Ankara KONCUK, EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ

KONCUK, EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ

01.10.2014 - 11:22 | Son Güncellenme:

.

KONCUK, EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, eğitim hizmet kolundaki sorunlara dikkat çekerek, "Yönetici atama konusunda tartışmaların devam etmesi eğitim öğretim faaliyetlerini de olumsuz etkileyen bir boyut kazanmakta, çalışma barışı her geçen gün bozulmaktadır" dedi.
Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerde suların bir türlü durulmadığını belirterek, "Eğitim çalışanları, birçok haklı talebine cevap istiyor. Türk Eğitim-Sen olarak bu talepleri değişik zamanlarda dile getirmeye çalışıyoruz. Bazı taleplerimizin cevap bulması sevindiricidir, ancak birçok talep cevapsız kalmaktadır. Bu taleplerden bir kısmını gündeme tekrar alınması istediğimizle aşağıda belirtmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetici atama sistemine geri dönmesi gerektiğini kaydeden Koncuk, şunları dedi:
"Yönetici atama, mutlaka sınav esaslı olmalı, yöneticiliğin asli görev, kazanılmış hak olduğuna dair düzenleme yapılmalıdır. MEB’de şuan uygulanan yönetici görevlendirme sistemi var oldukça huzur ve sükûnun sağlanması mümkün görünmemektedir. MEB kendini yönetici atama konusunda tartıştıran, açık kayırmaların, kamplaşmaların yaşandığı bir kurum olmaktan kurtarmalıdır. Yönetici atama konusunda tartışmaların devam etmesi eğitim öğretim faaliyetlerini de olumsuz etkileyen bir boyut kazanmakta, çalışma barışı her geçen gün bozulmaktadır. Bu olumsuzluk ortamını besleyecek tüm mevzuat sil baştan ele alınmalı, en hızlı şekilde düzeltilmelidir. En iyi yöneticiyi nasıl belirlerim kaygısını duymayan MEB’den tüm camiayı kucaklayan MEB anlayışına süratle geçilmeli, tartışmaların yeni bir boyut kazanmasına müsaade edilmemelidir. Sendikalar arasında açık taraf olan ve bu yüzden yaşanan huzursuzluğu besleyen bir kurumun Türkiye’yi geleceğe taşımak iddiasında olması mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi, herhangi bir sendikanın üye sayısını artırmak değildir."
İkinci il dışı tayin isteklerinin gerçekleştiğini kaydeden Koncuk, şunları kaydetti:
"Bu konuda talebimize kulak veren tüm yetkililere tekrar teşekkür ediyoruz. İkinci il dışı tayinlerinin gerçekleşmesi ile İkinci özür grubu tayinlerinin yapılması da bir gerekliliktir. Bu konuda MEB’e hem yazılı hem sözlü taleplerimizi iletmiş olmamıza rağmen okulların açılmış olması gerekçe gösterilerek ikinci özür tayinleri yapılmamıştır. Bu durum, birçok ailenin birbirinden uzak kalması sonucunu doğurmuştur. İl içi özür ve isteğe bağlı il içi tayinlerde yaşanan sıkıntılar hala düzeltilmemiştir. Bu konudaki talepler en kısa sürede hayata geçirilmelidir."
Öğrenim özrü konusunda Bakanlığın bir adım dahi atmadığı belirten Koncuk, öğrenim özrünün yönetmelikte olmamasının, MEB’in bu konuda ortaya koydukları tüm eleştirilere kulak tıkamasının MEB’in misyonu ile asla örtüşmediği kaydetti. 40 bin öğretmen atamasının yaraya merhem olmadığını kaydeden Koncuk şöyle devam etti:
"Birçok ataması yapılmayan öğretmen, MEB’in branş bazında beklentilere cevap vermediğine ve haksızlığa uğradığına inanmaktadır. 2014-2015 eğitim öğretim yılında da öğretmen ihtiyacının ücretli öğretmenlerle karşılanacağı açıktır. Birçoğu öğretmenlik formasyonuna dahi sahip olmayan ücretli öğretmenlik sisteminden artık vazgeçilmelidir. 2015 Şubat ayında 40 bin ek atama talebi mutlaka yerine getirilmelidir. Alan değişikliği konusunda bir çalışma olduğu bilinmektedir. MEB, alan değişikliği konusunda çalışma takvimini bir an önce açıklamalıdır."
Başöğretmen ve uzman öğretmenlik karmaşasının düzeltilmesini isteyen Koncuk şunları dedi:
