Nasıl Instagram fenomeni olunur?

Gazeteciliğe İzmir’de ‘karanlık odacı’ olarak başladım. Makine pahalı, film kıymetli, kart değerliydi. Çekilen filmleri kullanılabilir kılan ise çekim sonrasındaki aşamalardı. Karanlık odacı filmi spirale sarar, ithal kimyasallarla yıkar, ‘agrandizör’ de karta basardı. Bir fotoğraf için emek verilir, bir sürü kart kullanılır, fazladan çekilen her kareye kızılırdı. Dijital fotoğraf makinaları çıktı, o odalar karanlığa büründü. Şimdi ise ‘like’ alan bir fotoğrafçı olmak için iyi bir objektifi olan akıllı telefon sahibi olmak ya da iyi bir dijital makine almak yeterli hale geldi. Artık fotoğraflarımızı karta değil sanal ortama basıyor, değerini ‘like-beğenme’ sayısıyla ölçüyoruz.
Instagram bir çırpıda binlerce kişiye fotoğrafı en ideal şekliyle sunmanın sihirli anahtarı. Giderek daha çok popülerleşen uygulama, kendi popüler kimliklerini de oluşturmaya başladı. Uygulama sayesinde bir parmak hareketiyle çekilen fotoğraf üzerine çeşitli efektler uygulayarak, onu bambaşka bir görünüme sokmak mümkün. Fotoğrafları takipçilerle paylaşmak da bir o kadar kolay. Başkaları ne yapmış diye merak etmek ve ilham almak için artık sergi sergi dolaşmaya gerek yok. Gitmeseniz de görmeseniz de o köy sizin köyünüz, o yemek sizin beğeniniz için hazırlanmış oluyor. Fotoğraflara gelen yorumlarla sosyalleşip, başka kullanıcıların fotoğraflarına yorum yazarak tecrübeler ve bilgiler paylaşılıyor. Takipçi sayısı fazla olanlar ile yarışa girip, daha çok fotoğraf paylaşıp onlarla aşık atanlar da var.

Instagram'da fenomen

Instagram fenomenlerinden biri de işin profesyonellerinden foto muhabiri Mustafa Seven. Yaklaşık 800 bin takipçisi var. Seven yıllarca çeşitli gazetelerde foto muhabirliği ve editörlük yapan bir isim. Sokak fotoğrafçılığı hakkında bir de kitabı var. Instagram'ın duyulmasından kısa süre sonra uygulamayı kullanmaya başlamış. Şimdilerde geçimini çeşitli markalar için çektiği ve Instagram'da paylaştığı fotoğraflardan sağlıyor. Seven Instagram'da öne çıkmasını, foto muhabiri kökenli olmasına ve hayatın içinden fotoğraflar paylaşmasına bağlıyor. Cumhurbaşkanlığı ve TOBB tarafından da desteklenen #comeseeturkey [gelin Türkiye'yi görün] isimli bir projeye de imza atan Seven "Türkiye’yi tanıtmak için dünyada popüler olan Instagram fotoğrafçılarını davet ettik. 24 gün boyunca toplamda 7 bin kilometre yol yaparak fotoğraflar çektik ve bu fotoğraflar Instagram'da 45 milyondan fazla kere paylaşıldı" diyor.
Seven, fotoğraf çekmek ve Instagram'da paylaşmak, yani hedef kitleye ulaşmak için sık sık seyahat ediyor. Ayda sadece bir hafta İstanbul’da görebileceğiniz Seven ile Instagram'ı ve oluşturduğu sanal dünyayı konuştuk.

Instagram bir değişim veya sektör mü yarattı?

Çok ciddi bir sektör yarattı hem de. Reklam algılarını, fotoğraf üretim algılarını, fotoğrafın ne olduğu ile ilgili algıları da değiştirdi. Çerçeveleme sistemini değiştirdi en basitinden. Sıradan insan için kare çerçeve bile köklü bir değişim bence.
Instagram Türkiye’de çok aktif kullanılıyor. Takipçi ve like sayısını arttırmak isteyenler ne yapmalı?
Birinci ön koşul ürettiği içeriğin özgün olması. İkincisi aktif bir kullanıcı olmalı. Ne kadar aktif kullanırsanız, diğer insanlarla ne kadar iletişim kurarsanız, bilinirliğiniz o kadar artar. Üçüncü koşul günde en az 3-4 içerik üretip paylaşmak. Dördüncü koşul diğer kullanıcıların fotoğraflarına like vermek ve yorum yapmak. Bunların hepsini doğru biçimde yaparsanız Instagram'da başarılı olursunuz.

