Gündem Mağdurları dert edindi

Mağdurları dert edindi

02.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kapatılan vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin ve çalışanların sorunlarını kendi deyimiyle “dert edinen” CHP Bursa Milletvekili ve TBMM Eğitim Komisyonu Üyesi Dr. Ceyhun İrgil, mağduriyetler giderilmezse OHAL sonrasında devletin binlerce davayla karşı karşıya kalabileceğini söylüyor

Mağdurları dert edindi

Kapatılan vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin başka üniversitelere yerleştirilmesi için tercihler 29 Ağustos’ta sona erdi. Ancak öğrenciler ve veliler hâlâ pek çok soruna çözüm bulmak için uğraşırken, diğer yandan bu üniversitelerde görev yapan akademik ve idari personel de kendileriyle ilgili hiçbir çalışma yapılmamasından şikâyet ediyor. Bu konuyla yakından ilgilenenlerden biri de CHP Bursa Milletvekili ve TBMM Eğitim Komisyonu Üyesi Dr. Ceyhun İrgil. Sürecin başından beri takipçisi olan ve bundan sonra da mağduriyetleri azaltmak için çalışan İrgil, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Haberin Devamı

- Kapatılan üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleriyle diyalog içerisindesiniz. Bu konuya olan yoğun ilginizin sebebi nedir?

Aslında doğru olan sözcük ‘dert edinme’. Laik ve çağdaş eğitim anlayışından uzaklaşılması başlı başına bir derttir zaten. Nitekim eğitim anlayışının ve politikasının bir ülkenin kaderine nasıl etki ettiğini 15 Temmuz darbe girişimiyle gördük. TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi olmamın getirdiği artı sorumluluk duygusunu da eklersek, OHAL Kanun Hükmünde Kararname’sinin (KHK) yarattığı mağduriyetlere dertlenmemem mümkün değildi.

Öte yandan devletin yasalarla kurduğu, öğrencileri ÖSYM sınavı ile yerleştirdiği bu üniversitelere salt puanı yettiği için veya ailesiyle aynı şehirde yaşamak için kaydolan gençlerin suçu nedir? Vakıf üniversitelerinin kapatılması kararının ardından büyük bir karmaşanın yaşanacağını, bu çocuklara karşı karalamalar olabileceğini dile getirmiştik. Bu günlerin karmaşası içinde bu mağdurların sesi yeterince duyulmadı ama çok ciddi bir sosyal yara oluşuyor. Hızlı önlemler almazsak, bu insanlara haksızlık etmekten vazgeçmezsek ülkenin çok ciddi kayıpları olabilir.

Haberin Devamı

- YÖK tarafından getirilen çözüm alternatiflerini yeterli buldunuz mu?

En iyi ve sorunsuz çözüm, kapatılan üniversitelerin hazır yerleşkeleriyle devletleştirilmesi, yönetimlerinin değiştirilerek öğrencisi, öğretim üyesi ve diğer personeliyle eğitime devam etmeleriydi. Hükümetin yapacağı tek şey ilgili yasal düzenlemeleri getirmek ve okulların tabelalarını değiştirmekti. Buna ilişkin Meclis’te on dakikalık mesai yeter de artardı bile.

Yaşanan süreçte ise YÖK’ün elinden geleni yapmaya çalıştığını düşünüyorum. KHK’dan sonra YÖK’ün ilk kararını hatırlayın; bu çocuklar sözleşmelerinde yer alan garantör üniversitelere geçirilecekti. Böyle yapılsaydı dahi sorunlar en aza indirilmiş olacaktı. Birileri çıktı, “bu öğrencileri okulumuzda istemiyoruz” dedi. Birileri de “bunlar FETÖ’cü” dedi. Empatisi eksik toplum, dertlenmeyen toplum demektir. Empatisi eksik iktidar, dertlenmeyen iktidar demektir. Bu ikisinin aynı ülkede olması ise büyük derttir. Velhasıl, siyasal baskılarla YÖK’ü ilk kararından vazgeçirttikleri anda mağduriyet katlanarak artmış oldu.

Haberin Devamı

- CHP olarak ya da bireysel olarak bir yasa teklifi düşünüyor musunuz?

Bireysel çabalarımız olabilir ama esas olan ekip çalışmasıdır. CHP Eğitim Komisyonu’nun her üyesi, eğitim sorunlarında bize destek olan genel başkan yardımcımız Prof. Dr. Lale Karabıyık ve grup başkan vekillerinin de desteğiyle CHP olarak iyi bir çalışma grubu oluşturuldu.

Eğitim komisyonunda grup sözcüsü Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer’in koordinatörlüğünde konuyla ilgili çok emek harcanıyor. Örneğin İzmir ve Gediz üniversiteleri yerine iki yeni devlet üniversitesi kurulması için iktidar partisiyle ortak bir çalışma gerçekleştirildi ve Meclis’ten yasa çıktı. Bunların diğer üniversiteler için de emsal olacağını düşünüyorum.

Aslında CHP Eğitim Komisyonu olarak ve İzmir Milletvekilimiz Murat Bakan’ın İzmir üniversiteleriyle ilgili teklifini birleştirerek daha ilk günlerde 15 üniversite için sorunu kolayca ve kökten çözecek bir teklif hazırladık, ancak hükümet bu teklife yaklaşmadı. Ama Meclis’te bir uzlaşma olabileceği umudumu yitirmedim. Çünkü hiçbir vicdanlı insan bu mağduriyetler karşısında duyarsız kalamaz.

