Otomobil Bir günlüğüne Hakkinen

Bir günlüğüne Hakkinen

06.08.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir günlüğüne Hakkinen

Bir günlüğüne Hakkinen


Veya isterseniz Schumacher olun! Bu eşsiz zevki tatmanın kaç yolu var dersiniz?


       Otomobil ve yarış tutkunları için bu başlığı duymak bile, adrenalin denen maddenin vücutta bir miktar salgılanması anlamına gelir. Eh kolay değil, saatte 300 km / h dolaylarında bir hız ve siz... Ağzınız gitgide kuruyor, damarlarınız çekiliyor, vücudunuzdaki tüm kaslar harekete geçiyor, dişleriniz istemeden de olsa birbirine sürtünüyor, avucunuzun içinde ve alnınızda ter damlaları oluşmaya başlıyor, kollarınız kasılıyor...
       Böyle bir zevki nasıl mı yaşarsınız? Mesela hemen koşup, en uygunundan bir PlayStation satın alır, içine Formula 1 için yapılmış bilmem kaçınca versiyon oyunu takar, en yakın televizyona yazılırsınız! Ya da bu işi bilgisayarınızda, bir PC oyunu ile halledersiniz. Haaaa, eğer daha kanlı canlı olsun diyorsanız, yaşınız da tutuyor, okula da mani oluşturmuyorsa, bir Atari salonunda jeton karşılığı direksiyona geçebilirsiniz. Sizin başınızda dikilip, "Ne zaman kalkacaksın?" alt yazılı gözlerle bakanlardan rahat edebilirseniz tabii...
       Bu da olmadıysa, biraz pahalı olacak ama, Avrupa'da sırf bu işin hastaları için geliştirilmiş özel simulatörler bulunuyor. Siz, gerçeğe yakın bir Formula 1 otomobilinin içine kuruluyorsunuz ve önünüzdeki büyük ekrana kapılarak, sanki pistte tur atar gibi zevk alabiliyorsunuz. Eh, kurulduğunuz araç da, bir iki hareket yapıp, yerinden kımıldıyor ve size hoş anlar yaratıyor.
       Ama bu da yetmedi değil mi? O halde şu masraf işini biraz daha abartıverelim ve ciddi ciddi bir Formula 1 aracına binmekten söz edelim. Mesela Kanadalı Patrick Xuereb, sırf bu iş için kalkıp oğlu ile birlikte RaceInc adlı bir şirket kurmuş. Bu şirket, gerçek Formula 1 sürüş zevkini tatmak isteyen paralı müşteriler için "birer günlük" programlar hazırlıyor. Günde sadece altı kişinin kabul edilebildiği bu sürüş programı için, sıkı durun, tam 8 bin ABD dolarını (yaklaşık 5 milyar TL filan) biraraya getirmiş olmanız gerekiyor! Bu paranın içine yarış parkurunda yapılan sürüş, kısa bir eğitim, yiyip içme, konaklama, hayat sigortası ve tulum dahil. Burada, 4 adet 98 model Benetton F1, 2 adet Lola F1 ve 3 adet 94 model Arrows F1 (ben de bunları her yıl ne yaparlar diye meraklanırdım!) aracının yanında, Formula 3000 ve CART (Amerikalıların Formula 1'i de denebilir) araçları da mevcutmuş.
       Tabii "Haydi Bismillah!" deyip F1 araçlarıyla piste fırlayamıyorsunuz. Önce 3 serisi BMW otomobillerle pistte turlayıp fren ve gazlama egzersizleri yapılıyor. Ardından biraz daha güçlü (170 beygir) Mazda motorlu küçük Formula araçlarıyla turluyorsunuz. Biraz direksiyonda piştiğinize inanan kurs yetkilileri, sizi F1'in bir küçük boyu olan Formula 3000 araçlarına alıyor. Ve en sonunda da, 650 beygirlik (şimdikiler 800 beygire yakın) bir Arrows'a (Benettonlar henüz servise sokulmamış çünkü) geçiyorsunuz. İşte Hakkinen veya Schumacher ya da De La Rosa oluverdiniz. Sadece bir günlüğüne de olsa!
       Benzeri programlar uygulayan Aintree veya Adrenalin gibi başka kuruluşlar da var tabii. Ama fiyatları yaklaşık 1 milyardan aşağı değil. Zira, bu iş gerçekten de pahalı. McLaren ve Arrows'un gösteri amaçlı iki kişilik F1 araçlarına da binemeyeceğinize göre, siz yine PlayStation'dan şaşmayın derim! İyi pazarlar...

