18.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Sıkça okuyanınız varsa, şimdi söyleyeceğim cümleyi muhakkak bir yerlerde okumuştur: Uçak teknolojisinden yararlanılarak geliştirildi!
Hoppalaaaaa... Durup dururken bir otomobilden bahsedileceği yerde, uçak nereden çıktı? Çok basit. Şu an yollarda gördüğünüz ya da tarih kitaplarında rastladığınız otomobil üreticileri arasında ciddi şekilde havacılık sektörüyle uğraşmış, hatta işine uçak üreticisi olarak başlayıp, sonradan otomobil üretmeye karar vermiş olanlar var. Tabii otomobil üretirken, savaş sırasında bu işlere bulaşmış, ancak sonradan şirketin bir parçasını havacılığa ayırıp vazgeçememiş olanlar da...
İşte bu başlığın "baş köşesi"ne İsveç'ten bir markayı koymak gerekiyor. O da, şu sıralar 60. yılını kutlayan Saab'dan başkası değil. Tabii 60. yıl, otomobil yapımı konusunda. Aslında Saab'ın kuruluşu, İsveç hükümetinin lokal havacılık endüstrisi kurma isteğini nedeniyle 1937'ye dayanıyor. Önceleri lisan altında Alman uçakları üretiyor, sonradan kendi modellerini geliştiriyor. Bu sıralarda da uçak mühendislerinin bir bölümü, firmanın ilk otomobilini tasarlıyor ve uçakların geliştirildiği hava tünelinde aerodinamik şekilleri veriliyor. Böylece Saab, havadan ve karadan adını duyurmaya başlıyor. Hatta ilk üretilen araç,İsveç uçak şirketi merkezinin personel kantininde tanıtılıyor. Bugün üretilen Saab'ların çoğunda, işte bu deneyimin izleri var. Kararan gösterge paneli gibi...
Bu arada ilginç bir ayrıntı daha. Saab'ın kendi ülkesinden çıkan rakibi Volvo da havacılık işinden anlıyor. Nitekim bir dönem Saab'ın ürettiği uçakların motoru, Volvo'nun ortak olduğu fabrika tarafından üretilmiş. Bugün Volvo Aero, halen uçak motoru üretimi yapıyor.
Gelelim BMW'ye. BMW'nin ilk kuruluşu da, havacılıkla ilgili. Zira 1. Dünya Savaşı öncesinde kurulan şirket, önceilkle uçak motorları geliştirilmesi üzerine çalışıyor. Hatta komple uçak geliştirmişlikleri bile var. Markanın amblemindeki mavi beyaz şekil, bir uçak pervanesini simgeliyor. BMW, motosiklet ve otomobil üretme işine ise savaş sonrası uçak üretiminin askıya alınması üzerine başlıyor. Bir ara Rolls Royce ile birlikte havacılığa geri dönen BMW, daha sonra bu işi temelli olarak bırakıyor. Yani karada kalıyor...
Sözü gelmişken, Rolls-Rolyce'dan da bahsetmeden geçmemeli. Zira firmanın kurucu ortaklarından Charles Steward Rolls, bir uçma meraklısı. Kendisi uçuş lisansına sahip 2. İngiliz vatandaşı ve bir uçak kazasında hayatını kaybeden ilk İngiliz. Henry Royce ile tanışıp, onunla şirket kurduktan sonra önceleri otomobil üretmişler. 1. Dünya Savaşı ile birlikte uçak motoru üretimine başlayan ikili, uzun süre havacılık endüstrisinden kopamamış. Sonuçta Rolls-Royce otomobil bölümü zora düştüğünde, havacılık bölümü ondan ayrılmış. Otomobil bölümü kurtulurken, havacılık bölümü de desteklerle yoluna devam etmiş. Bugün bindiğiniz pek çok uçağın motorunda halen "RR" imzası var.
Hollandalı Spyker, İngiliz Bristol, hatta bugün dünyanın en pahalı otomobillerinin markası olan Bugatti'nin, işlerine önce uçak motoru ve uçak üretimiyle başladığını kısaca söyleyelim.
Ancak bazı şirketler var ki, onlar uçak ve uçak motoru işine biraz da koşullar gereği girmişler.