Otomobil Bir günde bir otomobilden saatte 20 araca geldi...

Bir günde bir otomobilden saatte 20 araca geldi...

26.04.2012 - 22:38 | Son Güncellenme:

Fabrika kurulduğunda ilk otomobili 10 kişiyle ve tam bir günde üretebilen Hyundai Assan, bugün 1500 kişi ve 53 robotla saatte 20 aracı bantlarından indiriyor

Bir günde bir otomobilden saatte 20 araca geldi...

Uygur Koşal, yolda yürürken bir Hyundai bayiinin önünden geçer. O dönemde Hyundai pazara yeni girmiştir. Çok beğenir. Tasarımı, fiyatı, özellikleri... Bir gün otomobil almaya karar verirse, seçeneklerden biri olacaktır Hyundai. Mühendis olan Koşal, kaderin cilvesi midir bilinmez, İzmit Alikahya’da kurulacak fabrika için iş başvurusunda bulunur ve kabul edilir. Ancak ortada henüz fabrika değil, inşaat vardır. İnşaatın bahçesindeki barakalarda kalır, çamurlar arasında çalışır aylarca. Bazen masanın üzerinde uyur yatak olmadığından.
1990 yılında Hyundai, Türkiye pazarına giriş yapmış, uygun fiyatı ve donanımlarıyla beğeni kazanmıştı. Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, her işte olduğu gibi bu konuda da aynı stratejiye izlediklerini söylüyor bir söyleşisinde. Kibar, “Biz çalıştığımız birçok alana öncelikle ticaretle girdik. Ticarette, satışta başarılı olunca, yatırıma girdik” diyor. Hyundai’de de böyle olmuş. Koreliler ile uzun pazarlıklar sonucunda, onları denizaşırı ülkede kurulacak ilk Hyundai fabrikası için razı etmiş. Bu da, aynı zamanda holdingin yabancı ortaklı ilk yatırımı olmuş.

İlk otomobil üretiliyor...
1993 Aralık ayında hükümetin onay vermesiyle Hyundai Türkiye fabrikasının kurulmasına karar verilmiş ve 25 Eylül 1995’te temel atılmış. Rekor sürede tamamlanan fabrika, 1997 yılının Temmuz ayında seri üretime başlamış.
İnşaat tamamlanıp da, iş, ilk aracı üretmeye geldiğinde, toplam 10 kişilerdir. Diğer işçiler için başvurular başlamış, elemeler sürmektedir. Kendisi de bizzat bu seçici ekibin içindedir. 10 arkadaş, ilk otomobili banttan indirmek için canla başla çalışmaya başlar. O dönemde CKD yani yarı mamül oılarak gelmektedir otomobiller. Ancak yine de fabrikada otomobilin tüm montajını ve diğer işlemleri gerçekleştirecek sadece 10 kişi vardır.
Uygur Koşal, o ilk günü anlatırken aynı heyecanı duyuyor. “İlk otomobil banttan indiğinde inanılmaz derecede heyecanlanmıştım. Çünkü düşünsenize, ortada sadece bir metal ve parçalar var. Ortaya otomobil çıkıyor. İlk otomobil boyahaneden çıkarken hepimiz bakakalmıştık. İnanılmaz bir heyecan” diyor. 10 kişilik ekip, ilk otomobil üretirken sürekli olarak istasyon değiştirmiş. Bunun için hatları sürekli durdurup tekrar başlatmışlar. Gri Accent’i üretmek, “bir tam gün” sürmüş. Daha sonra da ikinci otomobili üretmişler. Yine aynı şekilde... Koşal, şu an fabrikanın Üretim Müdürü. Diğer 9 arkadaşı da, farklı birimlerde sorumluluklar üstlenmiş, takım lideri olmuş.

125 bin kapasite
Hyundai Assan Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Fabrikası, 20 Eylül 1997’de gerçekleştirilen törenle açıldı. 1 milyon metrekarelik alanın 233 bin metrekaresi fabrika sahasına ayrılmış. 180 milyon dolarlık yatırımla kurulan ve toplam yatırım miktarı bugüne kadar 500 milyon doları bulan fabrikanın, şu an yıllık 125 bin adetlik üretim kapasitesi bulunuyor. Yani bir günde bir araçtan, saatte 20 araca çıkılmış. 10 kişi yerine, iki vardiyada toplam 1500 kadar işçi çalışıyor üretimde. 53 tane de robot...
İlk ihracatına Starex modeliyle 2002 yılında başladı fabrika. Ortadoğu ülkelerine gönderiliyordu. 2005 yılına kadar yıllık üretim rakamları 30-35 bini geçmemiş. 2007’de Matrix’le birlikte üretim kapasitesi 100 bine çıkarılmış. 39 yan sanayi firmasıyla çalışan Hyundai Assan’ın dördü dışında diğer tüm tedarikçileri Türk ya da Türk ortaklı.
i20’nin dışında yeni bir model için daha yatırım yapılması gündemde olan Hyundai Assan’da şimdilik Ar-Ge yok. Gerektiğinde Kore ya da Avrupa’daki Ar-Ge bölümünden yardım isteniyormuş. Fabrika Müdürü B. J. Jin, “İleride daha büyürsek, belki o zaman gündeme gelebilir...” diyor.

