Bursaspor adına "müthiş", Galatasaray için "kabus" gibi başladı maç...
Şenol Güneş'in öğrencileri henüz 11. dakika dolarken Volkan Şen, Fernandao (2) ve Ozan Tufan'la 4 kez gole çok yaklaştı. Tribündeki Selçuk İnan'ın yokluğu hem organizasyon hem takım savunması anlamında büyük bir sorun olarak göze çarpıyordu yeşil-beyazlıların dalga dalga geldiği dakikalarda...
Ozan Tufan'ın kaçırdığı net fırsat, Galatasaray'ı derin uykudan uyandıran sert bir uyarı etkisi yaptı. Sarı-kırmızılı takım, Bursa'nın çılgın temposuna aynı çılgınlıkla yanıt vermeye başladı ve çok geçmeden büyük bir kalite gösterisine tanık olduk. Sneijder'in nefis pası, Olcay'ın harika ortası ve Umut'un karşı konulamaz kafası Galatasaray'ı üstünlüğe taşıdı, ustaların şovu ayakta alkışlandı...
Bursaspor yediği şok golden sonra hız kesmedi, "kamikaze" misali saldırmaya devam etti. Eksik olan belki de kadroda yer almayan Josue'ydi ve yeşil-beyazlı takımın özellikle 20. dakikadan sonra yaptığı sert ataklarda "akıl" hep devre dışıydı. Bakambu'nun karşı karşıya durumda kaçırdığı, Şenol Güneş'i çileden çıkaran fırsatta da ne akıl ne de kalite vardı, sadece 'acemilik' vitrine çıktı.
Nefesleri kesen ilk yarı, Süper Lig'in en iyi orta sahalarından Belluschi'nin harika pası, Chedjou'nun klasik dalgınlığı ve Volkan Şen'in usta işi vuruşuyla kapandı. Bursaspor'un ilk yarıda 6 net pozisyona girdiğini düşünürsek ilk yarının en az beraberlikle bitmesi gayet doğaldı...
*****
Soyunma odasına büyük moralle giden Bursaspor ikinci yarıya yine çılgınca ve müthiş bir enerjiyle başladı. Bakambu'nun kaçırdığı fırsat işaret fişeği oldu, Fernandao'nun kafası ise Volkan Şen'in korneri gibi ustalık eseriydi...
Sabri sakatlanıp çıktıktan sonra Sinan Gümüş'ü sahaya sürerek risk alan Hamza Hamzaoğlu'nun geriye düşmelerine rağmen Olcan'la, Yekta'yı değiştirmesi şaşırtıcıydı. Burak yokken en doğrusu Hamza hocanın, Alex Telles'le değil, Bruma ile oyuna başlamasıydı ama Portekizli sahaya girdiğinde bitime sadece 15 dakika kalmıştı.
Galatasaray'ın dizilişi Bruma oyuna girdikten sonra 3-4-3'e döndü ve sarı-kırmızılı takım adeta bütün varlığıyla saldırmaya başladı. Bir gol, bir asistle oynayan Volkan Şen'in amatörce yaptırdığı penaltı-kırmızı kart Galatasaray'a büyük bir hediye oldu. Ardından Emre Çolak'ın şık penaltısı heyecanı doruğa çıkardı ve adeta 10 dakikalık yeni bir maç başladı...
Şenol Güneş'in skoru korumak için Şamil ve Holmen'i üst üste sahaya sürmesi Galatasaray'ın hızını kesmedi. Sarı-kırmızılı takım hücum anlamında ne gerekiyorsa yaptı ancak çok yorulmuş olacak ki en kritik bölümde Sneijder'in katkısı düşük kaldı. Hollandalı sazı bir türlü eline alamayınca Sinan ve Bruma sahneye çıkmaya çalıştı ama onların çabası 3. gol için yeterli olmadı...
Neticede Premier Lig ayarında harika bir futbol kapışması izledik. Goller, heyecan, tempo, hırs, mücadele... Ne isterseniz vardı. Kaybedene yazık olurdu, beraberliğe de kimse üzülmesin...
