Gündem Oruç baştan sona kadar bir zikirdir

Oruç baştan sona kadar bir zikirdir

03.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kur’an’da, Allah’ın içten yalvararak ve korkarak alçak sesle sabah akşam çokça zikir ve tesbih edilmesi emredilmiştir. Zikir için hiçbir şart ileri sürülmemiştir. Gece gündüz, ayakta, oturarak, yatarak, abdestli, abdestsiz zikir yapılabilir

Oruç baştan sona  kadar bir zikirdir

Günlük hayatımızda çoğu zaman ihmal ettiğimiz hususlardan biri de Allah’ı anmaktır. Yerken, içerken, bakarken, konuşurken, dinlerken, yürürken, kazanırken, harcarken, dinlenirken, karar verirken Allah’ın bizi gördüğünü hatırlamak, dili Allah’ın adıyla hareket ettirmek hayata anlam ve değer katar.

Haberin Devamı

Kur’an’da, Allah’ın içten yalvararak ve korkarak alçak sesle sabah akşam çokça zikir ve tesbih edilmesi emredilmiş, O’nun zikrinin her şeyden üstün olduğu vurgulanmış, Allah’ı anmanın bütün ibadet ve itaatlerden önemli sayıldığı ifade edilmiştir. Zikrin kalp huzuruna, kurtuluşa ve bağışlanmaya vesile olacağı vurgulanmış, mal ve evlâdın müminleri Allah’ı anmaktan alıkoymaması gerektiği, gerçek müminlerin ticaret ve alışveriş gibi dünya işleri sırasında bile Allah’ı anmaktan geri durmayacakları belirtilmiştir.

İbadetlerin sıhhati için belli şartlar gerektiği halde zikir için hiçbir şart ileri sürülmemiştir; gece gündüz, ayakta, oturarak, yatarak, abdestli, abdestsiz zikir yapılabilir. Hasan-ı Basrî, kimseye hissettirmeden Allah’ı anmanın sevabının çok büyük olacağını, ancak haram karşısında Allah’ı hatırlayıp haramdan kaçınmanın daha da üstün olduğunu belirtmiştir. Namazdan kurbana kadar bütün ibadetler Allah’ı hatırlamak veya hatırlatmaktır.

Haberin Devamı

Kur’an da zikirdir

Ezan zikirdir. Hac zikirdir. Oruç baştan sona bir zikirdir. Kur’an mükemmel bir zikirdir; her ayeti, her kelimesi hatta her harfi bir zikirdir. Selam vermek, mümin kardeşimiz için gıyabında dua etmek, her meşru işe besmeleyle başlamak, bitirince hamdü senada bulunmak, sinirlenince ya da zorluklarla karşılaşınca ‘lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’ (Güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur), bir sıkıntıya düşünce ‘hasbunellâh ve ni’mel vekîl’ (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir), bir kusur işlendiğinde ‘estağfirullâh’, bir vefat haberi işitince ‘İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn’ (Şüphesiz ki biz Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz), hoşa giden bir şey görünce “mâşallah” demek, doğal afetler karşısında “Allah’ım, sana sığınırız, bizleri helak etme. Afiyet ver” şeklinde dua etmek; maddi sıkıntılarla karşılaştığımızda “ya Rabbi! acizlikten, miskinlikten ve cimrilikten sana sığınırız” diye yalvarmak, kısacası hayatın her anını zikir ve dua örgüsüyle örebilmek dil, kalp ve bedenle yerine getirilen bir kulluk borcudur.

