Markalaşmayan gazeteciler ve kaybolan medya nelere mal oluyor?

Son yıllarda dijital medyanın yükselişiyle birlikte dijital dünyaya ayak uydurmakta geciken medya kuruluşları ve gazeteciler, gelişimi geriden takip ediyor. Bu durumda da bilgi kirliliği arttığı için sosyal medya fenomeni denilen bazı kişiler gerçekten izlenmeye değerken bazıları bu kategoriye girmiyor.

Muhabirler düşük maaşla, iş güvencesiz bir şekilde uzun saatler çalışıp birçok saldırıya uğrarken, sosyal medyada kendini ünlü kabul eden bazı kişilere firmalar ve farklı sektörler inanılmaz bütçeler harcıyor. Geçtiğimiz günlerde bu konuda firmaların ne kadar yanlış kişileri desteklediğini de hep birlikte görmüş olduk.

Haberin Devamı

Bu bütçeler boşa gittiği gibi, ilerleyen dönemde dar boğaza giren medya kuruluşlarında uzman gazeteci bulamaz hale geleceğiz. Çünkü, özlük hakkı olmayan gazetecilerin kendi isimlerini ön plana çıkartarak marka olma ve uzmanlaşmaları engelleniyor.

Marka haline gelen bazı gazeteciler ise, “Oturduğu yerden yazı yazıyor” gibi haksız eleştirilere maruz kalıyorlar. Marka olmak için birçok gazeteci çok uzun yıllar çalışmak zorunda kalıyorken, bazı gazeteciler için bu geçerli değil. İşte bu ayrımı da halk yapmalı, ancak bunu sorgulamaları için bilgi ve bilinç düzeylerini yükseltecek haberler ve programlar yapılmıyor. Durum böyle olunca da medya girdiği Bumerang etkisinden çıkamıyor. Basın yerinde her saydığında, kendine ve topluma verdiği zarar oranı artıyor.

Bir araştırma sonucuna göre; Gazetecilerin 1/3'ü kadın olmasına rağmen, bölüm şefi, editör ya da patronların sadece %1'i kadın. Biz kadın gazeteciler yıllardır çalıştığımız ve emek verdiğimiz halde şarkıcı, oyuncu, sözde uzmanların kendini gazeteci ilan edip köşe kaptığı yerlerde tutunmaya çalışıyoruz.

“Gazetecilik nereye gidiyor?” dediğimizde, “Gazetecilik bitti.” diyen bazı köşe yazarları ile karşılaşıyoruz. Ellerindeki imkanları kullanamayan, birbirinin kuyusunu kazan gazeteciler, böyle giderse ilerleyen dönemde tarihe karışacaklar.

Medya sektöründe, gazetecilerden çok basın danışmanları var. Önüne gelen de basın danışmanı oluyor. “Gazetecilik yapıp düşük maaşa çalışacağına, basın danışmanlığı yapıp hayatını yaşa” düşüncesi yaygınlaşıyor. Kısaca gazetecilik can çekişiyor!

Haberin Devamı

Oysa gazetecilik ilerlediğinde eğitimde ve sağlıkta gelişmeler olacak. Üretmek, düşünmek ve gelişmek kelimeleri sadece sözlerde kalmayacak. Şu anki durum ise, sürekli toplantılar yapılıyor kısaca sadece konuşuluyor. Tabi ki konuşulacak, ancak vasıfsız insanların konuşması ne sağlıyor? Konuşanlar da tecrübesiz, kendini uzman ya da gazeteci ilan eden kişiler olunca konuşmanın da faydası olmuyor.

Hala ülkemizde en çok tercih edilen medya aracı televizyon iken, bu yerlerde gereksiz ve vasıfsız kişiler olmamalı. Medyanın, gazetecilerin işi olduğu artık kabul edilmeli.

Hiçbir şeye bütçe bulamayan firmalar nasıl oluyorsa sosyal medya fenomenlerine buluyor. Bu bütçeler gazeteciler için ayırılmalı. Uzmanlaşma arttıkça, gazeteciler daha iyi koşullarda çalışacak. Böylece yapılan haber kalitesi artacak ve toplumda da farkındalıklar oluşacak. Üreten, düşünen ve gelişen bir toplum haline dönüşeceğiz.

Haberin Devamı

Gazetecilerin gerçekten sahip olması gereken özlük haklarına siz de destek olun ve bunun için bir şeyler yapın. Böylece geleceğimiz aydınlansın!

Esra Öz