Siyaset Millet iradesi neyi istiyorsa o olacak

Millet iradesi neyi istiyorsa o olacak

03.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Kampüsü açılışındaki konuşması “Başkan Erdoğan” sloganlarıyla kesildi. Erdoğan, “Hayırlısıyla, milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum” karşılığını verdi.

Millet iradesi neyi  istiyorsa o olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Başkan Erdoğan” sloganlarına, “Hayırlısıyla, milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır” cevabını verdi.

Haberin Devamı

Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, dün Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Külliyesi’nin açılışını yaptı. Erdoğan şunları söyledi:

- PROJE İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE BU FAKİRE AİTTİR: Her açıdan göz dolduran bu muhteşem külliyenin üniversitemiz ve ülkemize kazandırılmasına emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Başından itibaren projesiyle bizzat ilgilendim. Proje iyisiyle kötüsüyle bu fakire aittir. Onu bilmenizi istiyorum. Burası gerçekten Ankara’mıza ve taşıdığı isme yakışan bir üniversite olmuştur.

- KAŞIYANLAR VAR: Bizim öğrencilik yıllarımızda üniversitelerde maalesef sıkıntılı yıllardı. Anarşinin daha sonra terörize olduğu yıllar, bunlarla geçti. Biz okullarımıza doğru dürüst giremezdik. Şimdi de maalesef birkaç yerde bunu kaşıyanlar var. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi inşallah onlara da örnek olacak.

Haberin Devamı

- HAYIRLISIYLA OLACAKTIR: (Başkan Erdoğan sloganları üzerine) Hayırlısıyla, milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum.

- FETRET DEVRİ’Nİ ANLATTI: Esenboğa Külliyesi’nin bulunduğu Çubuk Ovası’nın bizim tarihimizde önemli bir yeri var. Burası, Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han ile Büyük Timur İmparatorluğu hükümdarı Timur arasında 1402 yılında Ankara Savaşı’nın yaşandığı topraklardır. Siyasi ve kişisel nedenler aynı medeniyetin iki kolunu, iki büyük cihangirini karşı karşıya getirmiştir. Her iki devlet de bu savaşta ağır yaralar aldı. Savaştan sonra Osmanlı 11 yıl sürecek bir fetret dönemine girdi, ciddi bir beka sorunu yaşadı, devlet adeta yok olmanın eşiğin geldi. 11 yıl süren bu bıçak sırtı dönem her ne kadar Çelebi Mehmet’in dirayeti sayesinde geride bırakılsa da Osmanlı devletinin tekrar eski günlerine dönmesi uzun yıllar aldı. Ankara Savaşı’nın İstanbul’un fethini 50 yıl ertelediği kabul edilir.

Ben Ankara savaşını sebep ve sonuçları itibariye günümüze ayna tuttuğuna, bizim çok önemli dersler barındırdığına inanıyorum. Maalesef bugün de İslam alemi ve Türk dünyası büyük bir fetret dönemi yaşıyor.

- MÜSLÜMANLARIN ENERJİSİNİ TÜKETİYORLAR: Medeniyet içi çatışmalar, kardeş ülkeler arasındaki gerilimler, Müslümanların enerjisinin tamamen tükenmesine neden oluyor. Sürekli kriz üreten, işbirliği yerine kavgayı, yapma yerine yıkmayı amaçlayan sığ bir anlayış coğrafyamızı esir almış durumda. Müslümanlar kendi kapı komşularını, yıllardır aynı bölgeyi, aynı değerleri paylaştıkları kardeşlerine adeta düşman nazarıyla bakıyor.

Haberin Devamı

- BAZI ÇEVRELERE GÜN DOĞUYOR: Böyle bir atmosferde Müslümanların güçsüz ve bitap kalmasını isteyen çevrelere gün doğuyor. Müslümanların kaynaklarını, altınını, petrolünü, madenini, alın terini sömüren ülkeler kazanç sağladıkları bu tablonun devamı için her türlü senaryoyu devreye alıyor. İşte Irak, işte Libya, bunları yaşıyor. Yıllarca bize Arapların ihanet ettiği, bizi sırtımızdan hançerlediği söylendi. Aynı şeklide Arap kardeşlerimize de Osmanlı’nın onları senelerce sömürdüğü öğretildi. Safsatalarla insanlar birbirine hasım kılındı.

