Farkını yola saklıyor!

Levent KÖPRÜLÜ

Belki daha önce söylemişimdir. Ama ben, genelde otomobilin zeki, çevik, güçlü ancak "sade" olanını tercih ederim. Hatta severim. O otomobil ki, gücünü "car, car" etrafa göstermeye çalışıp, gün gelip üreticisinin bile tanıyamayacağı bir hale dönüşmüş olmasın. Ama kimsenin ummadığı bir zamanda, gerektiğinde de gücünü "kuzu postundaki kurt" misali sergileyebilsin...

İşte 140 HP'lik Golf 1.4 TSI, böyle bir araçtı. Teslim aldığımda, uzun süre mesaimi standart Golf'ten farkını aramakla geçirdim. Arka bagaj kapağındaki "TSI" harflerini gördüm de, biraz rahatladım. Tabii uzunca süre harfleri seyretmek yerine, havanın da esmesi nedeniyle sürücü koltuğuna erkenden oturuverdim.

Motoru çalıştırmadan önce

"Yemeğin en lezzetli lokması"nı sona bırakıp, içini incelemeye koyuldum. Ancak gözüme "geleneksel Golf konukseverliği"nin dışında bir ekstra takılmadı. Göstergelerinden, müzik sistemine, pedallarına, koltuklarına kadar tüm dekor, standart bir Golf'ün Comfortline'a uygun. Dolayısıyla iş, kontağı çevirmeye kaldı. Tamam, önce emniyet kemerimi bağladım elbette!

Kontağı çevirdiğimde gelen ses, ilk başta yine bir miktar şaşkınlık yarattı. Zira rolantideki motor sesi, 1.6 FSI'dan alışık olduğumla hemen hemen aynıydı. Sağ ayağım, gaz pedalıyla ufak bir "cilveleşme" yaşamaya başladığında da "Hooop, önde neler oluyor" demek geldi içimden. Zira motor sesine değişik enstrümanlar katıldı. TSI motorun kompresör ve turbo ikilisi, "mesai"ye başlamışlardı.

Haydi anlat bakalım!..

Önce, şu TSI merakımızı giderelim. Adını "Twincharge Direct Injection" (Türkçesi çift beslemeli doğrudan enjeksiyon yani püskürtme sistemi diye de çevirilebiliyor) kelimelerinden gelmekte. Kısaltırsanız TSI işte.

Aslında kısaltmasını aldığı kelimeler, onun içinde ne olduğunu anlatıyor. Kompresör ve turbodan destek alıyor. Böylece hem yakıtın daha verimli yanması, hem de daha iyi güç alınması mümkün oluyor. Motorda, alt devirlerde gereken ataklığı kompresör karşılıyor. Belli bir devirde de bu görevi turboya devrediyor. İkili, ivmelenme yani ataklık konusunda bilindik çoğu turbo motorda hissedilen kesintilere uğramıyor.

Artık yola çıkalım...

Performansın "P"sine bile ihtiyaç olmayan bir otopark çıkışı sonrasında gaz pedalının, sağ ayağımla samimiyeti ilerletip, uyum sağladığına tanık olduğumda gerçekten hoşuma gitti. Her komuta, motor hacminden beklenmeyecek çeviklikte yanıt veren motor, ortaya güzel sonuçlar çıkartıyor.

Fabrika verilerinde 8.8 sn olarak belirtilen 0-100 km/s hızlanma değeri, 1.6 lt motor hacimli pek çok araçtan daha iyi. Vitesleri birbiri ardına değiştirirken gözünüz, kilometre saatinin yükselişlerine bile takılamıyor. Zira 140 HP'lik versiyonunu kullanmamıza rağmen, gerçekten hayli zevkli. 170 HP'liğinin keyfini düşünemiyorum.

Bu zevk, 6. viteste ve düşük hızda seyrederken de mevcut. Yani 90 km/s civarındayken gaza bastığınızda, motordaki ikili birbiri ardına devirleri çevirmeye başlıyor. 6 ileri manuel şanzıman, motora hayli uyumlu. Son dişli sayesinde motor 2500 d/d civarındayken 120 km/s'ye ulaşıyor. Otobanda düşük yakıt tüketimi konusunda değerinin düşük çıkma nedenlerinden sadece biri.

Yakıt tüketimi demişken, fabrika verileri 100 km'de ortalama 7 lt olduğunu söylüyor. "Yaramazlık" yapınca 9.5-9.8 lt gibi değerleri, "efendi" kullanınca da ortalama 7.2-7.4 lt'yi gördüğümü söyleyeyim. 55 lt'lik depoyu tüketmem, 700 km'yi aldı.

Aracın süspansiyonları da, tipik bir Golf gibi konfor ağırlıklı tasarlanmış. Dolayısıyla aracı bir spor otomobil gibi kabul etmemeli. Her ne kadar dengeli bir yol tutuşa ve ESP'ye sahip olsa da, aile bireylerini korkutmanın gereği yok. Fiyatı 43 bin YTL civarından başlıyor.

* Neleri Var?

---------------

Golf 1.4 TSI 140 HP Comfortline

ABS+EBD, ESP, Yokuş Kalkış Desteği, Diferansiyel Kilidi, ASR, çift bölgeli otomatik klima, yol bilgisayarı, elektrikli camlar, yağmur sensörü, park sensörü, direksiyondan kumandalı radyo/CD çalar, 6 hava yastığı, yükseklik ayarlı ön koltuklar ve dahası...