prodüksiyonu, yardımcı ve yardımcı olmayan bütün oyuncuları...

Hâlâ billboard’larda, yollarda, gazetelerde kendimi gördüğümde alışmam zaman alıyor. Yolda görünce kendimi şaşırıyorum, sonra hızlıca oradan geçip gidiyorum. Mesleğin getirdiği şeyler biliyorum ama alıştım diyemem.

Bir röportajınızda “Ayrılmaktan hoşlanmıyorum, o yüzden ilişki istemiyorum” diye açıklamanız var. Hayatta bu kadar naif olmak sizi zorlamıyor mu?

Çok hırpalayıcı ve doğru bir şey değil. O zaman bana ait olan bu düşüncenin, doğru olmadığını düşünüyorum şimdi... Her şeye öyle yaklaşabiliriz; ayrılık, risk ve tehlike var diye hayattan uzaklaşabiliriz. Böyle şeyler insanı yıpratıyor ve hayata karışmanızı engelliyor.