Tatil Neden Hatay'a gitmeliyiz?

Neden Hatay'a gitmeliyiz?

31.05.2011 - 15:08 | Son Güncellenme:

Akdeniz Bölgesi'nin en uç noktasında yer alan Hatay, denizi, yaylaları, termal kaplıcası ve inanç turizminin yanı sıra, kağıt kebabı, künefesi, oruğu, zengin mutfağı ve farklı damak tatlarına hitap etmesiyle tatilcilere çeşitli seçenekler sunuyor.

Neden Hataya gitmeliyiz

Neden Hataya gitmeliyiz
Yıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapan kenti ziyaret etmek için 3 gününü ayıran bir kişi, Erzin ilçesinde bulunan ve Pers Kralı Darius 3 ve Makedonya kralı Büyük İskender'in MÖ 333 tarihinde savaştığı ''Issos Harabeleri'' ile tura başlayabilir.

Haberin Devamı


Amanos Dağı eteklerinde kurulan, narenciye yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı Dörtyol ilçesi de denizi, yaylaları ile birçok turizm seçeneğini bünyesinde barındırıyor. İlçede bulunan 2 bin 200 metre yüksekliğindeki Amanos Dağı'nda bulunan yaylalar da, sıcak yaz günlerinde serinlemek isteyenler ve zengin bitki örtüsü ile doyumsuz manzarayı izlemek isteyenlere bulunmaz bir seçenek sunuyor.
Dörtyol ilçesine bağlı Payas beldesinde dükkan, hamam, kale, han, mescit, medrese ve dinlenme yerlerinin yer aldığı Sokullu Külliyesi, eskiden Kudüs'e gidenlerin konakladıktan sonra yoluna devam ettikleri yer olarak ziyaret edilebilir.

İskenderun ise, dağları ve yaylarıyla ziyaret edilecek yerler arasında bulunuyor. İlçeye 33 kilometre mesafedeki Arsuz beldesi, temiz deniziyle önemli bir turizm ve tatil merkezi konumunda. Burada antik şehir kalıntıları da yer alıyor.

Haberin Devamı


İskenderun'dan hareket edince Amanoslar'ın en yüksek kesimlerinden Belen Geçidi'ne ulaşılıyor. Buradan geçerken Amik Ovası'nın doyumsuz güzelliğini izlemek mümkün.



CAMİ, KİLİSE, HAVRA YAN YANA


Geçitten indikten sonra ulaşılan Antakya ise Müslüman, Hristiyan, Ermeni ve Yahudi vatandaşların barış, huzur, kardeşlik ve hoşgörü içinde yaşadığı bir kent. 3 semavi dine ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan kentte, cami, kilise ve havrayı yan yana görmek mümkün.


Şehrin ana caddelerinden biri olan ve çok sayıda dükkanın sıralandığı Roma döneminin tek ışıklandırılmış mekanı olan Kurtuluş Caddesi'ndeki Ulu Cami, Anadolu'nun ilk camisi unvanını elinde bulunduran Habib-i Neccar Camisi ve türbesi, Süveyka Camisi, Katolik Kilisesi görülebilir.


Giriş kapısı üzerindeki freskleriyle dikkati çeken Ortodoks Kilisesi, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaktadır.


Antakya'nın 2 kilometre kuzeydoğusunda, Reyhanlı kara yolu üzerinde Habib-i Neccar Dağı'nın uzantısı olan Haç Dağı eteklerinde yer alan St. Pierre Mağara Kilisesi ise, 13 metre uzunluğu, 9,5 metre genişliği ve 7 metre yüksekliğiyle görülebilecek önemli yerler arasında bulunuyor.

Haberin Devamı


Hristiyanlar tarafından hac yeri olarak ilan edilen ve Hz. İsa'ya inananlara ilk kez ''Hristiyan'' adının verildiği kilisede ayrıca, her yıl 29 Haziranda St. Pierre Bayramı olarak da çeşitli etkinlikler ve ayinler düzenleniyor.

