Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

FETÖ’nün yargıda etkin olduğu dönemde en çok önem verdiği soruşturmalardan birisi oldu Kozmik Oda operasyonu.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast hazırlığı gerekçesiyle gözaltına alınan askeri personelden yola çıkılarak Kozmik Oda’ya kadar uzanan soruşturmanın amacının, devletin elindeki sırların içeriğini elde etmek olduğu artık aşikâr.
Bu sırları elde edebilmek amacıyla daha ortada suikast ihbarı yokken daha sonra ihbarla gözaltına alınan askerlerle ilgili kumpası hazırlayan Ankara ve İstanbul’daki polis birimlerince özel çalışmalar yapıldığı ortaya çıkarıldı. Aslında herbiri devlet sırrı olan bilgilerin kozmik oda dışına çıkarılmasını sağlamak amacıyla FETÖ’nün hiçbir çabadan kaçınmadığı günışığına çıkarıldı.
Kumpas soruşturması dosyasından elde ettiğimiz bilgilerle, 70’e yakın usulsüz iş ve işlemle kozmik odanın nasıl ele geçirildiğini 5 gün boyunca Büyüteç’te ortaya koymaya çalıştım. Son olarak kumpas soruşturmasının genel değerlendirmesini yaparken şu sonuçları da gözardı etmemek gerekiyor:

Sahte ihbar mektubu

Haberin Devamı


1- Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı ve personeli, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubeleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Organize Suçlarla Mücadele Şubeleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı personelinin “işbirliği” ile 3 Mart 2009’dan itibaren hedefe konuldu.
2- 19 Aralık 2009’da sahte bir ihbar mektubu ile bu soruşturma başlatıldı.
3- Soruşturma süresinde, şüphelilerin dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başta olmak üzere siyasilere yönelik eylem planlaması içinde bulundukları iddiasını kuvvetlendiren, delilden sanığa gitme prensibine uygun olmayacak şekilde şüpheliler aleyhine değişik yorum ve yönlendirmelerde bulunarak soruşturma, Ergenekon soruşturmasına bağlanmak istendi.
4- Soruştur-manın, Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı kozmik odasında Fetullah Gülen grubu başta olmak üzere tarikatlar ve cemaatlerin devlet içindeki kadrolaşması ile ilgili ne tür çalışmaların yapılmış olduğunun ortaya çıkarılması amacıyla yürütüldüğü anlaşıldı.
5- Devlet sırrı niteliğindeki evrakın da içinde bulunduğu tüm verilere el koymak ve Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu’nu bir kısım faili meçhul olaylarla bağlantılandırmak amacıyla polis-savcı-hakim üçgeninde bir kumpas faaliyeti gerçekleştirildi.

‘Olağan akışa aykırı’

6- Kozmik Oda soruşturmasında yaşanan sürecin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve soruşturma aşamasında şüpheliler ve kamu aleyhine gerçekleştirilen hukuksuz eylemlerin örgütlü bir yapı ve suç organizasyonu olmaksızın gerçekleştirilemeyeceği ortaya konuldu.
7- Kozmik Oda kumpasını gerçekleştiren suç örgütünün, devlet güvenliğini tehlikeye sokarak vatandaşların yasama, yürütme ve yargı organlarına olan güven duygusu zedelendi.
8- Tüm bu kumpas faaliyetleri sonucunda başta Fetullah Gülen grubu olmak üzere tarikatlar ve cemaatlerin devlet içindeki kadrolaşmaları ile ilgili veriler ve devletin savaş planlarına ilişkin “devlet sırrı” niteliğindeki verilerin dosya kapsamında görevi bulunmayan 3. kişilerin eline geçmesi sağlandı. Genelkurmay STK kamuoyunda sanki faili meçhul olayların merkezi gibi gösterilerek algı oluşturuldu ve bu kurumun 2013’te lağvedilmesi sağlandı, bu şekilde ülkenin milli menfaatleri ve güvenliği tehlikeye düşürülerek hedeflenen amaçlara ulaşıldı.

Kaset soruşturması bağlantısı

Kozmik Oda kumpası soruşturmasında ilginç bir gelişme daha yaşandı.
Daha önce yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve siyasilere yönelik gizli kamera çekimlerinin yapıldığını ortaya çıkaran soruşturmada adı geçen bazı istihbaratçı polisler, ne tesadüf ki; bu soruşturmada da var.
Özellikle gizli çekim soruşturmasında organizasyon içinde yeralan polislerin ihbardan 2 gün önce aldıkları talimatla Arınç’ın evinin bulunduğu Çukurambar’daki sokağa giderek bölgeye giriş çıkış yapan tüm araçları tespit ettikleri ve kayda aldıkları belirlendi.
Bu takipçi polislere talimatı veren isim ise, yine kaset soruşturmasında karşımıza çıkan istihbaratçı emniyet amiri E.A. oldu.
Artık görülüyor ki; FETÖ’nün aktif olduğu dönemde yapılan önemli soruşturmalar birbiriyle bağlantılı. Emniyet’in ve savcılığın belirli isimlerinden oluşturulan ekipler, bir dönem bazı kumpas hareketlerinin içinde yer almışlar.
Türkiye’nin “bağırsaklarının temizlendiği” belirtilen dönemde, devlete kök salan FETÖ’nün kumpasları organize ettiği yadsınamayacak bir gerçek.