Mutlu yaşamanın bedeli az kazanmak
31.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
BURCU ÜNAL İstanbul
Kitabının tanıtımı için Türkiye’ye gelen Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Mujica, ‘Asla çalışmak için yaşamamak lazım’ diyor ve ekliyor: ‘Aşk için, çocuklar için, arkadaşlar için boş vakte ihtiyacımız var’
Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Mujica, ‘Saraysız Başkan Jose Mujica’ kitabının tanıtımı için Türkiye’ye geldi. 10 gün ülkemizde kalacak olan Mujica, geceyi Taksim’de dört yıldızlı bir otelde geçirdi. Sabah saatlerinde kendi isteği üzerine Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu ve Vosvos Derneği tarafından temin edilen mavi renkli bir Vosvos’la basın toplantısı gerçekleştireceği Şişli Belediyesi’ne geçti.
Mujica’nın şoförlüğünü CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba yaptı. Mujica, basın toplantısında her biri ayrı bir hayat dersi olan açıklamalarıyla gönülleri fethetti. Mujica basın toplantısının ardından Milliyet’in sorularını yanıtladı.
‘Kendini bırakmamak gerek’
Yaşam tarzıyla herkesin sempatisini kazanan Mujica, önceki akşam saatlerinde uçağı İstanbul’a indiği için son derece yorgundu. Kapanmak için ısrarcı davranan göz kapaklarına karşın yine de son derece güler yüzlü ve sıcaktı. Mujica ile sohbetimize biz İstanbullular için uzak bir hayal gibi görünen, imrenerek baktığımız sakin ve huzurlu yaşamının sırrını sorarak başladık. Fakat aldığımız yanıt bizi biraz üzdü. Zira, “Tüketim ve inşaat çılgınlığının zirvede olduğu bir ülkenin kaos içerisindeki şehrinde yaşayan bizlerin sizin gibi bir hayat sürebilmemiz mümkün mü?” diye sorduğumuzda, “Çok zor” dedi. Fakat geç kalmadığımızı müjdeleyerek mutluğun formülünü verdi: “Olay kafada... Bu delilik propagandasına kendini bırakmamak gerek. Biraz çalışmak lazım, o da yaşamak için. Ama asla çalışmak için yaşamamak lazım. Aşk için, çocuklar için, arkadaşlar için boş vakte ihtiyacımız var.”
‘Bedeli daha az kazanmak’
Bedelsiz bir mutluluk düşünülemez... Acaba Mujica bugün sahip olduğu huzurlu, sakin hayata ulaşabilmek için bir bedel ödemiş miydi? Sorumuzu yanıtlamaya “Tabii ki” diye başladı: “Daha mutlu yaşamanın bedeli daha az kazanıp daha basit yaşamak. Biraz yavaşız, az çalışkanız ve uzun haftasonlarını severiz. Daha hızlı ilerleyebilirdik ama yaşamayı seviyoruz; bunu tercih ettik.”
‘Siyaset para biriktirmek için değil’
Mujica, Türkiye siyasetine dair konuşmak istemedi çünkü bir başka ülkenin iç siyaseti hakkında konuşmanın, birinin evine izinsiz girmekle aynı şey olduğunu düşünüyordu. Dünya siyasetine de aynı şekilde mesafeli, kendi deyimiyle “Güney Amerika siyaseti onu delirtmeye yetiyor”.
Diğer siyasilerin aksine siyaset konuşmak konusunda ketum davranan Mujica’ya alıştığımız ülke liderlerinden farklı yaşam tarzını da hatırlatarak hangisinin ‘doğru’ olduğunu sorduk. Ona göre “Devlet başkanı kimdi”, “Hangi özelliklere sahip olmalıydı?”... Mujica’nın bu sorumuza yanıtı son derece net ve çarpıcıydı: “Parayı çok sevenlerin sanayi ve ticaretle ilgilenmeleri ve vergilerini ödemeleri gerektiğini düşünüyorum. Siyaset para biriktirmek için değil; halka hizmet ederek kendini mutlu hissetmek içindir. Basit olmaktır ve halk gibi olmaktır.”
