Kültür Sanat Kopamayan bir zincir

Kopamayan bir zincir

17.03.2010 - 21:24 | Son Güncellenme:

Malcolm Lowry’nin “Yanardağın Altında” adlı romanının merkezinde hayatlarını ayrı ayrı sürdürmeye çalışsalar da başaramayıp geri dönen üç karakter var.

Kopamayan bir zincir

Bir video kamerası çıkarıp onun lensinden hayatı izlediğinizi düşünün. Kimse sizi görmüyor, ama siz herkesi ve her şeyi daha önce hiç görmediğiniz bir netlikle izliyorsunuz; fotoğraf gerçekçiliğiyle... Malcolm Lowry’nin yarı otobiyografik olduğuna inanılan “Yanardağın Altında” adlı kitabı, okurunu ‘her şeyi bilen gözlemci’ rolüne sokarak adeta bir kamera arkasına yerleştiriyor.
1938’de Meksika’nın Quauhnahuac’ında geçen roman, uzatılmış bir durumun öyküsü tadında. Eski bir konsolos olan, ama hâlâ insanlar tarafından ‘Konsolos’ diye hitap edilen, alkolik başkarakter Geoffrey Firmin’in durumunun... Roman, Ölüler Günü festivalinin geçtiği bir gün boyunca başkarakter Geoffrey’nin yaşantısını takip ederek; alkol bağımlılığını, kardeşi Hugh’ü, eski karısı Yvonne’u ve geçmişini anlatıyor.

Yazarın alkolizmi
Eski konsolos Geoffrey Firmin, 1938’de İngiltere ile Meksika arasında çıkan anlaşmazlık sonucunda işinden oluyor. Bunu bir fırsat olarak görüp, her zaman yazmak istediği kitabın üzerinde çalışmaya başlıyor ancak alkol problemi bunu yapmasını engelliyor. Hatta alkol yüzünden karısı Yvonne tarafından da terk ediliyor.
Geoffrey karakteri Malcolm Lowry’nin kendini kitaba yansıtışı, yani bir bakıma kendini anlatma şekli.
Yazar, Geoffrey’nin alkol problemiyle hem kendi alkolizmini hem de romanın geçtiği dönemde, yani İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında insanlığın sarhoşluğunu anlatıyor. Roman aynı zamanda dönemin Meksika’sının politik bir eleştirisi niteliğini de taşıyor.
“Yanardağın Altında”, Yvonne’un bir sene aradan sonra ülkeye geri dönerek Geoffrey’le arasını düzeltmeye çalışmasıyla açılıyor. Bu arada Geoffrey’nin kardeşi Hugh da geri dönmüş oluyor. Bu üç karakter her ne kadar hayatlarını ayrı ayrı sürdürmeye çalışmış olsalar da başaramayıp tekrar birbirlerine geri dönüyorlar, kopamayan bir zincir gibi.

Elastik zaman
“Yanardağın Altında”yla Malcolm Lowry, üç insanın birbirine bağlı hayatını ve bu bağlar arasındaki kopuklukları, dramları, aşkları, küskünlükleri, kısacası insanın hallerini ve duygularını inceliyor. Tıpkı altında yaşadıkları yanardağ gibi bazen durgun ve kendini belli etmeyen, bazen ise ufak patlamalarla dünya üzerinde olduklarına dair hatırlatmalar yapan yapılarıyla devam ediyorlar yaşantılarına.
Romanda geçen bir günün her dakikasındaki her saniyeyi müthiş bir detaycılıkla işleyen Lowry; zaman kavramını uzatıp elastikleştirerek okuru içine hapsediyor. Yazar, elastikleştirdiği zamanın içinde durup hayatı hissetmeyi ve hissettirmeyi başarıyor.
Öyle ki, okur romanın içine serpiştirilmiş İspanyolca kelimelerin dildeki pürüzsüz kayganlığı içinde kendini bir anda Meksika’da buluyor. Hatta sıcakta eriyen kaktüslerin ve olabildiğince turuncu portakalların kokusuyla birlikte, paragraflar arasından hazin Amerikan ezgileri ve Latin türküleri duyulabiliyor.