Gündem Metroda beline demir saplandı!

Metroda beline demir saplandı!

30.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul Metrosu’nda şoke eden kaza... Kontrolden çıkan metronun ön vagonunu delen demir parçası bir yolcunun kalçasına saplandı. Güçlükle istasyondan çıkarılan yolcu hastanede tedavi altına alındı

Metroda beline demir saplandı

İstanbul’daki Seyrantepe - Sanayi Mahallesi Metro Hattı dün korkunç bir kazaya sahne oldu. 3. Metro Tüneli inşaatı nedeniyle aylardır kapalı olan hatta, seferlerin yeniden başlamasının ardından büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Sanayi Mahallesi İstasyonu’na doğru yaklaşan metro vagonuna sabah saatlerinde henüz bilinmeyen bir nedenle demir çubuk isabet etti. Ön vagona zarar veren çubuk, yolculardan Fatih Çoban’ın (33) kalçasına saplandı.
Kaza sonrası olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edilirken, metrodada büyük bir panik yaşandı. Çoban, kanlar içinde yaklaşık yarım saat metroda sağlık ekiplerinin gelmesini beklerken, acil iniş butonuna basan diğer yolculara ise istasyonda çalışan işçiler yardım etti.

‘Hayati tehlikesi yok’
Kazanın olduğu bölgeye ulaşan ekipler önce yolcuları tahliye etti daha sonra da Çoban’ın vücuduna saplanan demir çubuğun ucu kesilerek vagondan çıkarıldı. Metro kazısının yapıldığı şantiyeden tahliye edilen Çoban, ambulansla Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaklaşık 1 saat süren ameliyatla Çoban’ın kalçasına saplanan demir parçası çıkarıldı.
Durumu iyi olan Çoban ortopedi servisine kaldırıldı. Özel bir firmada güvenlik görevlisi olarak çalışan Çoban’ın, vardiya sonrası evine dönmek için metroya bindiği öğrenildi.
Oğlunun hastaneye kaldırıldığını televizyondan öğrenen baba Şeref Çoban, “Çok şükür hayati tehlikesi yok” dedi. Çoban, “Dava açacak mısınız?” sorusunu ise “Şu an öyle bir düşüncemiz yok” diye yanıtladı.

Haberin Devamı

‘Teknik arıza’ anonsu yapıldı

Kaza sonrası Hacıosman-Yenikapı yönünde bir aksama olmazken, Sanayi Mahallesi-Seyrantepe arasında seferler durduruldu. Seyrantepe yönü girişine zincir çekilerek yayalara kapatılırken metro durağı içerisinde her 5 dakikada “Teknik bir arızadan dolayı Sanayi Mahallesi-Seyrantepe arasında seferler yapılmamaktadır” şeklinde anons yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada ise kazanın oluş sebebinin teknik inceleme sonucunda netlik kazanacağı belirtildi.

Şans eseri yaşıyoruz!

Metro kazası İstanbul’da ölmek veya yaralanmanın ne kadar kolay olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Kentte, arıza yapan otobüs, çürüyen ağaç, damperin çarptığı üst geçit veya kuvvetli esen bir rüzgâr ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Son dönemde ‘Bu şehirde şans eseri yaşıyoruz’ dedirten kazalardan ilki 3 Eylül’de Avcılar’da gerçekleşti. Avcılar E-5 karayolunda bir kamyonun çarptığı üstgeçidin çökmesi sonucu, yoldan geçen araçtaki bir kişi hayatını kaybetti. Bu kazadan sadece 6 gün sonra 9 Eylül’de Beykoz Korusu’ndaki bir çay bahçesindeki çürük ağaç o sırada çay içmekte olan
3 kadının ölümüne neden oldu. Geçtiğimiz salı günü ise Taksim’de yapımı devam eden 10 katlı bir inşaatın iskelesi ise rüzgârda uçtu, 6 kişi yaralandı.

Haberin Devamı

Metro titriyordu

Kazada yaralanan Fatih Çoban’la aynı vagonda bulunan Ekşisözlük’ün ‘night fury’ mahlaslı yazarı o anları Milliyet’e şöyle anlattı: “Metro seyir halindeyken titremeye başladı. Yolculuk boyunca bu şiddette titremeler olduğu için ilk başta çok önemsemedik. Fakat daha sonra titreme artmaya başladı. Artmasıyla ön tarafta bir hareketlilik olunca ben içgüdüsel olarak vagonun arka tarafına doğru kaçtım. Çığlıklar duydum. Döndüğümde yerde kalçasından demir sağlanmış şekilde yatan birini gördüm. Ağlayanlar vardı. Fren düğmesine bastık. Metro durdu. Ambulans çağırmak için telefonlarımıza yöneldik fakat şebeke yoktu. Ardından kapıları açmaya çalıştık, metronun bir tarafında duvar, diğer tarafında inşaat vardı. İşçilerden yardım istedik. 10 dakika sonra kapıyı açtık. Ambulansı aradık. Bizim müdahale etmemiz neredeyse imkânsızdı. Daha sonra çıkış için inşaat yolundan ilerledik ve oradan çıktık. Aradan yarım saat geçmiş olmasına karşın oradan ayrılırken görünürde henüz ambulans da yoktu.”