Metroda maske takanları tuhaf bulmamalıyız
Metroya bindiniz, karşınızda maske takmış biri var. Ne düşünürsünüz? Lösemi ya da bulaşıcı bir hastalığa sahip olduğunu, değil mi? Halbuki belki de o kişinin sadece toza karşı hassasiyeti vardır ve metrodaki kirli havadan rahatsızlık duyuyordur, neden olmasın? Metroda maske takanları tuhaf bulmaktan vazgeçmeliyiz...
"Toza karşı hassasiyetiniz varsa maske takın"
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, metrodaki hava kirliliğine dair çeşitli açıklamalar yapmış. Kadıoğlu, metro istasyonlarının olması gerekenden 3 kat daha kirli olduğunu söylemiş ve uyarı yapmış. Kadıoğlu, toza karşı hassasiyeti olanların metroya maskeyle binmeleri yönünde bir çağrıda bulunmuş. "Metro istasyonlarında sürtünmeyle oluşan bir partikül kirliliği olabiliyor. Bunun için havalandırmanın çok iyi olması lazım. Hiçbir hastalığı olmayan bireyde hava kirliliği yoğun olarak alındığı zaman astım ya da KOAH gibi hastalıkların oluşma riski var" demiş.
Japonlar'dan öğreneceğimiz çok şey var
Kadıoğlu'nun açıklamalarını 'şahsi' algılamamak lazım. Sonuçta metrolar yer altında. Havalandırma ya da temizlik gibi çözümler bir yerden sonra yetmeyebilir. Bilhassa toza karşı hassasiyeti olanların tıpkı profesörün de dediği gibi çevredekilerin tuhaf, yargılayıcı, mesafeli bakışlarına aldırmadan göğüslerini gere gere maske takmaları gerekiyor. Tıpkı Japonlar gibi. Japonlar'ın maske alışkanlıklarından, kendi sağlıklarını düşünmelerinden öğreneceğimiz çok şey var bu noktada.
Metro kültürüne pek aşina değiliz
Bunun temel sebebi 'metro kültürü'yle tanışmamızın aslında bir hayli yeni olması. Henüz metroya dair 'geliştirdiğimiz' formüller yok. Bu kültürle -henüz- köklü bir ilişki kuramadığımız için bazı basit önlemleri alışkanlığa dönüştürmeyi pek beceremiyoruz. Kadıoğlu'nun uyarılarını istesek de istemesek de kısa vadede dikkate alacağız, metro kültürünü daha çok benimseyip en konforlu ulaşım biçimini sergileyeceğiz. Şöyle düşünün. Binlerce uyarı sayesinde gerçekleşmiş olsa da artık yürüyen merdivenin solu genellikle boş. Zamanla maskelere de alışacağız, ümidimizi kaybetmeyelim...
