Mardin Mardin'de Anne Ve Bebek Ölüm Oranı Düştü

Mardin'de Anne Ve Bebek Ölüm Oranı Düştü

08.01.2018 - 17:02 | Son Güncellenme:

.

Mardinde Anne Ve Bebek Ölüm Oranı Düştü

Mardin’de ebelere yönelik düzenlenen eğitim programında konuşan İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Saffet Yavuz, kentte bebek ölüm oranının binde 92’den, binde 9,7’ye düştüğünü belirtti.
Mardin’de, Artuklu Üniversitesi (MAÜ) ile İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanlığınca, ebelere yönelik, “Güncel yaklaşımlarla doğuma bakış eğitimi” düzenlendi. Bir otelde düzenlenen programda konuşan İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Saffet Yavuz, Mardin’de sağlık alanında büyük bir gelişme yaşandığını kaydeden Yavuz, “Ebe arkadaşlarımıza güncel yaklaşımları anlatacağımız bir etkinliği başlatmış bulunuyoruz. Artuklu Üniversitesi ile bu sene birbirinden değerli etkinlikler düzenleyeceğiz. Bu anlamda bize destek sunan rektörüne ve ekibine minnet borçluyuz” dedi.
Sağlıkta gelişmişlik ölçütlerinin en önemlisinin bebek ölüm oranları olduğuna ve Mardin’de bu oranının gün geçtikçe azaldığını vurgulayan Yavuz, “1992 yılında bu ilde bebek ölüm hızı binde 92 oranındaydı. Bu bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin bir tanesi. Şuanda binde 9,7 gibi orana düşmüş durumda. Türkiye’de binde 7,6 oranında. Bu oranı düşürmek için koruyucu hekimlik faaliyetlerini sahada gösteren aile hekimlerimiz, aile sağlığı elemanlarımız ve ilde de Halk Sağlığı Başkanlığımızın çalışmaları devam etmekte. Anne ölüm oranı ise Mardin’de 100 binde 19, Türkiye’de ise 100 binde 15. 2015, 2016, 2017 yıllarında ne yazık ki her sene 4 annemizi kaybettik. Çocukları yetim bıraktık. Ben doğum eylemini anlatmayacağım ama bakanlığımızın bir hedefi olan normal doğumla ilgili gebe okullarını hastanelerimizde aktif hale getireceğiz. Bizim ilde sezaryen oranımız Türkiye’nin çok altında. Mardin ilk 6 ay ve iki yıl anne sütünü gebelere öneren bebek dostu altın il” diye konuştu.

“Hipokrat değil Hipokratos”
Programda konuşan MAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ise, tıpta doğru bilinen bazı konuların yanlış olduğuna dikkat çekti. “Hipokrat yemini” dendiğini ancak bunun yanlış olduğunu anlatan Ağırakça, şu bilgileri verdi:
“Hipokrat deniyor. Bu İngilizce okunuşudur. Bunun asıl ismi eski Grekçe’de Hipokratos’tur. Ve Hipokrat yemini değil, ‘Hippokratos yemini’ demek lazım. Kan dolaşımı ve optik konuları da Müslüman bilim adamlarının buluşlarıdır. Hipokratos, Dioskorides ve Galen gibi ilk dönem tabiplerinin eserlerine baktığımızda, tıpla ilgili olarak bugünkü anlamı ile ifade edersek biraz da ilkel kalmış bilgileri aktardığını görüyoruz. Bağdat’ta İslam medeniyetinin ortaya çıkması ve Müslüman tabiplerin buluşları ile birlikte gerek Hipokratos, gerek Dioskorides ve Galen bilgilerinin eskidiğini görmüş oluyoruz. Avrupa’da size deontoloji derslerinde okutulan o tıp tarihindekilerin çok çok evvelinden başladığını biliyoruz. Maalesef yüzümüzü o tarafa çevirdiğimiz için genellikle batının okuttuğu deontoloji derslerini okuyoruz. Kan dolaşımını İbn-i Nefis’in bulduğunu bildiğimiz halde bize bugün üniversitelerde ve deontoloji derslerinde William Harvey ya da Colombo’nun bulduğundan bahsederler. Halbuki öyle değil. Aynı şekilde ilk optik olayının Kopening tarafından ileri sürüldüğü iddia ediliyor da. Bunu da İbn-i Heysem kitaplarında çok rahat görmekteyiz. İlk defa karanlık oda tabirini kullanan Kopening değildir. İbn-i Heysem’dir.”
Çok sayıda ebenin katıldığı eğitim programının 2 Şubat’ta kadar süreceği belirtildi.