Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Atatürk’ün “Benim doğum tarihim” dediği 19 Mayıs, aynı zamanda çağdaş,laik cumhuriyetin temelinin atıldığı, bağımsızlık ateşinin yakıldığı gündür. Görkemli bir şekilde kitlesel kutlanması gerekir.
Ne var ki bugün iktidara egemen olanlar Cumhuriyetin temel taşları olan ulusal bayramlardan rahatsızdır. Her fırsatta bu bayramları karanlığa dönüştürmek istiyorlar. Son olarak 23 Nisan’da resepsiyonu iptal ederek bayramı sönükleştirmek istediler. Yarınki 19 Mayıs bayramına birkaç gün kala da IŞİD’in 19 Mayıs’ta terör eylemi düzenleyeceği, istihbarat örgütlerinin bu konuda duyum aldığı haberleri yayıldı. Terör örgütlerini Türkiye’nin başına bela eden iktidar onlardan böyle faydalı destekler de almaktadır!
AKP Hükümeti 2012 yılında bir genelge yayınlayarak 19 Mayıs’ın Ankara dışındaki illerde sadece okullarda kutlanabileceği, stadyumlarda tören yapılmayacağı açıklandı. Türk Eğitim Sen dahil kimi sendikalar genelgenin iptaliyle ilgili Danıştay’a başvurdu. Danıştay söz konusu genelgeyi iptal etti. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı yeni bir düzenleme yapmayarak yargı kararlarına uymayacağının işaretini veriyor.
Bu satırlar yazılırken Ankara Valiliği’nin CHP’nin Güvenpark’tan başlayıp Anıtkabir’e kadar sürecek yürüyüşüne yasak koyduğu haberi geliyor. Başkentte bayram günü üç kilometrelik yürüyüşe izin vermeyen iktidarın gerilim çıkmasından yarar umduğu çok açık görülüyor.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun...

Haberin Devamı

Köşk yıkıldı...

Sonunda bunu da yaptılar...
Atatürk’ün çiftlik evi olarak kullandığı, Cumhuriyet yapılarından, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Marmara Köşkü yıkıldı.
Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Alman Mimar Ernst Egli’nin çizdiği, 1930’ların mimarisini günümüze taşıyan binanın yıkılışını protesto ederken dedi ki:
- Üzgünüz, öfkeliyiz. Bu öfke sadece bizim değil bütün toplumun olmalı. Değerlerimizi kaybetmeye başladıkça geleceğimizi kaybedeceğiz...
Yıkım sessiz sedasız yapılmış. Kent İzleme Merkezi’nin çektiği fotoğraflar üzerinden saptanmış.
Sonuç: İktidarın Cumhuriyet’in izlerini silme operasyonu devam ediyor. Üstelik yerine koyacakları hiçbir şeyleri yok.

Haberin Devamı

367

Meclis’te önceki gün yapılan ilk dokunulmazlık oylamasında 348 evet oyuna karşılık 155 ret oyu çıktı. Eğer yarın yapılacak ikinci oylamada yine böyle 330 ile 367 arasında bir sayı çıkarsa, referanduma gidilecek.
Bu oylamada AKP’liler ile MHP’lilerin evet oyu verdikleri tahmin ediliyor.
CHP’den evet oyu veren az bir sayı var. Yarınki oylamada ne olabilir?
Meclis’i izleyen arkadaşımız Fahrettin Fidan’a göre...
Kimi CHP’liler bu defa kitle halinde “evet” oyu vermeyi tartışıyormuş.
Sebep mi? Bir açıdan mantıklı...
Eğer bu anayasa değişikliği referanduma giderse Tayyip Erdoğan meydanlara çıkacak, günlerce konuşacak, araya anayasa değişikliği ve başkanlığı da sıkıştıracak...
Eğer oylamada 367 aşılırsa AKP ve Erdoğan’ın eline referandum avantajları verilmemiş olacak.

19 Mayıs’a karşılar!
Çünkü o gün Atatürk’ün emperyalizme karşı verdiği savaşta emperyalizmin yanında yer alanlar bugün de o anlayışın eseri olan Türkiye’yi yıkma adına emperyalizmin taşeronluğunu yapıyorlar…

Akif Kökçe

Haberin Devamı

Selo kına(dı!)

PKK’nın Diyarbakır’da 15 ton patlayıcı yüklü kamyonu uzaktan patlatması sonucu 13 insanımızı katletmesini kınayanlardan biri de Selahattin Demirtaş’tı. Partisinin önceki gün yapılan grup toplantısında tepkisini, “Böyle bir durumda yapılması gereken şey sorumluların ortaya çıkmasına yardımcı olmak ve özür dilemektir. Onun dışında hiçbir mazeret kabul edilemez. Sivil yurttaşlarımızın bu şekilde katledildiği hiçbir olaya HDP asla sessiz kalmadı, kalmayacak” sözleriyle dile getirdi.
Türkçeyi en iyi kullanan siyasetçilerden biri olduğunu düşündüğümüz Demirtaş’ın yukarıdaki tepkisinde bazı şeyleri anlayamadığımızı itiraf edelim. Örneğin ilk cümledeki “sorumluların ortaya çıkmasına yardımcı olmasını” ve “özür dilemesini” kimden istiyor? Gerekli istihbaratı zamanında yapamayıp katliamı önleyemeyen yetkililerden mi yoksa kamyonu patlatan PKK’dan mı? Galiba PKK’dan istiyor. Peki, terör örgütü dediğini yapar, ardından da özür dilerse mesele hallolacak mı?
Gelelim “Sivil yurttaşlarımızın bu şekilde katledildiği...” diye başlayan cümleye. Demek PKK “resmi” yani, asker ve polis yurttaşlarımızı katledebilir? Demek HDP bu yüzden şehit cenazelerine sessiz kalıyor. Demek ki PKK’nın asker ve polis katletmesini meşru görüyor.
Demirtaş siyasi kimliğini hayli açık ortaya koymuş...

Devlet

“Devlet Bahçeli’nin kullandığı cümleler muhalefet üslubundan çok, doğrudan iktidarın içinden söylenen cümlelere benziyor. Bahçeli AK Parti sözcülerini bile kıskandıracak bir görüntü sergiliyor”
Bu sözler bize değil AKP eski milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan’a ait. Yani... AKP bile Bahçeli’nin tarafını bu kadar açık belli etmesinden rahatsız...