25.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Hasan Ocak, 20 yıl önce Gazi olaylarından sonra gözaltına alındı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ocak’ın gözaltına alındığı kayıtlara hiç geçmedi. Tanıklar ise Ocak'ı gözaltında gördüklerini söylüyorlardı. Yine de resmi kurumlar, Ocak’ın gözaltına alınmadığını ileri sürüyordu. Aile ancak 58 gün sonra, 15 Mayıs 1995’de, Adli Tıp Kurumu'nda Ocak’ın cansız bedeninin fotoğraflarını buldu. Ocak’ın cansız bedeni 26 Mart’ta Beykoz’da bir ormanlık alanda bulunmuş, buradan Adli Tıp'a gönderilmiş, Fatih Savcılığı'nın kararıyla da Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmüştü. Fatih Savcılığı'nın onayladı otopsi tutanakları Ocak’a işkence yapıldığını açık biçimde gösteriyordu.
Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, 20 yıldır açık olan soruşturmada rutin yazışmaların dışına çıkılmadığını belirterek, “Zaman aşımına çok az bir süre kala, şubat ayı ortasında savcı yeniden değişti.
Savcı izne çıktı
Yeni savcı ile görüşmemizde dosyayı okuduktan sonra bizimle görüşeceğini iletmişti. Ancak, o tarihte gittiğimizde savcının 20 gün izne ayrıldığını öğrendik. Savcının izninin bitiş tarihi dosyanın zamanaşımına uğrama riskinin olduğu günler” dedi. Faillerin cezasız bırakılmasının bir tür “ödüllendirme” biçimine dönüştüğünü belirten Ocak, şunları söyledi: “Cizre’de onlarca insanın öldürülmesi, gözaltında kaybedilmesinden sorumlu Cemal Temizöz ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken serbest bırakılarak ödüllendirildi. 3 Mart’ta Ankara’da görülen KızıltepeJİTEM davasında mahkeme heyetlerinin faili koruyan tavrına bir kez daha tanık olduk. 1990’larda devlet emriyle işlenen insanlık suçlarının failleri, 2010’larda yine devlet emriyle cezasız bırakılıyor ve korunmaya devam ediliyor.”