Instagram üzerinden para kazanmak mümkün mü?

Instagram'ı kullandığımız ilk zamanlarda daha mümkündü. O zamanlar 100 bin takipçi çok ciddi bir sayıydı; şimdi bu rakam çok bir şey ifade etmiyor. Markalar da daha fazla etkileşim yaratacağı, daha fazla insana ulaşabileceği takipçisi çok insanlarla çalışmak istiyorlar. Bir de kullanıcı sayısı arttıkça, takipçisi çok yükselen insanlar arasına rekabet girmeye başlıyor. Bir pazar yaratılıyor ve yaratılan o pazarı paylaşacaklar arasında da sorunlar çıkmaya başlıyor. Dolayısıyla şu an için o kadar kolay değil.

Güray Ervin

Gazeteciliğe İzmir’de ‘karanlık odacı’ olarak başladım. Makine pahalı, film kıymetli, kart değerliydi. Çekilen filmleri kullanılabilir kılan ise çekim sonrasındaki aşamalardı. Karanlık odacı filmi spirale sarar, ithal kimyasallarla yıkar, ‘agrandizör’ de karta basardı. Bir fotoğraf için emek verilir, bir sürü kart kullanılır, fazladan çekilen her kareye kızılırdı. Dijital fotoğraf makinaları çıktı, o odalar karanlığa büründü. Şimdi ise ‘like’ alan bir fotoğrafçı olmak için iyi bir objektifi olan akıllı telefon sahibi olmak ya da iyi bir dijital makine almak yeterli hale geldi. Artık fotoğraflarımızı karta değil sanal ortama basıyor, değerini ‘like-beğenme’ sayısıyla ölçüyoruz.
Instagram bir çırpıda binlerce kişiye fotoğrafı en ideal şekliyle sunmanın sihirli anahtarı. Giderek daha çok popülerleşen uygulama, kendi popüler kimliklerini de oluşturmaya başladı. Uygulama sayesinde bir parmak hareketiyle çekilen fotoğraf üzerine çeşitli efektler uygulayarak, onu bambaşka bir görünüme sokmak mümkün. Fotoğrafları takipçilerle paylaşmak da bir o kadar kolay. Başkaları ne yapmış diye merak etmek ve ilham almak için artık sergi sergi dolaşmaya gerek yok. Gitmeseniz de görmeseniz de o köy sizin köyünüz, o yemek sizin beğeniniz için hazırlanmış oluyor. Fotoğraflara gelen yorumlarla sosyalleşip, başka kullanıcıların fotoğraflarına yorum yazarak tecrübeler ve bilgiler paylaşılıyor. Takipçi sayısı fazla olanlar ile yarışa girip, daha çok fotoğraf paylaşıp onlarla aşık atanlar da var.

Instagram fenomenlerinden biri de işin profesyonellerinden foto muhabiri Mustafa Seven. Yaklaşık 800 bin takipçisi var. Seven yıllarca çeşitli gazetelerde foto muhabirliği ve editörlük yapan bir isim. Sokak fotoğrafçılığı hakkında bir de kitabı var. Instagram'ın duyulmasından kısa süre sonra uygulamayı kullanmaya başlamış. Şimdilerde geçimini çeşitli markalar için çektiği ve Instagram'da paylaştığı fotoğraflardan sağlıyor. Seven Instagram'da öne çıkmasını, foto muhabiri kökenli olmasına ve hayatın içinden fotoğraflar paylaşmasına bağlıyor. Cumhurbaşkanlığı ve TOBB tarafından da desteklenen #comeseeturkey [gelin Türkiye'yi görün] isimli bir projeye de imza atan Seven "Türkiye’yi tanıtmak için dünyada popüler olan Instagram fotoğrafçılarını davet ettik. 24 gün boyunca toplamda 7 bin kilometre yol yaparak fotoğraflar çektik ve bu fotoğraflar Instagram'da 45 milyondan fazla kere paylaşıldı" diyor.
Seven, fotoğraf çekmek ve Instagram'da paylaşmak, yani hedef kitleye ulaşmak için sık sık seyahat ediyor. Ayda sadece bir hafta İstanbul’da görebileceğiniz Seven ile Instagram'ı ve oluşturduğu sanal dünyayı konuştuk.

Instagram bir değişim veya sektör mü yarattı?

