KALEİÇİ

TATIL KURDU / Nadir Elçi

(2004)
Büyük bir anfiyi andıran Kaleiçi, sadece Antalya’nın değil, ülkemizin en özgün turizm merkezlerindendir. Buradaki hemen tüm evler, eski Türk mimarisinin en güzel örneklerini sergiler. Çoğunluğu restore edilip otel, motel, pansiyon veya restoran olarak kullanılan evler, dedelerimizin keyiflerine ne kadar düşkün olduklarını da gözler önüne serer.
Burada evler, Osmanlı geleneğine göre birbirinin manzarasını, güneşini kesmeyecek şekilde inşa edilmiş. Böylece dedelerimiz, cumbalarda, teraslarda nargilelerini fokurdatıp kumda köpüklendirilen kahvelerini höpürdetirken, ciğerlerine tertemiz deniz havasını çekmekle kalmamışlar... Denizin, özellikle buradan seyrine doyum olmayan enfes manzarasıyla da gözlerine bayram ettirmişler. Dedim ya, sefalarına fazlasıyla düşkünlermiş. “Osmanlı bundan battıö denir, ama böylesine de değer be kardeşim...
Yollar atlara göre
O devirlerde motorlu taşıt ne gezer? Ulaşım, tabanvayla veya at, eşek sırtında yapılıyormuş. Kamyon ne gezer? Her tür ağır yük, katırlara vuruluyormuş. Demem o ki, Kaleiçi’ndeki yollar da o devrin taşıma araçlarına göre dizayn edilmiş, genişlikleri ona göre tutulmuş.
7-8 girişi var
Cumhuriyet ve Atatürk caddeleri ile deniz arasında kalan Kaleiçi’nin 7-8 tane girişi bulunuyor. Bana göre Kaleiçi’nde bir yere kestirmeden gitmek yerine, yolu uzatabildiğin kadar uzatmak daha keyifli oluyor.
Otomobil yasaklanmalı
Kaleiçi’ndeki otopark yerlerine, Orduevi’nin karşısındaki ve Kalekapısı girişinden ulaşılıyor. Bunun dışında bazı otel ve restoranların yakınında bir iki araçlık park yeri bulunuyor. Zaten burası arabayla gezilecek yerlerden de değil. Nitekim bana kalırsa, özel araç girişini hepten yasaklamak ve yaya girişini de ücretli yapmak gerekiyor. Zira Kaleiçi, çoğu müzeden daha zengin olanaklar sunuyor.
Bir iki hafta yetmiyor
Unutmadan ekleyeyim, “Aaaa ben Kaleiçi’ni gezdim, biliyorum" demek için arabayla limana inip, şöyle bir turlayıp, surdibindeki kafe ve restoranlarda oturmak yetmiyor. Arkadaki sokakları tek tek arşınlamak gerekiyor. Buradaki birbirinden özgün mekânların tadını tam çıkarmak için bir iki hafta bile az geliyor.
Tekne turları
Kaleiçi’ne kadar gidip tekne turlarına katılmamak olur mu? Gündüz turları, gidilen yerlere göre 2-6 saat; gece turları, 1-2 saat arasında değişiyor.
BENİMMEKANLARIM

Burada kalırım
Tekeli Konakları, bir avluyu çevreleyen altı konağın müthiş başarılı restorasyonuyla turizme kazandırılmış. Yüzme havuzu ve restoran bölümü avluda çözülmüş. Burada iç dış tüm mekanlarda, “Tik" kerestesi kullanılmış. Tekeli’de yemeğinizi, serin taş avlusunda buram buram yasemin kokuları eşliğinde yiyorsunuz. Mis gibi tik kokusunu duyarak uyuyorsunuz. Tekeli’nin temel direği ve jokeri Talya’dan emekli Yakup Kayacı’dır. İlgisine, hızına ve çalışkanlığına hayran olmamak elde değildir. 0242 244 5465
Burada yüzerim
Liman’ın doğusunda, mendireğin hemen dışındaki Mermerli Plajı, denizinin günün her saati değişen enfes rengi ile bana göre Antalya’nın en iyisi ve en sevimlisidir. Hemen üstündeki Mermerli Cafe-Restoran’ın manzarası doyumsuzdur. 0242 248 5484

Kahvaltıyı burada yaparım
Sultan-Mustafa Çopuroğlu çiftinin işlettiği Sultan Pansiyon’un temizliğine oldum olası hayranımdır. Ortasında 2 limon ağacının da yer aldığı şirin avlusunda kahvaltı yapmaya bayılırım. 0242 248 2713
Burada yerim
Hotel Alp Paşa, son derece keyifli bir oteldir. Buranın restoranı, Kaleiçi’nde 40 yıldır gittiklerim arasında en profesyoneli ve en kalitelisidir. Akşamları konukları kapıda bir kemancı karşılar. Yemek, havuzbaşında piyano eşliğinde yenir. Mehmet Usta’nın yemekleri ve takdimi dört dörtlüktür. Karşılama (Mustafa Kemal Can), servis (İlhan Şahinbay) hepsi kusursuz ve güler yüzlüdür. Burayı, karın doyurmak için değil, keyif için yiyenlere öneririm. Beğenmeyen faturayı göndersin, hesabı ben öderim. 0242 247 5676

Burada yorgunluk atarım
Günbatımına yakın, bir-iki kadeh yorgunluk içkimi Kale Barı’nda müthiş bir manzaraya karşı yudumlarım. Burası, bana kalede olduğumu daha iyi hissettirir. 0242 248 6591
Buralarda tepinmem ama...
Kaleiçi’nin diskoları limanın batı ucundaki Arma (Eski Club29) (0242 244 9710) ve surüstündeki Ally’dir. Arma’da tepinmek yerine, restoranında enfes manzarasına karşı yemeyi içmeyi tercih ederim. Gündüzleri kapalı olduğu için Ally’de (0242 244 7704) onu da yapamam.

Müzesi de var
Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi’nde, eski Antalya evlerinin en güzel örneği ve burada yaşam sergileniyor. Müze Bahçesi’ndeki ikinci bina ise Aya Yorgi Kilisesi’dir. 0242 243 4274