Otomobil Mardik Harikalar Diyarında

Mardik Harikalar Diyarında

16.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mardik Harikalar Diyarında

Mardik Harikalar Diyarında


Yıllarını ticarete vermiş olan Mardik İvatgil, stresten kurtulmanın yolunu bulmuşa benziyor. Akşam evine geldiğinde önce kızını sevip yatırıyor, ardından yüzlerce minik otomobiline koşuyor ve bu renkli dünya ile avunuyor


       1962 doğumlu Mardik İvatgil, her Türk vatandaşı gibi akşama kadar hayat mücadelesi veriyor ve akşam hellak perişan evine varıyor. İş ve trafik stresi onu daha da halsiz kılıyor şüphesiz. Hatta çok sevdiği halde otomobil kullanmak bile onun için çile halini almış. Çoğu yere gitmek için otobüs, tren ve vapur ilk tercihi olmuş. "Böylece yolda düşünüp, dinlenme fırsatım oluyor" diyor, genç işadamı.
       Öğretim üyesi olan eşinin sorunları da kocasınınkinden çok farklı değil. Geçtiğimiz yıllarda otomobil alması, genç öğretim görevlisini özgür kulacağına daha da sıkmış. İstanbul'da yaşanan park yeri sorunu onu da bezdirmiş. "Çocuk olmasa katiyen otomobil kullanmayacağım, ama mecburum" diyor Bayan İvatgil.
       Çalışan eşlerin sorunlarına farklı bir boyut getirmeyi ise İvatgil çifti başarmış. Akşam anne çocukla, baba minyatür otomobillerle oynuyor ve evde sorun pek yaşanmıyormuş.
       Biz Mardik İvatgil'e otomobil aşkının nereden doğduğunu sorduk, ilginç bir cevap aldık: "Eskiden otomobillerin ön koltuğu yekpareydi. Ben de babamla annemin arasına takılan direksiyonlu çocuk koltuğunda oturduğum için otomobili ve kullanmasını çok iyi gözledim ve kavradım. Aşkım burada filizlenmiş olsa gerek" diyor. Daha sonra kapalı alanlarda otomobil sürmeyi ilerleten minik İvatgil'e ailesi ve yakınları hep aynı hediyeyi alır olmuşlar. Bu hediye minyatür otomobillermiş.
       1978 yılında yaptığı sayımda küçük otomobil adetinin 100'e ulaştığını görmüş ve heyecanlanmış. Matchbox ağırlıklı bu minik koleksiyonu geliştirmeyi kafasına koyduğunda yaşı 18 imiş. Arkadaşları haylazlık yaparken küçük Mardik minyatür otomobillerin harika dünyasına dalar gidermiş. Kızları sinemaya götüreceğine harçlıklarını biriktirip Pilavcı Pasajı'ndan minyatür otomobilleri pazarlık edip alırmış.
       Yıl 1986 olduğunda minyatür otomobil koleksiyonu hatırı sayılır bir hal almış. Tahsil, askerlik, ticaret derken bu hobisini hiç ihmal etmemiş. Bu arada meslek gereği gittiği Paris'te bir çok mağaza keşfetmiş ve başlamış "ikinci el minyatür otomobil" alıp satmaya. Üye olduğu dergilerden de faydalanarak başlamış fuarları takip etmeye. Özellikle panayırlarda çok ilginç minyatürler bulmuş. Örneğin, 1960 Ford Thunderbird'ü el yapımı bulunca çok sevinmiş ve almış.
       Bu ve benzer anılar onu hep mutlu etmiş ve ediyor. Bu gün huzurlu bir aile yapıları varsa eğer, İvatgiller bu huzuru 700'ü aşkın minyatür otomobile borçlular belki de...
       Çoğumuzun önemsiz oyuncaklar olarak gördüğü bu minik otomobillerin sihirine, bu yazıyı okuyup da inanmamak mümkün mü? Ne dersiniz?..