Ankara Orgeneral Akar'ın Eski Özel Kalem Müdürü Özel, Darbe Gecesindeki Yurt Dışı Aramalarını Reddetti

Orgeneral Akar'ın Eski Özel Kalem Müdürü Özel, Darbe Gecesindeki Yurt Dışı Aramalarını Reddetti

06.06.2017 - 11:34 | Son Güncellenme:

.

Orgeneral Akarın Eski Özel Kalem Müdürü Özel, Darbe Gecesindeki Yurt Dışı Aramalarını Reddetti

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın eski Özel Kalem Müdürü olan Kurmay Albay Ramazan Gözel, darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin davada savunma yaptı. Gözel, 15 Temmuz gecesi HTS kayıtlarına yansıyan birçok kişiyi tanımadığını, telefonunun başkası tarafından kullanılmış olabileceğini öne sürerek, Amerika, Belçika ve İngiltere Büyükelçiliğini o gece aramadığını savundu. Gözel’in aynı saatlerde yapılan bazı görüşmeleri kabul etmesi ise dikkat çekti.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın 12’nci celsesi başladı. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen davaya sanıklar, taraf avukatları, müştekiler ve sanık yakınları katıldı.
Bugünkü celsede ilk olarak darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın eski Özel Kalem Müdürü olan Kurmay Albay Ramazan Gözel savunma yaptı. 15 Temmuz gecesi odasında çalıştığını söyleyen Gözel, dışarıdan sesler duymaya başladığını, koridora baktığı zaman silahlı askerleri gördüğünü anlattı. Silahlı personele “siz kimsiniz?” diye seslendiğini belirten Gözel, “Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyiz, tatbikat yapıyoruz” yanıtını aldığını kaydetti.
Gözel, bir müddet sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın Karargaha geldiğini öğrendiğini, Çolak’ı karşılamak için nizamiyeye yöneldiğini söyledi. Gözel, Çolak’ın içeriye girmesi esnasında silah sesleri duyduğunu ifade ederek, “İçeriden ‘yatın, yatın’ diye ikaz sesleri geliyordu. Ben de içeriye baktığımda bazıları yatmış, bazıları ayaktaydı. Ne olduğunu anlayamadım. Bana yakın bir personele ‘ne yapıyorsunuz? Komutanları kaldırın’ diye bir şey söyledim. Sonra komutanlar ÖKK personeliyle beraber yukarıya çıktılar” diye konuştu.

“Karargaha saldırı yapıldığını söyleyenler oldu”
Yaşanan olayların ardından tekrardan odasına çıktığını söyleyen Gözel, “Genelkurmay başkanının dinlenme odasında olduğunu söylediler. Odamdan çıktığımda genelkurmay başkanının yanında Mehmet Dişli Paşa ve birkaç ÖKK personeliyle merdivenlerden aşağıya indiğini uzaktan gördüm. Herhangi bir zorlama yoktu, bir olumsuzluk da görmedim. Komutanın emniyet amacıyla Akıncı’ya gittiğini öğrendim. Karargaha saldırı yapıldığını söyleyenler vardı. Kaotik bir ortam vardı” ifadelerini kullandı.

“Cumhurbaşkanının açıklamasıyla emir komuta içinde olmadığını öğrendim”
Gözel, gece yarısından sonra TRT’den darbe bildirisi okunduğunu öğrendiğini anlatarak şunları kaydetti:
“Bunun emir komuta içinde yapıldığını düşündüm. İlerleyen zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasıyla emir komuta içinde yapılmadığını öğrendim. Bu süre zarfında bulunduğum kattan hiç ayrılmadım. Kimseye ‘darbeyi yönet, darbeye destek ver’ gibi bir emir vermedim. Darbeye katılmadım. Gece yarısından sonra genelkurmay başkanının tekrardan karargaha geleceği söylendi. Onu bekledim ancak Başbakanlığa geçtiği söylenildi. Açıklamalarını da televizyondan takip ettim. 16 Temmuz’da askerlerin geleceği söylenildi. Orada bulunan personelle dışarıya çıktım. Kendisinin ÖKK personeli olduğunu söyleyen Mahir Eser isimli bir asker ‘sizi komutanla görüştüreceğim’ dedi. Ben de polise beni gruptan ayırmayın dedim. Zekai Aksakallı, ‘genelkurmay başkanı, genelkurmay 2. başkanı nerede’ diye sordu. Genelkurmay başkanı 3 saat önce televizyondan açıklama yapmış, 2. başkan ile de Hulusi Akar görüşmüş. Bana bunları neden sordu anlamlandıramadım. Mahir Eser’in tavırlarından da şüphelendim. Daha sonra otobüsle emniyete götürüldük.”

Suçlamaları reddetti
Ne FETÖ, ne de başka bir örgüt üyesi olmadığını savunan Gözel, ’ByLock’ kullanıcısı olmadığını, darbe toplantılarına katılmadığını iddia etti. Gözel, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddialarını da kabul etmedi.

15 Temmuz gecesi telefon trafiği
Gözel, biri resmi, biri de şahsi olmak üzere iki telefonunun bulunduğunu, karargahtayken telefonlarını odasında bıraktığını söyledi. Yaşanan olayların ardından bilgi almak için birçok kişinin kendisini aradığını anlatan Gözel, HTS kayıtlarına yansıyan birçok kişiyi tanımadığını, telefonunun başkaları tarafından kullanılmış olabileceğini savundu. Gözel, “Amerika ile yapılan görüşmede telefonun kime ait olduğunu bilmiyorum. Ben Amerika ile görüşmedim. Bu arananın NATO personeli mi, başka biri mi bilmiyorum. Kimseyle görüşmedim. Bir sonraki görüşme Belçika olarak gözüküyor. Belçika ile de görüşmem olmadı. Bir de İngiltere Büyükelçiliği var. Onlar mı bizi aradı, biz mi aradık bilmiyorum. MHP ve CHP’den o gece neler olduğunu öğrenmek için arayanlar oldu. Onlara bilgi verdim” dedi.
Duruşma, Gözel’in savunmasıyla devam ediyor.