Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın iftar yemeğine, spor müdürümüz Tayfun Bayındır, yazarımız Attila Gökçe, basketbol muhabirimiz Ümit Avcı ile birlikte katıldık. Dolmabahçe Sarayı’nın Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde 5 saat bakanımızla spor sohbeti ettik.
Önce şunu belirteyim; devletimiz spora, basına çok değer veriyor, yakın olmak istiyor. Bakanımız çok dolu bir insan... Sporun her türlü branşını yakından takip ediyor ve her şeyi biliyor. Tabii aklına geleni konuşması mümkün değil. Ama terbiye seviyesinde bütün sorunları tek tek bize anlattı:
“Kulüp başkanları ve yöneticiler, ‘Biz her şeyi yaparız. Bize kimse dokunamaz diye sakın düşünmesinler. Biz spora devlet olarak büyük yatırım yapıyoruz. Bunun da karşılığını alacağız.”
Burada mesaj şu; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Senin paran yok, taraftara hoş görünmek için kulübü büyük bir borcun altına sokup transfer yapma devri bitti. Kulüplerimiz iyi yönetilecek. Bakanımıza, “Futbolcularımız çok yüksek para alıyor ve bunun karşılığını ne milli takımımızda ne de kulüp takımlarında alıyoruz. Avrupa’da futbolcular yüzde 40-50 vergi öderken, neden Türkiye’de böyle değil” diye sordum. Bana gülerek, Maliye Bakanımızın bu konuda çok sıkıldığını söyledi.
Yani çok yakında futbolculara bu kafada giderlerse vergi sürprizi çıkabilir. Kibar bir şekilde bunu açıkladı.
Bakan her şeyi biliyor. Başarı için devletimiz her şeyi yapıyor. 5-10 tane yönetici, teknik direktör ya da futbolcu yüzünden biz kaos ortamını bir daha yaşamayacağız. Bunun mesajlarını Bakan Kılıç çok net verdi.
Dursun Özbek’i rahat bırakın
Galatasaray’ın mali durumu ortada. Nefes alacak hali yok. Yılda 100 milyon lira faiz ödüyor. Borcu 1 milyar 494 milyon lira. Bu tabloda Başkan Dursun Özbek’in nefes alması mümkün değil. Bu borç, futbol takımının kazanacağı maçlarla, taraftarın alacağı formayla bitmez.
Başkan Özbek, Florya ve Riva arazilerini değerlendirmek için Emlak Konut İdaresi ile bir protokol imzaladı. Bu anlaşma, iki sene içinde borçsuz bir kulüp haline getirecek Galatasaray’ı... Tabii bu kendi projesi. Ama bir de öteki taraf var. Muhalifler, ‘Nasıl Florya’yı, Riva’yı başkan değerlendirmeye kalkarmış. Cumhurbaşkanı’na nasıl teşekkür edermiş’ diyorlar. Yine bu insanlar birden bire ortaya çıktı.
Yapılacak olan kongrede Başkan Özbek’ten hesap soracaklarmış. Hep aynı senaryo... Galatasaray’ın iyi olmasını sanki istemiyorlar. “Dursun Özbek ya başarılı olursa” diye resmen korkuyorlar. Bu insanlar, “Galatasaraylıyım” diye ortada dolaşıp hava atıyorlar. İnanın çok ayıp... Bu tür eleştiri yapanlar kulüpten elini ayağını çekmedikten sonra sarı-kırmızılı takım hiçbir zaman düzelmez.
Şimdi soruyorum kendilerine... Özbek’i eleştiren büyük Galatasaraylılar, kulübün tırları çalınırken, Çatalca’da hayali depolar tutulurken, bir sürü ballı maaş alanlar varken neden onlara sesinizi çıkarmadınız? Hepsini bildiğiniz halde neden onları deklare etmiyorsunuz? Başkan Özbek, başarılı olur ya da olmaz orasını bilemiyorum. Ama bu projeyi gerçekleştirirse inanın Galatasaray tarihine öyle bir geçer ki, kulübün kurucusu Ali Sami Yen’den sonraki isim olur.
Donk şaşırmış
Benim tanıdığım Hollandalılar, ahlaklı ve terbiyelidir. Bu Donk, herhalde çakma Hollandalı. Galatasaray’a 2,5 milyon euroya geldi. Yılda da 1,5 milyon euro para alıyor. Böyle bir transfer yapan futbolcu kulübü için biraz ter akıtmaz mı? Şu anda taraftarla ters düştü. Takımda futbol oynaması mümkün değil. Yöneticiler, “Kendine kulüp bul” dediklerinde ‘Gitmem’ diyor. Yani oynamadan iki sene daha kalıp 3 milyon euroyu almak istiyor. İkinci bir Eboue vakası yaşanmak üzere... İnşallah Galatasaray bu Donk yüzünden çok büyük maddi kayıp yaşamaz.
