Galatasaray’ın Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanarak UEFA’dan gelen bir yıllık cezayı bitirmesi tabii ki başarıdır.
Fenerbahçe karşısında hiçbirimiz sarı-kırmızılı futbolcuların bu kadar mücadele edeceğini, istekli olacağını düşünmüyorduk.
Ancak kazanılan bu kupa, kulüpteki problemleri bitirecek anlamına gelmemeli... Galatasaray Başkanı böyle düşünüyorsa büyük hata yapar.
Bir fırsat doğdu. Başkan Dursun Özbek, hem yönetimini hem de futbolcu kadrosunu yenilemeli... Madem uzun seneler kulüp başkanı olarak kalacak, bu yönetimle devam ettiği müddetçe, ballı maaş alanlara göz yumduğu müddetçe başkana karşı yapılan eleştiriler bitmeyecek. İster Florya’ya Alp Yalman’ı, ister Selahattin Beyazıt’ı alsın hiçbir şey fark etmeyecek. Doğru işler yaparsa bu eleştiriler kendiliğinden ortadan kalkacak.
Başkan Özbek’e, Şansal Büyüka, ‘Mehmet Topal’ı alacak mısınız, Lucescu ile anlaşacak mısınız?’ diye soruyor. Başkan da ‘Susma hakkımı kullanıyorum’ diyor. Bu ne demek? Sanki Galatasaray, Lucescu ile Mehmet Topal ile anlaşmış başkan bunu deklare etmek istemiyor. Bunlara ne gerek var?
Eleştirildiği konuların başında bunlar geliyor. Çıkıp, yapamayacağın şeyler için camiaya, taraftara söz verme... Bu sefer taraftar ve camia, “Başkan yalan konuşuyor” diye eleştiriyor.
Yalan mı?
Galatasaray’ın büyükleri, “Kulüp bu yönetimle düzlüğe çıkmaz” diyorlar. Yalan mı söylüyorlar? İnanın biz duyduğumuz doğruların yüzde 10’unu konuşup, yazmıyoruz. Bu yönetimdeki bazı kişilerin bırakın kulüpte yöneticilik yapmayı, kendini idare edecek halleri yok. Evet gündemde kalmak güzel bir şey. Onları da başkan Dursun Özbek yönetici yapmadı, kongre üyeleri seçti. Ama Galatasaray’a faydaları yok, sorun burada... Çoğunun derdi, “Acaba ballı maaşla arkadaşlarımızı kulüpte bir yere getirebilir miyiz?”
Bu böyle olmamalı. Ben yaşadıklarıyla, Başkan Özbek’in de ders alacağını düşünüyorum. Koca sezon yatıp, son 4 maçtır oynayan futbolcuların tuzağına düşmesin diyorum.
Bekleyip göreceğiz, bizden hatırlatması...
Riekerink kalmalı
Galatasaray Yönetimi hoca arayışlarını bırakmalı. Taraftarlar Riekerink’i seviyor. Futbolcular da tecrübeli çalıştırıcıyı seviyor. Adam herkese saygılı... Egosu hiç yok. Takımın oynadığı futbolun çıtasını da biraz olsun yükseltti. Şu anda dünyanın en iyi antrenörünü de getirsen, Riekerink’ten daha başarılı olamaz.
Burada hocadan tek istenen, Hollanda’da 19-20 yaşlarında, ücreti fazla olmayan bir sürü genç yıldız adayı var. Üç ismi getirip kulübe de katkı yapabiliyorsa, Galatasaray’ın başında isterse 5 sene kalsın, kimsenin itirazı olmaz.
Gündeme milli takım oturmalı
Pazartesi gecesi Swissotel’de Milliyet Gazetesi’nin 1954’ten beri düzenlediği “Sporun Oscarları” gecesi vardı. Spor Müdürümüz Tayfun Bayındır, mükemmel organizasyon yapmış. Futbol ailesinden herkes oradaydı. Sporun güzel bir oyun olduğunu hepimiz gördük.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Genel Yayın Yönetmenimiz Fikret Bila, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, spor adına güzel mesajlar verdiler. Terim; Arda, Mevlüt, Hakan Çalhanoğlu adına çok güzel konuştu ve “Biz sizin Avrupa Şampiyonası’nda gururunuz olmak için her şeyi yapacağız” dedi.
Artık bundan sonra kulüp başkanları, futbolcuların takımlarıyla sorunları, gönderilen hocalar ve futbolcular bizi ilgilendirmemeli. Milli takımla yatıp, milli takımla kalkmalıyız. Kavgalardan, kötü sözlerden, didişmelerden bıktık artık... Ben kendi adıma konuşuyorum, bundan sonraki kulüp yöneticilerinin olumsuz sözlerini kesinlikle ne yazacağım, ne konuşacağım. Şu anda milli takımdan başka hiçbir şeyi düşünmüyorum.