"Bir kısım öğretmenler istese de rotasyon konusu öğretmen camiasında ciddi endişeler yaşanmasına sebep olmuştur. Birçok öğretmen, rotasyonu taşradan merkeze gelmenin yolu olarak görse de diğer kurum ve kuruluşlarda yapılan rotasyon uygulaması binlerce memuru mutsuz kılmış, hatta din görevlilerine yapılan rotasyon intiharlara bile sebep olmuştur. Bu sebeple uygulama yöntemi belirsiz olan rotasyon sonucunda öğretmenlerin ne ile karşılaşacağı belli değildir. Kaldı ki 800 binlik dev bir kitleye yapılacak rotasyonun nelere mal olacağını bugün kestirebilmek dahi mümkün değildir. MEB bu konuda endişeleri yok edecek bir yaklaşım sergilemek, öğretmenler ise rotasyona dikkatle yaklaşmak zorundadır. Türk Eğitim Sen sorumlu sendikacılık gereği uyarı görevini çeşitli vesilelerle yerine getirmiş, bundan sonra da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir."
Öğretmenlerin maaş karşılığı girdikleri ders saati sayısının artık ciddi rahatsızlıklar oluşturduğuna dikkat çeken Koncuk, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Sınıf öğretmenleri 15 saat, teknik öğretmenler 20 saat maaş karşılığı derse girerken, branş öğretmenleri 15 saat girmektedir. Aynı işi yapan insanların farklı sayılarla maaş karşılığı derse girmesi haklı tepkileri beraberinde getirmektedir. Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders sayısı, 15 saatte eşitlenmelidir. Öğretmenlerin nöbet görevleri tam bir angaryadır. Bu haklı talep dikkate alınarak nöbet görevlerine karşılık haftada 6 saat ek ders ücreti ödenmelidir."
Koncuk şöyle devam etti:
"Hizmetli, memur, teknisyen gibi eğitim çalışanlarının görev tanımları hala belirsizidir. Bu belirsizlik bir hukuk devletine yakışmamaktadır. Bu belirsizlik ortamında eğitim çalışanlarına her türlü angarya iş yüklenebilmektedir. Eğitim öğretime hazırlık ödeneği, sendikaların tüm taleplerine rağmen öğretmen dışında diğer eğitim çalışanlarına ödenmemektedir. Bu ödeneğin, üniversite çalışanlarını da kapsayacak şekilde tüm eğitim çalışanlarına verilmesi için, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ek gösterge rakamları, tüm eğitim çalışanları bakımından 800’er puan artırılarak, yeniden düzenlenmeli ve 9/1’den başlatılmalıdır. Akademik zam konusunda Sayın Başbakan dahil taahhüt vermeyen kalmamış, ancak bugüne kadar zam oranının ne olacağı konusunda net bir açıklama yapılmamıştır. Kapalı kapılar ardında tespit edilecek zam oranının yeni haksızlıklar yaratacağından, beklentilerin gerisinde kalacağından endişe duyulmaktadır. Akademik zam, açıklanmadan muhatapları ile görüşülüp tartışılmalıdır. Bu konuda geç kalındığından hareketle en hızlı şekilde davranılması sağlanmalıdır. Yüksek Öğretim Kanunu talepler doğrultusunda bir an önce değiştirilmelidir. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın da ifade ettiği üzere Yüksek Öğretim Kurulu kaldırılmalıdır."
"Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda atama ve yer değiştirmeler için esaslı bir sistem ihdas edilmeli, yer değiştirmelerde keyfiliklere, kişisel inisiyatiflere fırsat verilmemelidir" diyen Koncuk, şunları kaydetti:
"Yukarıda ifade ettiklerimiz, eğitim hizmet kolunda yaşanılan problemlerin çok azıdır. Bu problemlere onlarcasını dahil etmek mümkündür. Eğitim çalışanları bir bütünün vazgeçilmez parçalarıdır. Ülkeyi yönetenlerin, ilkokuldan, yüksek öğretime kadar, yaşanan tüm problemlere duyarlı yaklaşması, çözüm iradesini ortaya koyması gelişmiş, huzur ve refah içinde yaşayan bir ülke olmanın temel şartıdır. Huzursuz ve mutsuz eğitim çalışanları ile eğitim davasında başarılı olmak mümkün değildir. Türk Eğitim Sen olarak mali taleplerimizi kısıtlı tuttuğumuz, sadece bazılarını sıraladığımız problemlerin dikkate alınması ve çözüm iradesinin ortaya konulmasını bekliyoruz."