Yanından ayrılmadan önce bir de kitabı imzalamasını isteyerek kendisine uzattığımda, “Çocuğun var mı?” diye sordu. “Hayır” dedim ve Mujica’dan çok değerli şu öğüdü aldım: “Çocuğun olduğunda ona vakit ayırman gerekecek, kendine şimdiden zaman yarat.”
Mujica basın toplantısında, herkesin kendisine dersler çıkarması gereken siyasete ve hayata dair son derece dikkat çekici tespitlerde bulundu:
-“Halkın büyük çoğunluğu gibi yaşamaya çalışıyorum çünkü karar veren halktır. Çoğunluğun daha iyi yaşadığı gün belki biz de daha iyi yaşarız ve daha fazla harcarız.”
-“Hayatta en güzel şey özgürlüktür. Sevdiğimiz şeyleri yapabilmek için, özgür olmak daha fazla vakte sahip olmak demektir. Yoğun bir hayatım büyük bir evim ve hizmetçilerim olursa bunlara dikkat etmek için çok çalışırım. Bu nedenle de daha az özgür olurum. Benim işlerime dikkat etmesi için başkasını görevlendirirsem bu kez de onun vaktini çalmış olurum. Bu nedenle hayatta hafif olmak, bagajsız olmak daha fakir olmak değildir, özgür olmaktır.”
-“20 gücün birleşiminde olan bir partiyiz. Bizi birleştiren güçlü sektörlerden daha ziyade, güçlü birlikteliğimizdir.”
‘Şarabımız çok güzeldir’
-“Ben ve eşim gençken dünyayı düzenlemeye çabalıyorduk. Çok mahkum yattık ve çocuğumuz olmadı. Çocuklarımız bizim semtimizdeki çocuklardır. Biz ölünce de mallarımızın onlara kalmasını istiyoruz ki onlar da yine semtimizdeki çocuklara yardım etsin.”
-“Bir dönem Suriye’den Latin Amerika’ya göçü desteklemek istedik. Güney Amerika’ya fakir gelmek istemediler, Almanya’ya zengin gitmek istediler. Düşlerinde hep zengin olmak vardı.”
-“Yaşamak için az şeye ihtiyacımız var. Bildiğim kadarıyla para diğer dünyaya götürülemiyor. Yaşama bayılıyorum.”
-“Türklerin sorunun iyi veya kötü bir şekilde Türkler halletmelidir. Bu da halkın kendi kararlılığıdır.”
-“Ne zaman yapabilirseniz Uruguay’a gelin. En kötüsü, çok lezzetli bir et yiyeceksiniz ve şarabımız çok güzeldir.”
‘Ayasofya’yı tanıyacağım’
Mujica’nın eşi Lucia Topalansky ise basın toplantısında şunları söyledi: “Çok uzun süre mimarlık okudum ve çok önemli binalardan birisi Ayasofya’dır. Şimdi onu yakından tanıma fırsatım olacak.”
Mujica, 1960 ve 1970’li yıllarını, Küba devriminin etkisi altındaki gerilla grubu Tupamaros adlı harekette geçirdi. 6 kez vurulan Mujica, 14 yılını cezaevlerinde geçirdi, işkencelere maruz kaldı. Mujica, Uruguay’ın demokrasiye döndüğü 1985’te özgürlüğüne kavuştu ve siyasete atıldı. 2010-2015 yılları arasında devlet başkanlığı yapan Mujica’yı diğer dünya liderlerinden ayıran ve onu tanımamızı sağlayan devlet başkanlığı dönemindeki yaşam tarzı tercihleriydi. Mujica, makam aracı olarak da eski model mavi Vosvos’undan hiç vazgeçmedi.