- KATİL SÜRÜLERİNİN SIRTI SIVAZLANIYOR: Tüm Müslümanlar büyük güçlere mahkum ve mecbur edilmeye çalışıldı. 1.Dünya Savaşı sırasında tohumları ekilen, 2. Dünya Savaşı sonrasında perçinlenen bu kardeşi kardeşe kırdırma politikası sürekli güncelleniyor. DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslam dışı örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. Aynı şekilde DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor. Tüm farklıklarını rağmen her yıl Arafat’ta vakfeye duran, yönünü aynı kıbleye dönen, aynı Allah’a ve Peygamber’e inanan insanlar Şii, Sünni denilerek birbirine karşı kışkırtılıyor.

Haberin Devamı

- BÖLMEK İSTİYORLAR: Bizim Sünnilik, Şiilik diye bir derdimiz yok. Bizim sadece dini mübini İslam diye bir derdimiz ve aşkımız var. Biz İslam çatısı altında toplandık. Yorumlar bizim için olmazsa olmaz değildir. Bizim için olmazsa olmaz sadece dini mübini İslam’dır. İşte bunu parçalamak, bölmek istiyorlar. Biz buna prim vermeyeceğiz. Müslümanları bir karamsar tablonun içine mahkum etmek isteyenler bilesiniz ki yeni bir fetret dönemi tahrik edenlerdir. İnşallah buna da fırsat verilmeyecektir.

Haberin Devamı

Erdoğan 67 Chevrolet kullandı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, otomotiv ticaret merkezi Otonomi’nin açılışının ardından 1967 model Chevrolet İmpala otomobilin direksiyonuna geçti. Yan koltuğuna Başbakan Binali Yıldırım’ı, arka koltuğa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i oturtan Erdoğan deneme sürüşü yaptı. (KAYHAN ÖZER AA)

Millet iradesi neyi  istiyorsa o olacak

Gökçek’e talimat

Erdoğan, üniversiteden bir gencin kendisine mektup yazarak kaloriferlerin yanmadığını bildirdiğini söyledi. Bu konunu çözüldüğü, ancak şimdi de hocaların kısmının kaloriferinin yanmadığını öğrendiğini belirten Erdoğan, bunun da en kısa zamanda çözüleceğini söyledi. Okula otobüslerinin yetersiz olduğunu öğrenen Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e bu sıkıntının çözülmesi için talimat verdi. Erdoğan, Gökçek’ten kampüsün ağaçlandırılmasını da istedi.

Erdoğan, Keçiören Metrosu’nun üniversite kampüsüne de bağlanacağını belirterek, bu sayede ulaşım sıkıntısını aşılacağını söyledi.

Tarihimize uygun kampüs

Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bizatihi talimatlarını uygulayarak, kendi tarihimize, kültürümüze uygun bir kampüs oluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Üniversitelerin gençlerin en iyi şekilde yetişmesi anlamına geldiğini vurgulayan Yıldırım, “Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde de ecdadımızın şanına yakışır, bizim kültürümüzü, tarihimizi, kimliğimizi en iyi şekilde temsil edecek, ruhu olan bu kampüsün yapılmış olması ayrıca iftihar vesilesidir. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın bizatihi talimatlarını uygulayarak, kendi tarihimize, kültürümüze uygun bir kampüs oluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz” diye konuştu. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin, öğrenci sayısına oranla yurtdışından en fazla öğrencisi olan yükseköğretim kurumu olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “91 ülkeden bin 800 öğrenci de burada okuyacak, burada geleceğe hazırlanacak ve memleketlerine döndüklerinde ülkemizin gönüllü elçisi olacaklar” dedi.