Skoda 'pir' geldi

Son yıllarda model çeşitliliği ve kalitesinde belirgin yükselişler yaşayan, bunun karşılığını da Avrupa çapındaki satışlarıyla alan Skoda'nın en yenisi olan Fabia, artık Türkiye'de de satılmaya başlandı. Avrupa'da başarılı bir satış grafiği yakalayan bu tamamı yeni model, Skoda'nın her açıdan en başarılı araçlarından biri. İlk etapta 1.4 68 beygir ve 1.4 101 beygirlik motor seçenekleri ile getirilen Fabialar, zengin standart donanımlarıyla da göz dolduruyor. 68 beygir motorda Comfort, 101 beygirlik motorda ise Comfort ve Elegance donanım paketleri bulunan Fabia'nın fiyatları da, anahtar teslimi 7.6 milyar ile 9.4 milyar arasında değişmekte. İlk partisi tükenen Fabia'nın, önümüzdeki yıl daha farklı motor ve donanım seçeneklerinin geleceğini de söyleyelim. En ucuz versiyonunda bile klima, torpido gözü soğutması, sürücü ve yolcu hava yastıkları, uzaktan kumandalı merkezi kilit, yol bilgisayarı ve immobilizer'in standart sunulduğu Fabia'nın, özellikle gençlerin ilgisini çekmesi bekleniyor.

80 günde devr-i Lupo

Türkiye'de ilk defa sadece internetten satışına başlanan VW'nin en küçük modeli Lupo, dünya çapında da bir rekora imza attı. 16 Mayıs'ta Almanya'nın başkenti Berlin'den yola çıkarak 80 gün boyunca, 5 kıtayı dolaşan Lupo, bu gezisini yine Almanya'da noktaladı. 1.2 litrelik TDI motoruyla 33 bin 333 kilometre yol kateden Lupo, fabrikanın verdiği bilgiye göre bu yolculukta sadece 793 litre mazot tüketti. 80 günlük yolculuğu boyunca ortalama 85.6 km / h süratle yol alan minik VW'nin 61 beygirlik motoru, 100 kilometrede yaklaşık 2.38 litre mazota ihtiyaç duymuş. Toplam altı şoförün değişimli olarak kullandığı Lupo'ya, yolculuk boyunca iki kişilik bir teknik ekip ile 7 kişiden oluşan TV ve fotoğraf çekim ekibi izlemiş. Lupo'nun, Türkiye'de sadece 1.4 litre 75 beygirlik benzinli motor seçeneği satılmakta.

Her koşulda Volvo

Adı, konfor ve prestijle anılan markalardan biri olan Volvo da, sonunda "arazi"ye uydu ve esteki açıdan zarif bir otomobil olan V70'i yükselterek yoldan çıkarmayı başardı! Volvo'nun bu sınıfta Audi, Subaru ve BMW gibi markalara karşı rakip olarak çıkardığı V70 XC, yükseltilmiş bir stationu andırmakla birlikte, dört tekerlekten çekiş sistemine ve farklı tamponlara sahip. 2.4 litrelik turbo beslemeli 200 beygirlik tek motor seçeneği bulunan V70 XC, düz yolda 210 km / s'ye kadar çıkabiliyor. 5 ileri kademeli manuel veya otomatik ve manuel kullanıma izin veren 'Geartronic' şanzıman ile alınabilen XC, anlaşılan meraklılarını oldukça şaşırtacak.

HAFTANIN GÜZELİ

       Spor otomobil ona derler!
       Kendisini spor otomobil olarak lanse eden birçok model gördük... Ancak bu seferki çok farklı. Gerçek bir spor! Franz Reindl'ın, Avusturya'daki Linz Sanat Akademisi öğrencileri ile birlikte tasarlayıp ürettiği araç, bir tenis raketi ile tenis topu şeklinde yapılmış Sürücü kabini açıkta kalan, raket sapı uzantısı ile de bir tankı andıran araçta, 1600 cc.'lik 90 beygir gücünde bir motor kullanılmış. 4.6 metre uzunluğundaki aracın adım ise "Tennis Mobile". Ne dersiniz, kendini "acayip sportif" hisseden bazı zenginler sipariş verir mi dersiniz?