Çok ciddi bir sektör yarattı hem de. Reklam algılarını, fotoğraf üretim algılarını, fotoğrafın ne olduğu ile ilgili algıları da değiştirdi. Çerçeveleme sistemini değiştirdi en basitinden. Sıradan insan için kare çerçeve bile köklü bir değişim bence.
Instagram Türkiye’de çok aktif kullanılıyor. Takipçi ve like sayısını arttırmak isteyenler ne yapmalı?
Birinci ön koşul ürettiği içeriğin özgün olması. İkincisi aktif bir kullanıcı olmalı. Ne kadar aktif kullanırsanız, diğer insanlarla ne kadar iletişim kurarsanız, bilinirliğiniz o kadar artar. Üçüncü koşul günde en az 3-4 içerik üretip paylaşmak. Dördüncü koşul diğer kullanıcıların fotoğraflarına like vermek ve yorum yapmak. Bunların hepsini doğru biçimde yaparsanız Instagram'da başarılı olursunuz.
Instagram üzerinden para kazanmak mümkün mü?
Instagram'ı kullandığımız ilk zamanlarda daha mümkündü. O zamanlar 100 bin takipçi çok ciddi bir sayıydı; şimdi bu rakam çok bir şey ifade etmiyor. Markalar da daha fazla etkileşim yaratacağı, daha fazla insana ulaşabileceği takipçisi çok insanlarla çalışmak istiyorlar. Bir de kullanıcı sayısı arttıkça, takipçisi çok yükselen insanlar arasına rekabet girmeye başlıyor. Bir pazar yaratılıyor ve yaratılan o pazarı paylaşacaklar arasında da sorunlar çıkmaya başlıyor. Dolayısıyla şu an için o kadar kolay değil.

Yetenekler de keşfediliyor

Instagram aynı zamanda yetenekli isimleri de keşfediyor. Bu isimlerden biri reklam yazarı ve caz vokalisti Sezgi Olgaç. Olgaç lise yıllarında başlayan fotoğraf merakını şimdilerde sokak fotoğrafçılığı yaparak sürdürüyor. Instagram'da yaklaşık 77 bin takipçisi olan Olgaç’ın, fotoğraflarını paylaşmaya başladığı ilk yıl takipçi sayısı 2 bin civarındaydı. Olgaç takipçi sayısındaki hızlı artışın nedenini şöyle anlatıyor:
"Instagram her cuma akşamı farklı hashtag (başlık etiketi, #boats #flowers gibi) fotoğraf duyurusu yapıyor. Dünyanın her yerinde cumartesi ve pazar günleri çekilen binlerce fotoğrafın içinden en iyi 9 fotoğrafı seçiyor ve pazartesi günü kendi blogunda duyuruyor. Yine böyle bir çalışmada benim çekip gönderdiğim bir fotoğraf 2012 yılında ilk 9 arasına girdi ve Instagram Blog'da yayınlandı. Belki de Instagramın dikkatini ilk kez böylece çekmiş oldum."
Hafta sonu projesine seçildikten bir ay sonra da Iinstagram tarafından her pazar duyurulan ‘haftanın seçkisi’ne binler arasından seçilen dokuz kişiden biri olarak adını yazdırıyor. Olgaç, instagramın ismini duyurduğu iki proje sonrasında takipçi sayısının 8 bin civarında arttığını söylüyor. Son olarak da geçtiğimiz Mayıs ayında Instagram, ‘local lens’ projesi için İstanbul’u tanıtan 10-15 fotoğraf çekmesi ve yazı yazması için Olgaç’a teklifte bulundu. Olgaç’ın çektiği fotoğraflardan yedi tanesi projede kullanıldı ve Instagram tarafından tanıtımı yapıldı.

"Çekip paylaşmak mutluluk veriyor"

Bu paylaşımdan sadece bir kaç saat sonra 5 bin takipçi kazandığını söyleyen Olgaç "Benim takipçi sayımı arttırmaya yönelik özel bir çabam olmadı. İlk zamanlar böyle bir hedefim olsaydı takipçi sayım şu an çok daha fazla olurdu. İnsanlar beni takip etsinler diye fotoğraf çekmedim, çekmiyorum. Beni heyecanlandıran bir şey gördüğümde çekip, paylaşmak. Ben bunu yaparak mutlu oluyorum." Çektiği fotoğrafların altına duygularını da yazan Olgaç, fotoğraflarının yanı sıra kelimelerle de hissettiklerini takipçileriyle paylaşıyor. Instagramın vakit ayrılması gereken bir uygulama olduğunu söyleyen Olgaç, "Galerinizi beslemek için çıkıp fotoğraf çekmeniz lazım, fikir üretmek lazım. İnsanlar bunları severek yapıyorsa kısa zamanda fark edilirler" diyor.

KAYNAK: Al Jazeera Türk / Güray Ervin