Milli Kahraman Atatürk

Mustafa Kemal’in yetişmesinde aldığı eğitimin önemli bir etkisi ve katkısı vardır. Bu süreçte aile çevresi, Mülki ve Askeri Rüştiye, Manastır Askeri İdadisi, Harp Okulu ve Harp Akademisi’ndeki eğitim ve öğrenimleri bilgi birikiminin oluşmasında ve kişiliğinin şekillenmesinde büyük katkı sağlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk; öğrenim ve meslek hayatına asker olarak başlamış, tarih sahnesine subay ve komutan olarak çıkmış, hayatını bir milletin kurtarıcısı ve devlet adamı olarak tamamlamıştır.

Yirminci yüzyılda yetişen önderlerden biri olan Atatürk’ün en önemli niteliklerinden biri, O’nun üstün yetenekli bir komutan oluşudur. Mustafa Kemal’in bir komutan olarak ün yapmasında, askerlik mesleğinde Trablusgap’ta, Balkanlarda, Çanakkale’de, Kafkaslarda, Filistin’de ve Anadolu’da değişik cephelerde ve muharebe alanlarında icra ettiği başarılı görevler etken olmuştur. Bir asker ve komutan olarak savaşlarla içiçe yaşayan Mustafa Kemal, kuvvetlerini idare etmeyi, en çok ihtiyaç duyulan yerlerde toplamayı, sonuçsuz gösterilerden kaçınmayı ve gerektiği yerde kayıpları azaltıcı kararlar vererek düşmanın inisiyatif almasını engelleyecek şekilde ordusunu yönetmeyi üstün başarıyla gerçekleştirmiştir.

Mehmetçiğe mesajı

19 Eylül 1921 tarihinde ‘Gazi’lik unvanı ve Mareşallik rütbesini aldıktan sonra, Sakarya Nehri’nin batısına çekilen ve vatan topraklarının geri alınması için hazırlıklara başlayan Türk Ordusu’na çekmiş olduğu “Neferlere…” başlıklı telgrafında, “Dünyanın hiç bir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle, hiç bir korkunun yıldıramadığı, demir gibi kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürlerimi söylemeyi kendime en aziz borç bilirim” sözleriyle de hümanist duygularının tarih yapraklarında yer almasını sağlamıştır.

Barışçı ve idealist

Harbin sıkıntısını ve faciasını yakından müşahede eden Mustafa Kemal Atatürk; “Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milleti savaşa götürünce hiç acı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa gidebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça savaş bir cinayettir.” diyerek, kendisini ulusuna ve dünyaya önce savaşçı kişiliği ile benimsetmiş olmasına rağmen, savaşı sevmemiş ve benimsememiş, milletine güvenerek onun karakterine uygun kararlar vermiştir. Hayatı boyunca insanlığın barış içinde yaşaması idealinin samimi ve sarsılmaz savunucusu olmuştur.

Türk tarihinin ve hatta dünya tarihinin en önemli kişisi Atatürk’ün hayatı ve eylemleri bugün Türk neslinin yararlanacağı derslerle doludur. Barışçı, gerçekçi ve aynı zamanda idealist, uzağı görür eşsiz bir deha olan atamız yöneticilerin, düşünürlerin, Türk askerlerinin ve Türk gençliğinin değişmez rehberi olmalıdır.

Türk Milleti’nin Atasına olan saygısı derin, sevgisi sonsuz ve bağlılığı sınırsızdır. Kuşkusuz, Türk Milleti için O, milli bir kahramandır

Bugün ne varsa onun eseridir. Eşsiz kahraman Atatürk, vatan ve millet sana minnettardır. Ruhu şad olsun.