Onursuz yaşayacaklar

Kurmay Albay Berk Erden, Güney Deniz Saha Komutanlığı bünyesinde görev yaparken, 8 Şubat 2010’da İzmir’deki iş yerinde başına ateş ederek intihar etti. Erden’i intihara sürükleyen iddialar bir internet sitesinde yer alan eşiyle ilgili dedikodulardı. Albay Erden ve eşine yönelik karalama kampanyası o dönem Deniz Kuvvetleri’nde amiral terfi ve değerlendirme toplantılarının gerçekleştiği 21 Ocak’ta başlaması ise dikkatlerden kaçmamıştı. 2010 Ağustos ayında yapılacak Yüksek Askeri Şura’da, Albay Erden’in amiral rütbesine yükselmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Erden’in eşine yönelik dedikodu mahiyetindeki yazı ve fotoğrafları internet sitesine servis eden faillerin izine bir türlü rastlanamadı. Erden’in ölümünden 6 yıl sonra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tarafından kabul edilen “FETÖ Çatı İddianamesi”nde Berk Erden’in intiharına yönelik önemli bir ayrıntı yer aldı. Çatı iddianamenin “Şantaj İçin Görüntü ve Ses Kaydı Yayınlamak” bölümünde fotoğrafların FETÖ tarafından basına servis edildiğini, Erden’in bu yüzden intihar ettiği belirtildi. İntihar olayının ardından bugüne kadar sessizliği koruyan Kurmay Albay Berk Erden’in eşi Özgül Erden ise Milliyet’e yaptığı açıklamada, yaşananlara isyan etti.

‘İlaçlarla yaşıyorum’

“Berk bir gün öldü, onlar her gün ölsün” diyen acılı eş Erden, “Dedikodu kumpası ortaya çıkınca eşim sadece kendisinin hedef alındığını düşünmeye başladı. Sürekli olarak ‘Beni hedef gösteriyorlar, hedefleri benim’ demeye başlamıştı. Balyoz davası, Berk’in ölümünden sonra insanların üzerine karabasan gibi çökmeye başladı” diye konuştu. “Her şeyden nefret ettim, söylenecek bir şey mi kaldı?” diyen Özgül Erden, “İlaçlarla yaşıyorum. Kimi kime şikayet edeceğim ki? Eşim intihar etmedi, ettirildi. Karanlık eller Berk’i ölüme sürükledi. Bize bunları yaşatanlar inşallah cezalarını bulur” ifadelerini kullandı.

‘Eşim geri gelecek mi?’

15 Temmuz’dan sonraki gelişmeleri takip etmeye çalıştığını da dile getiren Erden, şunları söyledi:

“Gelişmeleri değerlendireceğiz. Nasıl şikayetçi olacağımız, bizimle ilgili hukuki durum nedir, bunları öğrendikten sonra harekete geçebiliriz. Gerçi bu saatten sonra eşim geri gelecek mi? Yaşadıklarımız aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum. Bizi mağdur eden FETÖ’cüler ifşa olsa da, Türkiye'deki zihniyet değişmedikçe hayatımızda değişen bir şey olmayacak. Bugün FETÖ, yarın başka bir örgüt; Türkiye’deki zihniyet böyle sürdükçe bu işler sürüp gidecek. Bizim insanlarımız makam, mevki, paraya tamah ettikçe düze çıkamayacağız. Artık adaletin doğru düzgün işleyeceğine inancımı kaybettim. Binlerce dava ve olay yaşandı. Ülkemin geleceğini ve evladımı düşünüyorum. Haberleri izlediğimde asker, polis, öğretmen, gazeteci, doktor, yargıç her kılığa bürünmüş FETÖ’cüleri gördükçe umutlarım kırılıyor. Bu memleket nasıl bu hale geldi? Onuruyla yaşayan insanlar hapislerde çürüdü. Herkes her şeyi biliyordu. Bizleri göz göre göre ateşe attılar. Hainler şimdi çok mu mutlular? Berk bir gün öldü ama hainler her gün ölecek. Onursuzlukları ile yaşayacaklar.”