Gündem Maden kapısında acı dolu bekleyiş

Maden kapısında acı dolu bekleyiş

29.10.2014 - 09:23 | Son Güncellenme:

Karaman’ın Ermenek ilçesi Güneyyurt beldesindeki maden ocağında meydana gelen su baskınında eşi ve kardeşi içeride mahsur kalan Zeynep Tokal, ocak girişinde gözyaşları içinde kocasının ve kardeşinin kurtarılmasını bekliyor.

Maden kapısında acı dolu bekleyiş

Karaman’ın Ermenek ilçesi Güneyyurt beldesindeki maden ocağında meydana gelen su baskınında eşi ve kardeşi içeride mahsur kalan Zeynep Tokal, ocak girişinde gözyaşları içinde kocasının ve kardeşinin kurtarılmasını bekliyor.
Çaresiz kadın, "Çıkarın onları içeriden benim dayanacak gücüm kalmadı" dedi.
Maden Ocağında yaşanan su baskınında yerin yüzlerce metre altında mahsur kalan 18 işçi için kurtarma çalışmaları aralıksız devam ederken 2 çocuk annesi Zeynep Tokal madenin girişinde kurtarma ekiplerinin çalışmalarını izliyor. Olayın yaşandığı ilk dakikadan itibaren ocak girişinde eşi ve kardeşinin kurtarılmasını bekleyen Tokal, “Gitme Mustafam, ben şimdi çocuklarıma ne diyeceğim. İkindiden beri bekleşiyorlar. Kardeşim de içeride eşim de içeri de ikisinden de bir haber alamadım. Çıkarın onları içeriden benim dayanacak gücüm kalmadı” diyerek gözyaşı döktü. Gözü yaşlı kadın daha sonra yakınları tarafından uzaklaştırıldı.

Haberin Devamı

AİLELER: UMUDUMUZU YİTİRDİK

Ağabeyleri Kerim ve Ali Haznedar’ın ocakta mahsur kaldığını ve dün öğle saatlerinden itibaren bu sabaha kadar maden ocağının önünde bekleyen Ayşe Öztürk, şöyle konuştu:

"Hala bekliyoruz ama gelişme olmadı. Türkiye’de ’Her şey gelişti’ diyorlar. Ama gelin görün ki burada bir boruya ihtiyaç var. ’Bize umudunuzu yitirmeyin’ dediler, ama biz umudumuzu yitirdik. Biz ağlıyoruz, ama bizden sonrasında belki yarın başka ocakta aynı şey olacak. Biz aynı acıların yaşanmasını istemiyoruz. Neden öğle tatilinde tozun içinde tuvalete gitmeye dahi izin verilmeyip içeride yemek yeniliyor."

Ağabeylerinden birinin 2, diğerinin 3 çocuğu olduğu ve eşinin hamile olduğunu belirten Öztürk, "Meyve bahçelerimiz var. Ancak para etmiyor. Geçim sıkıntısı nedeniyle burada çalışıyorlar. Çocuklara devlet bakıyor ama gidiyorsun bir sürü para veriyorsun. Sigortan olmaz ise hiç kimse bakmıyor. Garibanın değeri yok. Torba Yasa’dan sonra herkes kendi servisini kendi tutacak, yemeğini evinden getirecek ve dışarı çıkılmayacak dediler. Öğle yemeğinde dışarı çıkılsaydı ağabeylerim burada olurdu. Dün sabah 06.30’da geldiler ama şu an hala yoklar" diye isyan etti.

Haberin Devamı

Ayşe Öztürk, en küçük erkek kardeşinin ise maden ocağındaki bu tehlikelerden dolayı başka bir işte çalışmayı tercih ettiğini söyledi.

KARDEŞLERİNİN KURTARILMASINI BEKLİYOR

İki kardeşini bekleyen Şirvan Tuncel de eşinin daha önce bir maden ocağında çalıştığını ancak, göçük sonucu belden aşağısından felç olduğunu ve şu an çalışamadığını söyledi. Meyve bahçelerindeki ürünlerden kazanç elde edemedikleri için bölgede yaşayan erkeklerin maden ocağında çalışmayı tercih ettiğini ifade eden Tuncel, "Şu an iki kardeşimin kurtulmasını bekliyorum" dedi.

Dünürü Hüseyin Çolak’ın ocakta mahsur kaldığını belirten ve olayı duyduktan sonra Ankara’dan geldiğini ve dün akşam saatlerinden itibaren beklediklerini ifade eden Mehmet Alıçlı, "Dünürüm maden ocağında 2 yıldır çalışıyor. Daha önce madencilikte çalışmadı. İçeriden fazla bilgi alamıyoruz. Ben askere gitmeden önce kömür ocağında çalıştım. O zamanın şartları ile şimdi ki şartlar çok farklı. Biran önce içeriden iyi bir haber gelmesini bekliyorum" diye konuştu.

Haberin Devamı

MADENDEKİ 18 İŞÇİNİN İSİMLERİ

Facianın meydana geldiği Has Şekerler Madencilik Limited Şirketi’ne ait ocakta mahsur kalıp kurtarılmaları için zamanla yarışılan 18 madenci şunlar:

Osman Çoksöyler, Hüsnü Çolak, Hüseyin Çolak, Ali Haznedar, Kerim Haznedar, Mehmet Tokat, İsa Gözbaşı, Bahri Üzer, Kamil Yaman, Tezcan Gökçe, Uğur İlhan, Hüseyin Gültekin, İsmail Gürses, Mehmet Baha, Mehmet Özcan, Hasan Tuncer, Recep Çiloğlu ve Ömer Cansu.