DÜNYANIN İKİNCİ MOZAİK MÜZESİ


Kent merkezinde Cumhuriyet Alanı'nda yer alan Antakya Arkeoloji Müzesi'nde ise, binlerce tarihi eser ve mozaik yer alıyor. Müze, sergilenen mozaiklerin büyüklüğü, sayısı ve kalitesi açısından dünyada Tunus'tan sonra en zengin ikinci mozaik müzesi sayılıyor.

Tarihi Uzun Çarşı da baharatçısından, ayakkabıcısına, peynircisinden defne sabunu satışı yapan dükkanlarına kadar, kente özgü yöresel ürünlerin bir arada bulunduğu sayısız işletmeyi barındırıyor.


Uzun gezinin ardından, soluklanıp yemek yemek isteyenler ise, çarşı içinde yer alan kasaplarda yöresel bir lezzet olan tepsi ya da kağıt kebabı yeme şansını yakalayabilir. Dana etinin çok sayıda baharat, maydanoz ve sarımsak ile yoğrulmasıyla yapılan ve taş fırınlarda pişirilerek ikram edilen kebap tatma imkanı bulabilirsiniz.

Haberin Devamı


Kebabın yanı sıra fırınlarda çökelek, zahter ve biber salçası karışımıyla yapılan katıklı ekmek de kentteki farklı lezzetler arasında yer alıyor. Çarşı içinde geziye çıkanlar kentin tescilli ürünü künefenin de nasıl yapıldığını görme ve tatma şansını yakalıyor.
Yemeğini ayaklarını soğuk sulara sokarak yemek isteyenlere de kent merkezine 10 kilometre mesafede bulunan Harbiye beldesi ev sahipliği yapıyor.


Roma döneminde varlıklı ailelerin yaşadığı Harbiye, doğal şelaleleri, lokantaları ve eğlence yerleri ile hem yemek yemek, hem de serinlemek isteyenlerin farklı seçenekleri bir arada bulabileceği önemli bir mesire yeri. Harbiye'de, Hatay ipeğinin binbir çeşidini görebilme şansı var.


İl merkezinden çıkıp güneye doğru ilerleyince, dünyanın en uzun kumsalına sahip Samandağ ilçesine ulaşılıyor. Burada deniz kaplumbağaları koruma altında bulunuyor. Plajda piknik alanları, pansiyon ve lokantalar yer alıyor.



BİN TUTSAĞA 10 YILDA YAPTIRILAN TÜNEL

Haberin Devamı


Samandağ'ın 4 kilometre kuzey batısında, deniz kıyısında Çevlik köyü yer alıyor. Burada Seleukia Ad Piera antik kenti kalıntıları bulunuyor. MS 1. yüzyılda dağdan gelen suların yarattığı selleri önlemek amacıyla Roma İmparatoru Vespasianus ile Titus'un bin tutsağa 10 yılda yaptırdığı bilinen ''Titus Tüneli'' de görülebilecek yerler arasında. Tünele girenler, 7 metre yükseklik ve 130 metre uzunluğu ile adeta tarihe yolculuk yapıyor.


Tünelinin yanı sıra Roma İmparatorluğu döneminde yapılan ''Kaya Mezarları'' da, ilçedeki önemli ören yerleri arasında.
Samandağ ilçesine bağlı Vakıflı'da ise organik olarak yetiştirilen turunç, ceviz gibi farklı aromalı reçeller sunuluyor. Tertemiz havası ve yemyeşil doğanın yer aldığı köyde konaklamak için pansiyonlar yer alıyor.


Kara yolu ulaşımının yanı sıra iki yıl önce hizmete açılan havaalanıyla da kolaylıkla gelinebilecek Hatay'da, konaklamak isteyenler kentin tarihi dokusuna uygun otellerin yanı sıra termal otelleri de tercih edebilir.


Hatay'da 3 günlük yolculuklarını sonlandıracak tatilciler, kentteki tarihi yapıların yanı sıra deniz, yayla, termal turizmin keyfini doyasıya yaşayabiliyor.

AA