Otomobil Ferrari kadar güçlü çelik canavarlar

Ferrari kadar güçlü çelik canavarlar

08.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Avrupa'da çok popüler olan kamyon yarışlarında, har biri 1000 beygire kadar güçlere sahip araçlar mücadele ediyor

Ferrari kadar güçlü çelik canavarlar

Çağnur HATİPOĞLU

 Formula 1 yarışlarının, tüm dünyada ne kadar ilgi çektiği artık su götürmez bir gerçek. Hız, performans, motor gürültüsü ve sonuna dek devam eden heyecan fırtınası... Pek çok motorsporları tutkununun, Formula 1 kadar heyecanlı bulduğu bir yarış var ki, boyutları itibariyle karşılaştırmak oldukça zor! Çünkü biri neredeyse "elma", diğeri ise "karpuz" benzetmesini hakedecek nitelikte.

Avrupa'da koşulan "Kamyon Yarışları"ndan bahsediyorum. Kamyonların Formula 1'i diyenler bile var. Zira güçleri, bir Formula 1 aracından hiç de az değil. Cüsse deseniz, onlarda fazlasıyla var. Buna karşın, yollarda her türlü yükü taşırken rastladığınız sıradan TIR çekicilerinin, pistlere çıktıklarında ne kadar kıvrak ve heyecan verici olduklarını tahmin bile edemezsiniz. Gerçekten de görmeye değer.

Nereden çıkmış?

Avrupa'da kamyon yarışlarının tarihçesi, 1980'lerin başlarına dayanıyor. Amerika'daysa bu, biraz daha öncelere... Nitekim Avrupa'da bu yarışların başlamasında, bir miktar da Amerika'daki örnek etkili olmuş.

Amerika'da motorları güçlendirilmiş devasa çekiciler, oval pistlerde hızlarını göstermek amacıyla yarışırken, Avrupalı sıradan nakliye sürücüleri, biraz heyecan, biraz da gösteri amaçlı olarak bir yarış düzenlemek istemişler. Yolda kullandıkları kamyonlarıyla yarış pistlerinde yarışma fikri ortaya çıktığında, bunun, Amerika'daki örneklerinden biraz farklı olmasını istemişler. Yani sadece pistte hız için değil, aynı zamanda sürücülük yeteneklerini göstermek için de gazlamak istiyorlarmış.

Sonuçta ilk yarışlar Fransa'da yapılmaya başlanmış. Ardından da İngiltere'de. Tabii bunlar ilk etapta sadece özel arazilerde, pist haline getirilmiş trafiğe kapalı alanlarda yapılıyormuş. Seyircilerinin artması, 1985'te ilk Avrupa Serisi Kamyon Yarışları'nın yapılmasına kadar varmış. Tabii bu yarışlar da, özel pistlere kaydırılmış. Yarışlar, 1988'de amatör yarışçılar arasında kurulan Avrupa Kamyon Yarışları Organizasyonu'nca, daha sonraki yıl da Avrupa Kamyon Yarışları Birliği tarafından düzenlenmişb. Özel kurallar konulurken, fabrika takımları da sahneye çıkmaya başlamış.

Formula 1 ile ortaklıkları

Daha yazının başında elma ve karpuz benzetmesi yapsam da, aslında benzerlikleri yok değil iki yarış türünün ve araçlarının. Öncelikle Avrupa Kamyon Yarışları da, artık Formula 1 gibi Uluslararası Otomobil Federasyonu'nca kontrol ediliyor. Yani kurallar ve yarış takvimi, FIA tarafından belirleniyor.

Bir başka benzerlik, geçtiğimiz yıla kadar motor güçlerinde de vardı. Çünkü yarışlara katılan kamyonların yani TIR çekicilerinin güçleri, 1000 beygiri bulmakta. F1 araçlarınınki, yeni kısıtlamalar sonrası 800 HP civarına düştü. Yarış kamyonlarında da, F1 araçlarındaki gibi haifi malzemeler kullanılıyor. Tabii ne kadar hafifletilmeye çalışılsa da, normal yol kamyonlarından geliştirildikleri için 4.5-5 tondan fazla ağırlıkları oluyor ki, bu, bir Formula 1 aracının neredeyse 4 katından fazla bir ağırlık. Zaten bu yüzden (çelik yığını olduklarından) onlara 'Çelik Canavarlar' adı verilmiş. Kask ve ralli otomobillerindeki gibi kabin içi çelik kafesleri var.

Bu kadar şeye gerek var mı diye aklınızdan geçiriyorsanız, özellikleri okuyup siz karar verin. Nitekim 1000 beygir civarındaki dizel motorları, 4000 bin newtonmetre torka (motor çekiş gücü) sahip. 0'dan 100 km/s'ye çıkış zamanları ise, neredeyse bir yol Ferrari'si ya da Porsche 911 GT3 kadar iyi: 5 saniyenin altında...

Kasaları dışında seri üretilenlerle aralarında benzerlik bulunmayan bu kamyonların hızları, güvenlik ve eşitlik sağlanması amacıyla elektronik olarak 160 km/s ile sınırlandırılmış durumda. Şayet yarışta 160'ın üzerine çıkan olursa, ceza alıyor. Dört kez sınırı aşanlar, yarıştan diskalifiye olabiliyor. Ancak en performanslı olanları, limitörsüz olarak 250 km/s hızla çıkabiliyor.

Frenlere tonlarca su

Bu 'ağır sıklet' yarışçılar, pistin özelliğine göre yaklaşık 15 tur üzerinden çeyrek saatlik sürelerde turluyorlar. Aynı gün içinde serbest antrenman turları, sıralama turları ve finaller yapılıyor. Bir sezonda, her yarışa ancak 25 kamyon katılabiliyor. Bu, sadece özel durumlarda 30'a çıkabiliyor. Yarışmacılar ise, FIA'nın onayı ile seçiliyor.

Tabii bütün yarışlar gibi bu yarışlarda da takımların uyması gereken çok önemli kurallar var. Öncelikle motor hacimleri 13 litrenin üzerine çıkamıyor. Manuel şanzıman yani düz vites zorunluluğu var. ABS ve diğer fren sistemleri kesinlikle yasak. Frenlerin su ile soğutulmasına izin veriliyor. Bunun için her araçta 200 litrelik ayrı bir su deposu bulunuyor. Bir kamyon, bir günde 1.5 ton kadar su harcayabiliyor. Çünkü bu canavarlar, fren disklerinin sıcaklığı 500 dereceyi aşana kadar problem çıkarmıyor. Ancak disklerin sıcaklığı 500 dereceyi aşarsa, artık onları dizginlemek hayli zorlaşıyor.

Şovları, kulakları sağır eden motor gürültüleri, F1'deki gibi mankenleri, heyecan verici yarışlarıyla çelik canavarların çekişmesini izlemek gerçekten zevk verici. Her ülkede ve her pistte koşulmayan bu yarışları, günün birinde umarım Türkiye'de de görme şansımız olabilir diyelim...

Yazarlar