Kültür Ve Turizm Bakanı Avcı: "Yabancı basın yayın organları Türkçe 'Hayır' manşetleri atıyor"

ESKİŞEHİR (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "Biz Türkler kendi aramızda konuşuruz. 'Cumhurbaşkanı yetkili mi olsun, o mu atasın, bu mu atasın.' Her birimizin bu soruları sormaya hakkı var. Bu bizim hayatımız, bizim geleceğimiz, bizim çocuklarımızın, geleceğimizin meselesi onun için tabii bunları kendi aramızda konuşuruz. Peki elin Alman'ı, İsviçrelisi, İsveçlisine, Hollandalısına ne oluyor da Hollanda gazeteleri 'Hayır' diye manşet atıyor? İngiliz ekonomist dergisi 'Hayır' diyor. Size ne oluyor?" dedi.

Avcı, AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanlığı tarafından muhtara yönelik bir restoranda düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, bugünkü sistemde cumhurbaşkanının, yeni getirilecek sistemden çok daha geniş yetkilere sahip olduğunu belirterek, bugünkü uygulamaya bakıldığında, cumhurbaşkanın istediği taktirde tüm Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık edebileceğini, zaman zaman önemli konuların görüşülmesi için Bakanlar Kurulu'nun Külliye'de toplandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanın bugün de hükümetin başında olma yetkisine sahip bulunduğunu anlatan Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakanlar Kurulu'nu toplar, Bakanlar Kurulu'nda kararlar alır ama sorumlu değildir. Bugün cumhurbaşkanın hükümete yön verme, hükümeti, şu veya bu istikamete sevk etme yetkisi vardır. Yasal olarak da anayasa gereği olarak da vardır. Ancak Bakanlar Kurulu'nun aldığı bu kararlardan da bakanlar sorumludur. Bakanlar Kurulu müştereken sorumludur. Başbakan ve bakanlar ama cumhurbaşkanı sorumlu değildir. Yeni düzenleme, 'Diktatör olacak' falan denilen düzenleme tam tersine, cumhurbaşkanını yetkili kıldığı kadar sorumlu da kılıyor."

Bazı yabancı basın yayın organlarının üstüne vazife olmamasına rağmen, gazetelerine Türkçe "Hayır" manşetleri attığını aktaran Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Biz kendi içimizde bunları konuşuruz, birbirimizi ikna ederiz. Aklımıza yatar yatmaz, kabul ederiz etmeyiz o ayrı. Fakat bu referandumun başka bir özelliği var. Hiç üstüne vazife olmayanlar birden bu işlerde bizden daha fazla ortalıkta dolaşmaya başlar oldu. Alman istihbarat servisinin başı kalkıyor, '15 Temmuz'da FETÖ'cülerin suçu yok, onlar masum eğitimcilerdir' diyor. İsveç'te yayın yapan gazete Türkçe manşet atıyor, 'Referandumda hayır diyeceğiz' diye. İsveç neresi Türkiye neresi? Alman istihbaratı kim, burası ne? Anlattıklarımla senin ne alakan var? Biz Türkler kendi aramızda konuşuruz. 'Cumhurbaşkanı yetkili mi olsun, o mu atasın, bu mu atasın.' Her birimizin bu soruları sormaya hakkı var. Bu bizim hayatımız, bizim geleceğimiz, bizim çocuklarımızın, geleceğimizin meselesi onun için tabi bunları kendi aramızda konuşuruz. Peki elin Alman'ı, İsviçrelisi, İsveçlisine, Hollandalısına ne oluyor da Hollanda gazeteleri 'Hayır' diye manşet atıyor? İngiliz ekonomist dergisi 'Hayır' diyor. Size ne oluyor? Kandil’e ne oluyor? Kandil'e ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Kandil 'Hayır' diyor, FETÖ’cüler 'Hayır' diyor. İçerideki masum gerekçelerle bu konuda farklı düşünen arkadaşları kastetmiyorum. Dışarıdakilere söylüyorum. PKK 'Hayır' derken FETÖ, Alman istihbarat şefi, İsviçre, Hollanda'daki adamlar 'Hayır' derken neyi murat ediyorlar."