Haberin Devamı

İlim tahsil etmek iyiliği emretmek

Her iyi davranış zikrin eyleme dönüşmüş halidir. Bu açıdan baktığımızda sadaka imkanı doğduğunda verebilmek, ezanı duyunca namaza yönelmek, dua etmekten haz alabilmek ve rabbimizin bizi dinlediğini hissedebilmek, Kur’an okumak ve öğretmek, ilim tahsil etmek, iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, yakınları ziyaret etmek hepsi birer zikirdir.
Tesbihat da zikirdir. Hz. Peygamber bir gün Safiyye vâlidemizi önündeki hurma çekirdekleriyle tesbihât yaparken gördü ve “Böyle sayarak Allah’ı tesbih etmenden daha faziletli bir şey öğreteyim mi?” diye sordu. “Evet!” cevabını alınca “Sübhânallâhi adede halkıhî (Allah’ı yarattıkları sayısınca tenzih eder ve yüceltirim)” de” buyurdular. Bir başka vesileyle de Cüveyriye validemize şu zikri öğretmiştir: Sübhânallâhi ve bi hamdihî adede halkihî ve rıdâ nefsihî ve zinete arşihî ve midâde kelimâtih (Allah’ı mahlukatı sayısınca, razı olacağı şekilde , arşının ağırlığınca, kelimelerinin adedince tesbih ederim”.
Yabancı öğrenciler iftarda buluştu
Kayseri Büyükşehir Belediyesi, iftar buluşmalarına bu kez kentteki yabancı öğrencileri davet etti. Büyükşehir Belediyesi, Mimarsinan Parkı’ndaki iftar buluşmalarının sekizincisini Kayseri Uluslararası Öğrenci Derneği (KUDER) ile birlikte gerçekleştirdi. İftara, Kayseri’de öğrenimini sürdüren farklı ülkelerden çok sayıda öğrenci katıldı. Kuran-ı Kerim’in okunması ve duaların ardından konuşma yapan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Beyhan, iftar buluşmalarının önümüzdeki günlerde de devam edeceğini söyledi.
Eyüp Sultan Camii
Eyüp Sultan Camii İstanbul’un fethinden sonra yapılan bir cami, külliye, türbe ve imarethane yapısıdır. 1458 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Eyüp semtinde yaptırılmıştır. Günümüzde gördüğümüz Eyüp Sultan Camii, 1800 yılında sadece minareleri dışında diğer kısımlarının yıkılıp yenilenerek yapıldığı halidir. Caminin adı İslamiyet’i ilk kabul eden ve Hz. Muhammed’in bayraktarlığını yapan Halid Bin Zeyd Ebu Eyyüb El- Ensari’den ve türbesinin burada olmasından gelir. Türbenin ayak ucunda bir pınar ve avlusunda asırlık bir çınar bulunmaktadır.
Eyüp Sultan’dan bir hatıra
Eyüp Sultan olarak da bilinen Ebû Eyyûb el-Ensârî anlatıyor: Allah Resûlü Medine’ye hicret edince evimizin alt katına yerleşmişti. Eşim Ümmü Eyyûb ile üst katta oturuyorduk. Bir akşam su testisi devrildi, yere su döküldü. Su aşağıya damlayıp da Peygamberimiz’i rahatsız etmesin diye yatarken üstümüse örttüğümüz kadifeyi suyun üstüne bastırdık. Sonra eşimle: “ Biz Allah’ın elçisinin başının üstünde yürüyoruz. Hiç böyle şey olur mu?” diye konuştuk. Evin bir köşesine çekilip sabaha kadar orada yattık. Sabahleyin tedirgin vaziyette aşağı kata indim. “Ey Allah’ın elçisi! Bizim sizin üzerinizde oturmamız hiç uygun değil. Lütfen üst kata taşının” dedim. Peygamberimiz: “Gelen giden oluyor; alt kat benim için daha uygun” buyurdu. Fakat ben: “Altında sizin bulunduğunuz bir yerde oturamam” diye ısrar ettim. Bunun üzerine Hz. Peygamber eşyasının üst kata taşınmasını istedi. Zaten eşyası pek azdı. Biz de alt kata indik.
Fıtır sadakası ne zaman verilir?
Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan Bayramı’nın birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha değerlidir.
Miktarı ne kadardır?
Fıtır sadakasında verilecek meblağ konusunda ideal olan, herkesin kendi hayat standardına göre asgari günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir miktarı vermesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı 2015 yılı fıtır sadakasının asgari miktarını 11.50 TL olarak belirlemiştir.
Bir ayet
Biliniz ki bu dünya hayatı sadece bir oyundan, geçici bir eğlence ve güzel bir gösteriden, birbirinizle büyüklük yarışı ve daha çok servet ve çocuk sahibi olma hırsından ibarettir. Bu dünyanın durumu yağmurun hikayesine benzer. Yağmurun yeşerttiği bitki, toprağı ekenlere sevinç verir ama sonra kurur ve sen onun sarardığını görürsün, sonunda toprak haline gelir. Ama öteki dünyada: şiddetli azap yahut Allah’ın bağışlayıcılığı ve hoşnutluğu; çünkü bu dünya hayatı kendini kandırmanın zevkini tatmaktan başka bir şey değildir
(el-Hadîd 57/20).
BİR HADİS
Peygamber Efendimiz bir gün arkadaşlarıyla birlikteyken şöyle buyurdu: “ Büyük günahlardan biri de kişinin ana babasına lanet etmesidir”. Yanındakiler sordular: “ Ey Allah’ın Elçisi! Kişi ana babasına kötü söyler mi?” Allah Resûlü şöyle cevap verdi:
“O kimse birisinin babasına söver. O da karşılık olarak onun babasına söver. Yine o kişi birisinin anasına söver, o da karşılık olarak onun anasına söver”.
Hz. Peygamber’den bir dua
Allah’ım! Bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru! Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla! Dönüp varacağım âhiretimi kazanmama yardım et! Hayatım boyunca daha çok hayır yapmama imkân ver! Her türlü kötülükten kurtulmamı sağlayacak bir ölüm nasip et!” (Müslim, Zikir 71)