Haberin Devamı

- Diğer çalışanlar ve üniversiteyle iş yapan şirketlerden de şikâyetler geliyor mu?

Hiç şikâyet gelmemesi düşünülemez. Üniversite sadece bir binadan ibaret değil. Ekonomiye ve sosyal hayata katkıda bulunan önemli bir yapıysa sadece bünyesindekileri değil, ilişkide bulunduğu şehir insanıyla da doğrudan bağlantılıdır. Elbette akademik personel ve diğer görev yapan personel bir anda işsiz kalmış olmanın sıkıntısını yaşıyor. Bilimsel gerçeğe ve vicdana aykırı bu düşünce ve tutumun kabul edilir yanı yok. Akademisyenleri yetiştiren de onları bu üniversitelerde iş bulmaya yönelten sebepler de bu ülkenin sorumluluğudur. Arkanızı dönüp hiç sorumluluğunuz yokmuş gibi davranamazsınız.

- Bundan sonra ne olur?

Bundan sonrasıyla kastınız OHAL sonrasıysa, bu mağduriyetler giderilmezse devlet binlerce davayla karşı karşıya kalacaktır. Hem akademisyenler, hem çalışanlar, hem de öğrenciler devam eden mağduriyetleri mahkemelere taşıyacaktır. Devlet üniversitelerine geçecek öğrencilerden ücret alınması sıkıntılı bir konu, intibak yüzünden yıl kayıpları yaşanırsa bu sıkıntılı bir konu... Diğer taraftan YÖK yönetmelikler dahilindeki birçok teknik konuyu öğrencilerin yerleştikleri üniversitelerde birebir çözüme bırakmış durumda, bu nedenle de önümüzdeki birkaç ayın öğrenciler açısından biraz sıkıntılı geçeceğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Hükümetin mağdur olan bu insanlar için çözümler üretmesini biraz olsun bu insanların gönlünü kazanmasını bekliyorum. Örneğin, mağdur öğrencilerin devlet üniversitelerinde ücretsiz eğitim almaları, masum akademisyen ve çalışanların şartsız koşulsuz üniversite kadrolarına atanması, burs ile okuyan çocukların para için heba edilmemesi ve önemlisi bu insanların itibar ve haklarının teslimi, devletin de hükümetin de bu yanlışını hafifletir, ülkeye olan güveni ve inancı artırır.

- Kapatılan askeri okullar için de bir çözüm önerisi getirecek misiniz?

Askeri okul öğrencileri ve aileleri bu süreçte çok mağdur olan ama en yalnız bırakılan insanlar. Darbe girişiminin aktörlerinin ve öznesinin asker olması, bu çocukların yalnızlığını artırdı. Devletin akıl ve sağduyu ile düşünüp taşınarak aldığı kararlarla bu mağduriyetler engellenebilirdi. Hızlı, reaktif ve sosyal yaralara neden olan kararlar gelecekte çok daha ciddi sorunlara yol açacaktır.

CHP Eğitim Komisyonu, özellikle bu konuda duyarlı çabası olan İstanbul Milletvekilimiz Dursun Çiçek ile bu konunun çözüm yolları için önerilerimiz var ancak genelkurmay ve hükümetin ikna olması gerekir.

‘Gelecekleri ellerinden alındı’

Öğrenci ve öğretim üyeleri ya da velilerden gelen en önemli şikâyetler neler?

En önemli şikâyet, bir gecede alınan kararla bu çocukların, ailelerin yaftalanmaları, okullarının, anılarının, arkadaşlarının, hocalarının, hayallerinin, geleceklerinin elinden alınması ve bunun toptancı bir anlayışla sorgusuz sualsiz yapılmasıdır. Diğer önemli bir şikâyet ücret meselesi. Vakıflara yapılan erken ödemeler ve ön kayıtlar nedeniyle özellikle bir mağduriyet söz konusu. YÖK bu konuda Maliye Bakanlığı ile gereken çalışmayı yapacağını söyledi, nitekim yayınlanan son kararlarda gerekli belgelerin sunulması halinde mağduriyetlerin giderileceği ifade edildi. Bu noktada bekleyip göreceğiz, herhangi bir sorun yaşanması halinde takipçisi olacağız.

Özellikle son bir haftadır çocuklar tercih etmeyi düşündükleri okulların kendilerine; almış oldukları dersleri ve kredileri saymayacaklarını, ek ücret talep edeceklerini, bölüm açmayacaklarını söylediklerini iletiyor. Çift anadala, hazırlık sınıflarına, yaz okulu ve staja ilişkin de endişeler var. Her birine ilişkin YÖK’ten aldığım bilgiler ve YÖK’ün de açıkladığı gibi bu teknik sorunlar giderilecek. Görünen o ki, tüm sorunların çözülebilmesi birkaç ayı bulacak.

Kapatılan 15 üniversiteden 14’ünde eğitim-öğretim veriliyor, bu üniversitelerde 65 bin civarında öğrenci okuyordu. Yeniden tercih yapan öğrenciler, girdikleri yıldaki ÖSYS puanlarına göre bir üniversiteye yerleştirilecekler. Ayrıca istedikleri bir üniversitede de “özel öğrenci” statüsünde öğrenim görebilecekler.

Yazarlar