Haberin Devamı

Bir günde bir otomobilden saatte 20 araca geldi...

Bir günde bir otomobilden saatte 20 araca geldi...

Yeni açılımların peşinden gidiyor
Beyazlığın hakim olduğu bir fabrikadan içeri giriyoruz. Güneşle birlikte fabrikanın bembeyaz dış duvarları da parıldayıp gözümüzü kamaştırıyor. Aynı beyazlık, bizi kapıda karşılayan Genel Müdür Hideto Yamasaki’nin üzerindeki Honda gömleğiyle devam ediyor. Bu gömlekler, fabrikada herkesin kendisini eşit hissedebilmesine yönelik bir kural. Ayrıca özel odasını bırakmış, tüm idari personelin bulunduğu açık ofisteki masasında oturuyor. Sekreter de kullanmıyor. İnsana ve çalışana verilen öncelik politikasının ürünü.
Gebze’deki Honda Türkiye, şu sıralar hareketli. Fabrikanın otoparkı, üretimden çıkmış yeni Civic’lerle doluyor. Yeni Civic, fabrikaya yeniden hareketlilik kazandırmış.
İlk etapta 1992’de yüzde 50-50 ortaklıkla Anadolu Honda Holding Otomobilcilik A.Ş olarak kurulan şirketin 1996’da temelini attığı fabrika, 14 ayda tamamlanmış, Civic Sedan üretmeye başlamıştı. Anadolu Grubu, Japonları ikna için büyük çaba harcamıştı. Ancak krizler ve anlaşmazlıklar, ortaklığı 2002’de bitirdi. 2003’den itibaren yüzde 100 Honda kontrolüne geçip adı Honda Türkiye A.Ş olarak değişen şirket, ihracat odaklı bir atılım planladı.

Şanssızlıklar bırakmadı
Bu çabalar, 2005 yılına kadar sonuç vermedi. Bu tarihte Civic modelinin yanında City de üretilmeye başlanmıştı.
Yeni Civic Sedan ile birlikte 2006 yılı sonunda 100 milyon dolarlık yatırım, kapasiteyi 30 binden 50 bin adede çıkarttı. Hatta bu miktarın 70 bine çıkartılması gündemdeydi. Ancak City’nin üretimden kalkması, 2009 krizinde Civic Sedan’ın önemli ihraç pazarı Rusya’daki satışların düşmesi fabrikayı etkiledi. 2009’da Honda’nın üretimi 18 bin adetlerde kaldı.
Krizde şirketin harcamaları ve ekstra yatırımı kesmesi, Japonya’daki deprem felaketi sonrasında yedek parça krizi nedeniyle duraksamalar ve daha bir çok şanssızlık yaşadı fabrika.

‘Verimli hale gelecek’
Genel Müdür Hideto Yamasaki, yeni Civic’ten aldığı rüzgarla bayi ağının yeniden gözden geçirilip artırılmasını, böylece de yıllık Civic satışlarının hareketlendirilmesini amaçlıyor. Ardından da ekliyor:
“İhracat için sorumlu olduğumuz pazarlar değişti. Artık ağırlıklı olarak Körfez ülkelerinden sorumluyuz. Bu pazarların biraz yatışmasını bekliyoruz, ancak umut verici bir potansiyel var.”
Fabrikada ikinci bir model daha üretilmesi fikri, Yamasaki’nin de gündeminde. “Biliyoruz ki, fabrikanın 50 binlik kapasitesinin dolması gerek. Ancak bu şekilde verimli fabrika olabileceğiz” diyor. Fabrikanın bir bölümünde şu sıralar otomobilin yanı sıra parça da üretiliyor. Getirilen kalıplarla İngiltere’de üretilen Civic HB ve CR-V gibi modellerin de kaporta parçaları üretiliyor, ihraç ediliyor.
Bu arada fabrika, gerek kalite konusunda gerekse de kendisiyle benzer kapasitelere sahip diğer Honda fabrikaları için örnek oluşturacak işler de yapmış. Nitekim koltukların üretimi, fabrikanın içine alınmış. Şayet verimli bulunursa, dünyanın başka ülkelerindeki küçük kapasiteli fabrikalarda da uygulanacak.

Haberin Devamı

SON